Döviz girişi artınca döviz ucuzluyor cari açık büyüyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Geçen hafta sonu Merkez Bankası yılın ilk 4 ayının Cari İşlemler Hesabı rakamları açıklandı.

İlk 4 ayda cari açığın (döviz açığının) 14.2 milyar dolar olması Hükümeti, olayları kısa dönemli değerlendirenleri, günü kurtarmaktan başka şey düşünmeyenleri endişelendirmiyor... Çünkü açıktan daha fazla döviz girişi oldu.

Ama ülkenin sorunlarını daha uzun dönemde düşünenler için ilk 4 ayın rakamları endişe vericidir.

- Cari açığın(döviz açığının) büyüklüğü, önümüzdeki dönem için sorunun önemini ortaya koyuyor. Açık, yılın ilk 4 ayında 14.2 milyar dolar oldu. (4 Aylık ihracat geliri TÜİK'e göre 35.6 milyar dolar, MB'ye göre 36.1 milyar dolar.)

- İhracat gelirinin nerede ise yarısı kadar döviz açığı veriyoruz. Bu gidiş ile yıl sonuna kadar döviz açığı en az 45 milyar dolara ulaşacak.

 - Açığa önem verilmemesinin nedeni 4 Ayda 14.2 milyar dolar açığa karşılık ülkeye 20.7 milyar dolar döviz girmesidir.

- Giren dövizin (net) 11.7 milyar doları döviz kredisi. 7.2 Milyar doları (net) bono, hisse senedi satın almak için gelen döviz. 1.7 milyar doları arsa, bina, şirket satın almak için yabancıların getirdikleri döviz.

 - Dışarıdan ülkeye giren döviz, döviz açığını kapatmak için gelmiyor. Tersine, dışarıdan büyük ölçüde döviz girince, (1) Döviz ucuzluyor. (2) Ucuz döviz ile ucuz ithalat yapılıyor. (3) Döviz açığı kontrolden çıkıyor. Büyüyor.

- Ülkeye giren döviz, bizim emeğimizin, üretimimizin, alın terimizin karşılığı döviz olsa, "kalıcı olur". O zaman da zaten döviz açığı (cari açık) olmaz.

 - Ülkeye giren döviz "sıcak para" dedikleri "kalıcı olmayan" döviz. Döviz kredilerini faizi ile ödeyeceğiz. Bonoya, hisse senedine gelen dövize karşılık faiz, kâr payı ödeyeceğiz. Getirenler istedikleri zaman bonoları hisse senetlerini satıp gidecek.

 - Ülkeye "gökten döviz yağarken", akıl karıştıran bir gelişme sürüyor. Eskiden nereden geldiği belli olmayan döviz girişi varken, şimdilerde nerede gittiği belli olmayan döviz çıkışı başladı. Mart ayında nereye gittiği belli olmayan 301 milyon döviz çıkışı vardı. Nisan ayında, bir ayda nereye gittiği belli olmayan döviz çıkışı 3.0 milyar dolar oldu.

- Anlaşıldığı kadarı ile, krizde, yurt dışındaki hesaplarından ülkeye para getirenler, şimdi Türkiye'den dışarıdaki hesaplarına para aktarıyorlar.

 Bu tabloyu tarım ve sanayi kesimindeki üreticiler ve tüketiciler açısından değerlendirirsek şunları söyleyebiliriz:

 - Göreceli olarak Türkiye'deki faizin diğer ülkelerdeki faizlerden yüksek olması nedeniyle kredi olarak döviz girişi devam ediyor. Hazine bonoları ve banka kredileri faizi nedeniyle döviz girişi piyasada döviz bolluğu yaratıyor.

- Döviz bolluğu döviz fiyatının ucuzlatınca ithalat artıyor. İthalatın artması sadece cari açığı büyütmüyor. Yerli üretimi caydırıyor.

- İthalat ile rekabet edemeyen üretici güç duruma düşüyor.

- Buna karşı ucuz ithalat (1) Enflasyonun aşağıya çekilmesine destek veriyor (2) Üst gelir grubunun ucuz ithal ürünlerine para harcamasının kapısını açıyor.

 Kriz, ucuz döviz politikasına son verilesi ve da cari açığın kontrol altına alınması için bir fırsat yaratmıştı.

Biz bu fırsatı değerlendiremedik. Kriz öncesi şartlar hemen oluştu. Ucuz döviz sorunu gündemde kaldıkça, bide ihracatı artırmak,ithalatı sınırlamak mümkün olamayacak. Bu mümkün olamayınca da yatırımlar,üretim ve istihdam artamaz.

Bu gerçeği Hükümet ne zaman fark ederek ekonomi politikalarını gözden geçirecek? Her halde çok bekleyeceğiz. Çünkü kriz bile bu imkanı yaratamadı. Henüz Ankara ucuz dövizin zararlarının önemini anlayabilmiş değil.

Tüm yazılarını göster