Dolar sağ olsun; artmasının yararı da var, dış borç düşük görünüyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Hani arabanızla benzin pompasına yanaşırsınız, gözünüzü diktiğiniz sayaç sürekli artmaktadır; akaryakıt istasyonuna girerken pek dikkatli bakmamışsınızdır yakıt göstergenize,  "Amma da boşmuş" diye düşünmenize yol açan depo doymayacak gibi yutmaktadır benzini... Tıpkı doların TL'yi yutması, eritmesi gibi. Arada Mehter gibi biraz geri adım atılıyor olsa da, yön yukarıyı göstermektedir yine. İşte dün; daha gün yarılanmamışken 2.68 bile görüldü. 

Depo "dolar"; ama "dolar" doymaz! Hele hele bizde TL'yi aşındırma konusunda bu potansiyel olduktan sonra dolar hiç doymaz!

Belki bugünler iyi günlerdir. "Bir zamanlar maziye bak, dolar 2.70'i bile görmemişti" diyeceğimiz günler de olacaktır belki. Dolayısıyla, bugünlerin tadını çıkarmak da gerekir. 

Hele seçime daha da yaklaşalım... Hele seçimde dengeleri tümden bozacak sonuçlar çıksın... Hele seçimde makul bir sonuç elde edilsin, ama ekonomi politikalarını kökten değiştirecek, "Merkez Bankası niye büyümeye katkı veren politikalar uygulamıyor" diyenler ekonomi yönetimine geçsin, bu bakış açısıyla Merkez Bankası'nın bağımsızlığı rafa kaldırılsın, siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü... 2.70'ler mumla aranıyor muymuş, o zaman görün.
Ama doların değer kazanıyor olması her zaman kötü sonuçlar doğurmuyor neyse ki. En azından kağıt üstünde de olsa avantajlar da söz konusu.

Dış borç düşük görünüyor

Merkez Bankası'nın dün açıkladığı verilere göre, özel sektörün yurtdışından sağladığı dış borç şubat ayı itibariyle 236.7 milyar dolar düzeyine geriledi. Dış borç şubatta 2.7 milyar dolar düştü. Ocakta da 4.2 milyar dolar düşüş olmuştu. Yani iki aylık gerileme 6.8 milyar doları aştı.

Ama bu gerileme, ağırlıklı olarak doların diğer paralar karşısındaki değerlenmesinden kaynaklandı. Dış borç, ağırlıkla dolar, euro ve TL cinsinden oluşuyor. Kur değişimi elbette dolar cinsi borçları etkilemiyor; ancak euro ve TL cinsi borçlar dolar olarak ifade edilirken belirgin bir şekilde azalmış oluyor.

Özel sektörün yurtdışından sağladığı ve şubat sonunda 236.7 milyar dolar olan borcunda yılbaşına göre gerçekleşen 6.8 milyar dolarlık gerilemede kur farkının tam olarak ne ölçüde rol oynadığını ne yazık ki görme şansımız yok. Bu hesaplama biraz eksik kalıyor. Çünkü, özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli ticari kredilerin döviz kompozisyonu izlenemediği için, bu kredilerle ilgili bir kur farkı hesaplaması da yapılamıyor. Dolayısıyla kur farkı hesabını kısa vadeli diğer krediler ve uzun vadeli krediler için yapabilme şansına sahibiz.

Kısa vadeli diğer krediler iki ayda 1.9 milyar dolar azaldı. Bu kredilerdeki azalmanın 1.3 milyar doları kur farkından geldi. Yani, söz konusu kredilerdeki gerçek azalma 562 milyon dolar düzeyinde. 

Uzun vadelide ise durum farklı. Özel sektörün uzun vadeli kredileri ilk iki ayda 2.4 milyar dolar azaldı. Ancak, kur farkı kaynaklı azalma 4.1 milyar dolar düzeyinde. Bir başka ifadeyle özel sektörün uzun vadeli dış borcu bu iki aylık dönemde aslında 1.7 milyar dolar net bir artış gösterdi. Doların değer kazanması sayesinde net artış negatife döndü.
Kısa vadeli ticari kredilerde kur farkının hesaplanamadığını belirttik. Bu krediler dışında kalan toplamda ise, yani kısa vadeli diğer krediler ve uzun vadeli krediler toplamında, görünür borç azalması 4.3 milyar dolar. Bu kredilerdeki kur farkı, negatif 5.4 milyar dolar. Yani borçta net anlamda 1.1 milyar dolarlık bir artış var. 

Toplam borç daha fazla

Bu arada, bir ayrıntıya dikkat çekmekte yarar var. Şubat sonu itibariyle 236.7 milyar dolar olan borç, özel sektörün "yurtdışından sağladığı" borcu gösteriyor. Özel sektörün bir de yurtdışında yerleşiklere karşı yurtiçinde oluşan yükümlülükleri var. Ağırlıklı olarak yabancıların döviz tevdiat hesaplarından oluşan bu borç, toplam kısa vadeli borç çerçevesinde bugün açıklanacak. Söz konusu rakamın 40 milyar dolar civarında gelmesi bekleniyor. 
Buna göre, özel sektörün toplam kısa vadeli borcu şubat sonu itibariyle yaklaşık 112 milyar doları kısa vadelilerden, 165 milyarı da uzun vadelilerden oluşmak üzere 277 milyara çıkacak.  

Tüm yazılarını göster