“Dolar ne olur?”

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ankara Radyosu’nda iki haftada bir konuk olduğum, yapımcılığını Falih Akıcı’nın yürüttüğü Ekonomi Günlüğü adlı bir program var. Bu programın sonuncusunda, yayın teknisyeni arkadaşımız Veysi Turgut, yayın bittikten sonra stüdyodan çıkarken bir soru yöneltti. Çok basit, ama yanıtını hemen her kesimden insanın merak ettiği bir soru. “Dolar sizce ne olur” diye sordu Veysi Turgut. Doyurucu bir yanıt veremedim. Veremezdim de zaten. Olsa olsa tahmin yürütebilirdim. Hem uzun uzadıya konuşma zamanımız da yoktu, “Sen en iyisi nisanı bekle, Merkez Bankası Başkanlığı için nasıl bir karar alınacak, ona bak” dedim. 

Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değerini belirleyen bir dizi etken var. Bunların önemli bir kısmı yurtdışı kaynaklı. Başta da FED’in aldığı ya da almadığı kararlar geliyor. Hemen hemen tüm paralar, yavru kuşların annelerinden yem beklemesi gibi, FED’den çıkacak karara odaklanmış, bekliyor. FED faiz artırırsa, tüm paralar değer yitiriyor, faiz artırımı geçen hafta olduğu gibi ötelenirse bu kez ciddi oranlarda değer kazanımı yaşanıyor. 

Yurtdışı kaynaklı etkenlere karşı yapabileceğimiz bir şey yok. Beklemedeyiz. Yalnızca biz değiliz bekleme konumunda olan, hemen hemen tüm ülkeler, tüm paralar. 

Ya bizim yapacaklarımız? 

Ama paramızın değerini belirlemede tek etken yurtdışındaki gelişmeler değil elbette. Bizim yaptığımız, yerine göre yapmadığımız, atmamız gerekirken atmadığımız adımlar da paramızın değeri üstünde önemli ölçüde belirleyici oluyor. 

İşte bu çerçevede önümüzdeki günlerin en önemli gelişmelerinden biri de Merkez Bankası Başkanlığı için verilecek karar olacak. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresinin dolmasına şunun şurasında yalnızca bir ay kaldı. Başçı görevini sürdürecek mi, yoksa yerine başka bir isim mi getirilecek, belli değil. Belki belli de, kamuoyu bilmiyor. 

Ama bazı tahminler de yapılmıyor değil tabii ki. Kimi çevreler, Erdem Başçı’nın siyasilerin istediğini neredeyse bütünüyle yaptığı ve bu yüzden artık yeniden atanmasının önünde engel kalmadığı görüşünde. 

Bazı çevreler ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, özellikle Başbakanlığı döneminde Erdem Başçı’yı çok sert ifadelerle itham ettiğini ve “Zamanı dolunca biz de düşünürüz” dediğini hatırlatıyor ve buradan hareketle Başçı’nın yeniden atanmayacağı mesajının ta o zamanlar verildiğinin altını çiziyor. 

Başçı bu göreve yeniden atanmazsa yerine kimin geleceği sorusu soruluyor elbette. Ekonomi bürokrasisinde, bu göreve piyasaları çok ama çok tedirgin edecek bir ismin getirilmesi olasılığı düşük görülüyor. Başçı’nın görev süresi uzatılmadığı takdirde, Merkez Bankası Başkanlığı görevine bir akademisyenin getirilmesinin şaşırtıcı olmayacağı ifade ediliyor. 

İşte bizim yapacaklarımız ya da yapmaktan kaçınacaklarımız doların bu yılki seyrinde büyük etki doğurabilecek. Bizde hala faizin yüksek olduğu ve mutlaka düşürülmesi gerektiği ısrarla vurgulanıyor. Merkez Bankası yönetimi, faizi çeşitli baskılara rağmen düşürmüyor, ama artırması gerektiği dönemlerde bu yönde adım atmadığında aslında bir anlamda düşürmüş oluyor. 

Merkez Bankası’na yeni bir yönetim anlayışı hakim olur, enfl asyon yüzde 8-9’larda gezinirken faizlerin aşağı çekilmesi gibi bir eğilim belirirse, bu yıl kımıldamış görünen yabancı girişi yeniden tersine dönebilir ve o zaman kur yeniden tırmanışa geçer. 

Bu yıl FED’in faiz kararındaki esnemenin etkisiyle Türk parası dolar karşısında değer kazanıyor. Dolar/ TL’de 2015 ve 2016’nın ilk iki buçuk aylık döneminin grafiği, tam ters yönde bir gidişat olduğunu gösteriyor. Geçen yıl artış eğiliminde olan ve ocak ayı ortalaması 2.33 düzeyindeyken martın ilk yarısında 2.58’e çıkan dolar, bu yıl tam ters yönde bir eğri çiziyor. Bu yıl ocakta 3.01 olan dolar, martın ilk yarısında 2.91’e inmiş durumda. 

Bunda biraz önce belirttiğimiz gibi FED’in başta açıkladığı faiz artırımı takvimini biraz esnetmiş olması da bir etken, bu sayede Türkiye’ye para giriyor olması da... 

Bu yılbaşından 11 Mart’a kadar olan dönemde yabancılar hisse senedi ve DİBS alarak net 1.6 milyar dolar getirdiler. Oysa geçen yıl hemen hemen aynı dönemde, yılbaşından 13 Mart’a kadar olan sürede yabancılar 2.2 milyar dolar çıkarmışlardı. 

Bu giriş eğiliminin sürmesi uluslararası gelişmeler kadar, bizim içerde atacağımız ya da atmayacağımız adımlara da bağlı. En baştaki soruya dönersek, “Dolar ne olur” sorusuna, biz yurtdışı kadar yurtiçinin de izlenmesi ve nisan ayında Merkez Bankası Başkanlığı için nasıl bir karar verileceğine bakılması gerektiği kanısındayız.

Tüm yazılarını göster