Dokuma ve giyime ek verginin yararı da zararı da var

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yayınlanan 2 ayrı tebliğ çerçevesinde AB ülkeleri dışından yapılan kumaşlarda yüzde 40, giyim eşyasında yüzde 30 oranında bir vergi artırımı yapılması öngörülmektedir.

Dokuma ve giyim sanayi Türkiye için önemli bir sanayi dalı. Üretici, ihracatçı, perakendeci ve tüketici bu kararlardan etkilenecek.

- Dokuma sanayiindeki üretici, ucuz ithalat baskısından kurtulacak. İç piyasa için daha fazla üretim yapacak.

- İç piyasaya ve ihracata dönük üretim yapan giyim sanayicisinin dokuma girdilerinin maliyeti yükselecek. İç piyasada giyim maliyetleri artacak. İhracatta rekabet şansı azalacak.

- Perakendecilerden yabancı olanlar ürünleri AB üzerinden ithal ettiğinden fiyat değiştirmeyecek. Yerliler doğrudan ithalat yaptıklarından rekabet şansını kaybedecek.

- Perakendecilerimiz kendi markalarını şimdilerde yurt dışına taşıyor. Yurtdışı mağazalarda Türk üretimi yanında Asya ülkelerinde ürettirdikleri malları da satıyor. Yurt dışı mağazalarda rekabet şansları azalacak. Mağaza zincirlerindeki gelişme duracak.

Okuyucularımdan bu konuda farklı değerlendirme notları alıyorum. Piyasanın içinde olan bir okuyucumun değerlemesi satır başları ile şöyle:

1) Türk üreticileri ve ihracatçıları bir kısım ara malını Türkiye'den satın alır, bir kısım ara malını yurtdışından ithal ederler. Yurt dışından ithal edilenlerin Türkiye'den tedarik edilmesi mümkün değildir çünkü hiç bir dokumacı, boyahane veya emprimeci için artık ucuz mal üretmek akıllıca değildir.

2) Tebliğlerin Bakanlar Kurulu tarafından onaylanması halinde bugünden itibaren 12 aya kadar sipariş almış olan bütün ihracatçılar ve iç piyasaya mal üreten firmalar büyük bir finansal ve ek maliyet altına girecektir ve takiben zarar edecek, siparişlerini sevk edemeyecek, firmalarını kapatmaya başlayacaklardır.

3) Yurtdışından ham kumaş getiren, onu boyayıp ya da basıp ihraç eden ya da ihracatçı konfeksiyoncuya veren boyahane ve baskıcılar maliyetler çok yükseldiği için yavaş yavaş kapatmak mecburiyetinde kalacaklardır.

4) İhracata yönelik üretim yapan sanayiciler Avrupalı rakiplerinin (örnek 1 liraya) aldığı astar, gömleklik ham kumaş gibi ara malları (örnek 1,5) liraya almak zorunda kalacaklar ve rekabet edemeyeceklerdir.

5) Ucuz ham gömleklik, astar gibi ürünler Türkiye'de 10 yıldan beri üretilmemektedir. Bu ucuz mallar için DİR belgeleri de yeterli değildir ve kullanılması akıllıca değildir

6) Dünyada şu anda büyük bir tekstil ham maddesi sıkıntısı vardır ve emtia fiyatları artmıştır. Hatta hammadde temin edilememektedir. Yerli üreticiler doğacak olan tedarik boşluğunu doldurmak çok zor olacaktır.

7) İç piyasada tüketici maliyetlerdeki artış sonucu dünyanın en pahalı gömleğini, paltosunu, pantolonunu giymek mecburiyetinde kalacaktır.

8) Mallarını dünyanın bütün ülkelerinden tedarik eden büyük mağaza zincirleri mallarını AB üzerinden Türkiye'ye getireceklerinden, yerli ürünler yanında Asya ülkelerinde üretilen malları da satan yerli mağaza zincirleri yanında avantajlı duruma geleceklerdir.

9) Türk giyim eşyası üreticileri ithal dokuma maliyetlerinin artması sonucu .büyük alıcı olan GAP benzeri firmalara mal satmakta zorlanacaktır.

10) Doğan boşluğu Türkiye'de üreterek karşılamak imkansızdır. Çünkü. astarlık, ucuz gömleklik benzeri malları Türkiye'de üreten kalmadı..

Bütün bunları sıraladıktan sonra "Koruma Tebliğleri" gereksizdir demeye imkan yok. Bir gerçek var ki, (1) Ülkeye damping fiyatı ile ürün giriyor. (2) Kalitesiz giyim eşyası düşük gümrükle giriyor. Sonuçta yerli üretici zor durumda kalıyor ve cari açık(döviz açığı) büyüyor.

Özetle tedbir almak gerekiyor. Ancak bu tedbir kurulu dengeleri bozmadan nasıl alınabilir. Sorun burada. Herhalde önümüzdeki günlerde kararlardan etkilenecek olanlar dertlerini,isteklerini ilgililere daha iyi duyurabilir.

Tüm yazılarını göster