Doğuş ve Bursaspor

Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Türkiye’de otomotiv pazarında ilk kez bir ithal marka, Volkswagen liderliği ele geçirmiş durumda. Hükümetten sektör yetkililerine kadar hemen herkes bu durum hakkında yorum yapıyor. VW’nin Türkiye Distribütörü Doğuş Otomotiv ise tam bir sessizliğe bürünmüş durumda.

Hemen baştan belirtmeliyim ki benim açımdan yerli-yabancı diye bir ayrım yoktur olamaz.
İktisat Fakültesi’nde okuduğum Türk Ticaret Kanunu dersinde, öğrendiğim (ki aram pek iyi değildi dolayısıyla hatalı hatırlıyor olabilirim) bir madde vardı. Özetle, her şirketin kar etmesi için atılması gereken adımlar o şirketin tüzel kişiliğini koruyabilmek adına kanunla güvence altına alınmıştı.
Şimdi böyle bir durumda hadi kanunu bırakalım, işin içinde talep varsa, buna uygun arz varsa ve bu ikisini buluşturmadan kaynaklanan bir de kar varsa girişimci yerli-ithal ayrımı yapmaz. Tüketici de…
Kim ne derse desin bugün içinde fiyat geçmeyen bir anket yapsak, insanlarımızın birçoğu yerliden ziyade yabancı otomobili tercih edecektir.
Şimdi böyle bir ortamda, ekonomik şartlar da oluştuğunda ne oldu? VW zirveye oturdu…
Doğru ürünü, doğru zamanda, doğru fiyatla tüketiciyle buluşturursanız, tüketicinin de alım gücü varsa farklı bir sonuç beklememek gerekir.
Doğuş Otomotiv’in yaptığı da bu oldu.
Kurlar onu destekliyordu, geçtiğimiz yıllardaki ürün bulabilme sıkıntısı ortadan kalktı, rakiplerde model-fiyat desteği yoktu, tüketici kanadında ise faizler uygundu…
Bu ortam Doğuş Otomotiv’in pupa yelken uzaklaşmasına neden oldu…
Ancak neye rağmen…
Biraz rakamlara girelim, sonra yanıtı siz bulabileceksiniz…
Bugün VW Grubu, bu yılın ilk çeyreğinde toplam satışlarını yüzde 4.8 artırmış durumda. Geçen yıl 2.2 milyon satarken, bu yıl 2.3 milyona çıkmışlar.
Lakin satışlarının amiral gemisi olması gereken Almanya’da ise tam yüzde 8 daralma yaşamışlar.
Benzer bir durum otomatik olarak üretime de yansımış.
Toplam üretimi yüzde 3 artan grubun Almanya üretimi ise yüzde 7 düşmüş.
Grubun satış gelirlerinde yüzde 1,6’lık bir gerileme mevcut. Operasyon karında ise yüzde 26’lık bir gerileme yaşanmış. Grubun vergi sonrasındaki karında ise yüzde 38,2’lik bir gerileme mevcut.
Sadece VW markalarını incelersek ki Türkiye’de lider olan VW’dir, çok ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor.
Bu yılın ilk çeyreğinde, VW tüm dünyada 1,149 milyon araç satmış. Geçen yıl bu rakam 1,177 imiş.
Yani bakıldığında satışların sabit olduğu görülebiliyor.
Ancak, bu satışlardan elde edilen satış geliri ise 26.137 milyar Euro’dan, 24.334 milyara gerilemiş.
Farklı bir deyişle aynı sayıda aracı satarken, cirosunda yaklaşık 2 milyar Euro gerileme görülmüş.
İşte bence VW’nin istatistiki anlamdaki başarısı burada yatıyor. Lakin bu başarı kalıcı mı bence hayır.
Zira çok net görülüyor ki VW, pazar kaybetmemek, üretim adedini düşürmemek, üretim kapasitesini bir seviyenin altına indirmemek için deyim yerindeyse para yakıyor.
Kar zarar hesabını şüphesiz ki benden daha iyi biliyorlardır, lakin satın alınan pazar payının, çok da kalıcı ve sürdürülebilir olmadığı da bir gerçek.
Otomobillerinde tüketimi düşürüp tasarrufu artıran marka, finansta ise nakiti giderek daha fazla yaktığı görülüyor.
Bu tercihin mutlaka bir sebebi vardır.
Ama biz buradan sonuçlarına gidersek, ülke bazlı satışlarda habitatın bozulduğunu görebiliyoruz.
Almanya, İtalya, İspanya gibi ana pazarlarda yüzde 7 ile 11 arasında gerileme görülürken, hatta şöyle söyleyelim, Avrupa’da İngiltere ve Polonya dışında hiçbir pazarda artış yakalayamayan yüzde 15’lere varan oranda kayıpları ile yüzleşen VW, kendi deyimiyle diğer pazarlarda durumu kurtarmış.
Bu pazarlar incelendiğinde ise Doğuş Otomotiv’in ve dolayısıyla Türkiye’nin yüzde 35 pazar payı artışıyla lider olduğu görülüyor. Türkiye’den sonra en yüksek artış Çin ve Meksika’da görülmüş.
Yani bir anlamda, ana pazarında istediği satışa ulaşamayan VW, kurtuluş yolunu bizim gibi pazarlara mal yığmada bulmuş.
Peki ilerleyen dönemde ne olacak?
Bu bahar havasının bir gün biteceği kesin. Kurların yükselmesi -ithalatın cazibesini azaltacak-, nakit ve zararın kırmızıya dönmesi -verilen indirim desteklerini ortadan kaldıracak-, toparlanan birkaç pazar -karın distribütör yerine kendisinde kalması için araç sevkiyatının yönünü değiştirecek-derken, Türkiye’deki liderliğin kalıcı olmayacağına kesin gözüyle bakabiliriz.
Dolayısıyla dönemsel bir geçiş döneminde, oluşan atipik şartlardan geleceğimize yönelik kalıcı adımlar atma konusunda girdi sağlamak çok da sağlıklı olmayacaktır. Doğuş Otomotiv liderliği ve yüksek karların tadını bir süre daha çıkaracaktır fakat, ilerleyen dönemde Türkiye’de liderlik yine yerli markalardan birine geçecektir.
Doğuş’un bugünkü liderliğini futboldan örnek vermek gerekirse, Bursaspor’un hak edilmiş şampiyonluğu gibidir. Hakedilen, dikkat çeken, ezber bozan ama sürekliliği olmayan…

Tüm yazılarını göster