Doğu turizmi!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Geçtiğimiz yıl 9 milyon turist rakamıyla rekor kıran Antalya'nın yeni hedefini 3 gün önce yine Antalya'da, Bakan Ertuğrul Günay açıkladı: 10 milyon turist…

Bu rakama nasıl ulaşılacak?

Bu hedef için devletin ve özel sektörün bir programı var mı?

 & & &

Ne devletin ne de özel sektörün bir programının olmadığını, turizmcinin çaresizlik nedeniyle neler yaptığını, yapılanların bir 'intihar' olduğunu birazdan anlatacağım.

 & & &

Bakan Günay, Batı ülkeleri nezdinde yapılan tanıtımlarda dansöz kıyafetli, peçeli kız; fesli, pala bıyıklı, şalvarlı erkek şeklinde olan yanlış Türk figüründen vazgeçmeye çalıştıklarını açıklayınca sevinmiştim.

Tanıtımda tarih ve modern yaşam tarzını ön plana çıkaracaklarını söyleyince 'nihayet' demiştim.

"Türkiye bu değil. Bu garip 'Doğu karikatürü' Türkiye'nin üzerine oturmuş. Ama böyle bir Türkiye yok. Ben böyle bir Türkiye görmedim, yaşamıyorum. Bu Hindistan mı, Pakistan mı, İran mı? Ne olduğu belli olmayan bir figür." diyen Günay'a hak vermiştim.

 & & &

Bu hafta başında, Antalya'ya tatile gelen vatandaşlarının bikinili ve tangalı fotoğraflarının gazetelerde yayımlanması sonrasında İran'ın direkt uçuşları kaldırmasına üzülmüştüm.

"Turizmde zarar büyük" başlıklı haberleri dikkatle okumuştum.

Peş peşe açılan 'tesettür otellerinin' doluluk oranının, tesettürlü yabancı turistler nedeniyle hâlâ yüksek seviyede oluşuna da sevinmiştim.

Tesettürlü misafirlerimizin büyük çoğunluğunun normal otellerde kalmak istemelerine ise anlam verememiştim.

 & & &

Bayram tatilinde 2 gün Antalya'daydık.

5 yıldızlı 'Delux' otele 'gürültü' eşliğinde girdik.

400 odalı otelin 20 odasının eylül, ekim, kasım ayları için, Ortadoğu ülkelerinden birinin vatandaşlarına rezerve edildiğini yine 'gürültü' eşliğinde öğrendik.

'Gürültü'nün nedenini, kapıda karşılaştığımız otel sahibinden dinledik: "Asıl rezalet diğer otelde, anlatacağım, hatta göstereceğim ama yazma!" dedi ve ekledi "Mecbur kaldık!"

Merak ettik ve yol yorgunluğuyla 2 belde uzaktaki tatil köyüne gittik.

Yolda anlattı, Ortadoğu ülkelerinin biriyle çalışmaya başlanılmış. Tatil köyünden eylül, ekim ve kasım ayları için 70 oda istenmiş. Delux otelin de 20 odasına talip olunmuş. Kriz nedeniyle 'tamam' demek zorunda kalınmış.

 & & &

Sonrası mı?

 & & &

Tatil için Türkiye'yi tercih eden Avrupalı ve Rus turistler, şaşkın bakışlarla:

Açık büfede maşa, kepçe, kaşık yerine ellerini kullananları…

Yağlı ve sulu yiyecekleri elleriyle yiyenleri…

Havuzun ortasında sigara içen erkekleri…

Peştamalla, eşofmanla havuza denize girenleri…

Geciken asansörün kapısına tekme atanları…

Yüksek sesinde ötesinde bağıra çağıra konuşanları…

Çocukları ulu orta döven baba ve anneleri…

Eşlerine bağıran kocaları…

Bahçeye, havuza, yol ortasına büyük abdestini yapan çocukları…

12'de odalarını boşaltmaları gerekirken, kavga gürültüyle 24'e kadar kalmak isteyenleri ve bu nedenle 12 saati aşkın bir süre oda bekleyen Avrupalı turistlerin sinirlerini…

Tuvaletlerdeki yemek artıklarını…

Çarşaflı, peçeli kadınları…

Ve bu satırlarda anlatılamayacak birçok şeyi izliyorlar.

Rezaletin fotoğrafını çekiyorlar.

 & & &

O ülke vatandaşları ile ilgili genelleme yapmıyorum.

Ama böyle davranan yüzde 20'lik bölümün, otellerin tadını kaçırdığını biliyor, daha da kaçıracağını tahmin edebiliyorum.

 & & &

Fes, pala bıyık, dansöz kıyafeti figüründen kurtuluyoruz ama Türkiye'nin çok daha geri figürlerle hatırlanmasına ve anlatılmasına, devlet ve özel sektör olarak el birliğiyle kapı aralıyoruz.

Turistin, çevresine anlatacaklarının, en iyi tanıtım filminden çok daha etkili olduğunu unutuyoruz.

Tüm yazılarını göster