Ülkemizin en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri olan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından 2005 yılında kurulmuştur.
Kadim kent İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan Pera Müzesi, tarihi dokusu ve ruhuyla ilk günden beri dikkatleri üzerine çekiyor. Hem zengin koleksiyonlarıyla hem de Batı ile Doğu arasında kurduğu estetik ve entelektüel bağ ile sanatseverlere sanatsal perspektifler sunuyor.
Pera Müzesi, önceleri Bristol Oteli olarak biliniyordu. Dönemin önemli destinasyonlarından biri olan yapının mimarı Achille Manousso’dur. Binanın inşası 1893 yılında tamamlanmıştır ve uzun yıllar otel olarak hizmet vermiş daha sonraları titiz bir restorasyon süreciyle çağdaş bir müze yapısına dönüştürülmüştür. Mezkûr yapı evvela 1980 yılında Esbank tarafından alınıp kısmi tadilatlar yapılıp ofis olarak kullanılmış, akabinde 2005 yılında Suna ve İnan Kıraç tarafından satın alınıp kapsamlı bir şekilde restore edilerek müzeye çevrilmiştir.
Osman Hamdi Bey ve Oryantalist Resim Koleksiyonu
Müzenin en dikkat çeken koleksiyonlarından biri Oryantalist Resim Koleksiyonu. 17. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Avrupa sanatçılarının Osmanlı ve Doğu’ya dair eserlerinden oluşan bu koleksiyon, Batı’nın Doğu’yu nasıl tasvir ettiğini anlamak açısından önemli bir görsel arşiv niteliği taşıyor. Koleksiyonun en değerli parçalarından biri ise, Osman Hamdi Bey’in meşhur Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu. Batılı eğitim almış bir Osmanlı aydını olan Osman Hamdi Bey’in bu eseri, yalnızca sanatsal bir başyapıt olmakla kalmıyor, aynı zamanda dönemin toplumsal yapısına dair eleştirel bir bakış sunuyor.
Ayrıca Müzenin daimî koleksiyonları arasında Oryantalist Resim Koleksiyonu, Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu ve Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu yer alıyor. Bu koleksiyonlar, Osmanlı’dan günümüze uzanan kültürel birikimi gözler önüne sererken, sanat tarihine farklı açılardan bakmayı da mümkün kılıyor.
Dün, bugün ve yarına atan sanatın nabzı
Pera Müzesi, yalnızca geçmişin mirasını koruyan bir alan değil, aynı zamanda çağdaş sanatın dinamizmini de taşıyan bir platform. Uluslararası sergiler, film gösterimleri, konferanslar ve eğitim programları ile sanatın her alanına dokunan müze, İstanbul’daki kültürel hayatın en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. Daha önce Picasso, Rembrandt, Frida Kahlo gibi dünyaca ünlü sanatçılara ait eserleri sergileyen müze, düzenlediği süreli sergilerle de sanatseverleri farklı dönem ve akımlarla buluşturuyor.
Bence burası çağdaş sanatın yeni yorumlarına tanıklık etmek isteyen herkes için benzersiz bir durak. Bu özel mekânı her sanatseverin görmesi gerektiğini düşünüyorum.
Zira Pera Müzesi, bir keşif alanı ve sanatın zamansız/mekânsız yolculuğuna açılan bir kapı olarak, her ziyaretçisine farklı bir perspektif sunmak için ziyaretçilerini bekliyor.