Dışarıda "Bize ne" diyemeyeceğimiz gelişmeler var

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Altının onsu 2 bin dolara doğru gidiyordu. 1.700'lere iniş olur ise mutlaka alım yapılmalı deniliyordu. Onsu 1.500 dolarlara indi. İnsanlar korkudan alım yapamıyor.

Borsalarda fiyatlar devamlı geriliyor. Her şeye rağmen bizim borsamızda fiyat gerilemesi gene de makul ölçüde.

Dışarıdaki fırtınada insanlar emtiadan ve gelişmekte olan piyasalardan çıkıp dolar satın alınca dolar fiyatı artıyor. Bizde de 1.85 TL'nin üzerine tırmandı.

Yunanistan sorunu çözülemedi. Şimdi borcunun yarısının silinmesi gündemde.

Yunanistan'ın borcunun yarısının silinmesi,

- Yunanistan'ın sorununu çözemeyecek,

- AB ülkelerinde sorunsuz ekonomilerde bankacılık krizine neden olacak.

Yunanistan'ın borcu önemli ama daha da önemlisi Yunan ekonomisinin yaşaması. Yaşaması için üretimin ve büyümenin devam etmesi gerekiyor.

Halbuki Yunanistan'da uygulanan politikalar ekonomiyi daraltmaya dönük politikalar. Bütçe denkliği hedefine odaklanan tedbirler ile ekonomi daraltılıyor.

Borcun yarısı silinince Yunanistan'ın borç stoku azalacak ama ödeme gücü artmayacak.

Yunanistan'dan alacağı olan bankaların alacakları "emir ve kumanda ile" yarıya düşürülecek.

Bu tartışılması gereken bir uygulamadır. Bankalar belki uzun vadede bu alacaklarını alabilecekler. Bankaların kendi inisiyatifleri dışında bu alacakları nasıl silinebilir?

Bankanın alacağı silinince banka güç duruma düşüyor. Bu defa ülkenin finansal otoritesi bankaya sermaye koyarak, bankanın ortağı oluyor.

Açık anlatım ile hem Yunanistan kurtulmuyor. Hem de bankalar devletleştirilmiş oluyor.

Yunanistan'ın sorunu bu defa Almanya'nın İngiltere'nin ve Fransa'nın sorunu haline geliyor. İşin daha tehlikeli yanı bu uygulamanın başka ülke borçları için de model teşkil etmesi.

İşte o zaman gerçek anlamda bir kaos ortaya çıkabilir. İşte o zaman euro sistemi kilitlenebilir ve AB dağılabilir.

Bütün bunları değerlendirirken, uygulanan politikalarda söz sahibi olanların kimliklerini gözden kaçırıyoruz. Bu sorunlara çözüm arayanlar politikacılar ve bürokratlar. Bunlar genelde pratik deneyimleri olmayanlar, bilgileri kitaba rakama dayalı kişiler. Çoğu mal alıp satmamış. Borsada işlem yapmamış. Bankacılık deneyiminden yoksun. Akademik kariyerden gelenler.

Daha önceki kriz deneyimi olanlar şimdilerde emekli olmuş. Yeni bir kadro, bugüne kadar görülmemiş, farklı sorunlara çözüm arıyor.

Deniyor olmuyor. Deniyor olmuyor. Kendilerinin kaybedeceği bir şey yok. Maaşlarını alıyorlar. O nedenle oyuncuların, şirketlerin işadamlarının ve halkın neler kaybettiğini pek dikkate almıyorlar.

Tüm yazılarını göster