Dış ticaret dengesi olumlu yönde

Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu


Türkiye'nin dış ticaret dengesi (ve dolayısıyla cari dengesi) yurt içi ve dışında tartışma konusu olmaya devam ediyor. Türkiye krizin genel atmosferi içinde yıldız ekonomiler arasında değerlendirilirken iki konu endişe yaratıyor. Birincisi cari açığın seyri. İkincisi "yumuşak / sert iniş"; yani büyümedeki "normalleşmenin" hızı ve bununla ilintili olarak kredi destekli iç talebin seyri. Üçüncüsü ise hala yüzde 10 seviyesinin üzerinde enflasyonun seyri.
Tartışma şöyle. Eğer cari açık makul bir hızla normal seviyelere indirilemezse, Türkiye dışarıdan girecek sermaye akımlarına muhtaç kalır. Dışarıda likidite sebil ama ya azalırsa? İkinci olarak iç talep hızlı gerilerse ve dış talep (ihracat pazarları) bu boşluğu dolduramazsa (nitekim dış talep daha da yavaşlayabilir) şirketlerin (ve bankaların) durumu ne olur? Bunların yanında enflasyon da yüzde 11'in üzerine çıktı.
Bunlardan dış ticaret dengesi üzerinde duralım. Daha evvel de durduk ve bu sene boyunca yakından izlememiz gerekecek bu rakamları. Aşağıdaki ilk grafikte, 2008 yılının başından itibaren aylık bazda toplam ihracat ve toplam ithalat hacmindeki (yani fiyat hareketlerinden arındırılmış)  12 aylık büyüme rakamları gösteriliyor. Görüldüğü gibi, ithalat küresel kriz sırasında ihracattan daha hızlı geriledi. 2009 yılının sonlarından itibaren ise ihracattan çok daha hızlı büyüdü. 2010 yılında makas iyice açıldı; sadece ithalat değil ithalatın büyüme hızı da tavan yaptı. 2011 yılında ise reel kurlar ve aktivitenin seyrine bağlı olarak ithalatın artış hızı düştü; öyle ki son aylarda ithalat önceki yıla göre değer olarak gerilemeye başladı. İhracat ise, istenilen seviyede olmasa da dünyadaki kriz algısına rağmen nispeten hızlı büyümeye devam ediyor.

Ancak toplam ticaretten daha ilginç önemli gelişme eğilimi enerji dışı rakamlarda ve ikinci grafikte gözüküyor.  Enerji dışı ihracatın ithalatı karşılama oranlarına bakarsak, bu yılın ilk aylarında yüzde 80'i geçtiğini görüyoruz. Bu rakam 2011 ortalarında yüzde 60'lara yaklaşarak dibe vurmuştu. Ancak o tarihlerden sonra ucuzlayan reel kurun da etkisiyle oran yükseldi. Ancak grafiğe dikkat edelim; reel kurun etkisi kendisini gecikmeli olarak gösteriyor. Reel kur, 2010'un ikinci yarısından itibaren değer kaybederken ihracatın ithalatı karşılama oranı 2011 yarısından sonra artmaya başladı.
Ancak reel kur, Türkiye'de enflasyonun yükselmeye başlamasıyla birlikte 2011 ikinci yarısından itibaren tekrar yükseliyor. Bu konuyu bu köşede daha öncede ele almıştık. Önümüzdeki dönemde ihracatçıların ihraç pazarlarında işleri daha zor olacak. Yani ihracatın ithalatı karşılama oranı bir süre sonra düşme trendine  girecek. Karar alıcılara duyurulur.

 

Buna karşılık, zor geçen kışın ardından yaz aylarında enerji tüketimi düşünce enerji alanından dış ticaret açığı ve dolayısıyla toplam dış ticaret açığı düzelme eğilimine girecek. Şu anda enerji alanındaki dış ticaret açığının, enerji-dışı açığın iki katı civarında olduğunu da ekleyelim. Gelinen resmin vuruculuğunu aşağıdaki tablo gösteriyor. Geçen sene mart ayında enerji açığı, enerji dışı açığın yüzde 160'ı seviyesindeyken bu sene mart ayında yüzde 40 daha düşük.
Özet; riskler devam etse de cari açığın enerji dışı unsuru politikalara paralel olarak olumlu gelişiyor.

Enerji tarafında ise sorun devam ediyor.
(milyar dolar)                             Mart 2011    Mart 2012


Enerji dış ticaret açığı              3,7                4,6
Enerji dışı dış ticaret açığı      6,1                2,7
 

Tüm yazılarını göster