DİR kapsamında uygulanan, KDV ödemeden mal alma avantajı sürdürülecek mi

Akif AKARCA / Dr.Mehmet ŞAFAK VERGİNİN GÜNDEMİ akif.akarca@alfaymm.com

Dr. Mehmet ŞAFAK

Bilindiği üzere, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda öngörülen Gümrük Rejimleri arasında; anılan kanunun 108. maddesinde yer bulan "Dahilde İşleme Rejimi" de bulunmaktadır.

Halen yürürlükte bulunan ve dünya piyasa fiyatlarından hammadde temin etmek suretiyle ihracatı artırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak, ihraç pazarlarını geliştirmek ve ihraç ürünlerini çeşitlendirmek amacıyla hazırlanan 17/1/2005 tarihli ve 2005/8391 sayılı Bakanlar Kurulu kararı eki "Dahilde İşleme Rejimi kararı" ve bu karara ilişkin olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca çıkartılan tebliğler çerçevesinde, yukarıda belirtilen kanun hükümleri de dikkate alınarak, ihraç edilecek ürünlerin elde edilmesinde kullanılan girdilerin ithalinde alınması gereken vergiler ya ertelenmekte ya da anılan ürünlerin ihracı halinde, daha önce ödenmiş olan vergiler iade edilebilmektedir. Keza, dahilde işleme izin belgesi ile yurtiçinden de alım yapılabilmektedir. Başka bir deyişle, dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihracı taahhüt edilen işlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul, değişmemiş eşya ve ambalaj malzemeleri, ithal edilebileceği gibi, yurt içinden de temin edilebilmektedir.

Dahilde İşleme Rejimi'nin uygulamasına hayat veren ve bu uygulamadan yararlanan mükellefler için en büyük avantaj yaratan şey ise, bu şekilde gerek yurt içinden gerekse yurt dışından temin edilen mallar için, katma değer vergisi ödenmeden alım yapılabilmesidir.

Katma Değer Vergisi Kanunu'nun geçici 17'nci maddesinde; "Dahilde işleme ve geçici kabul rejimi kapsamında ihraç edilecek malların üretiminde kullanılacak maddelerin 31/12/2008 tarihine kadar tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11'inci maddesinin 1 numaralı fıkrasının (c) bendi hükümlerine göre, bölgeler, sektörler veya mal grupları itibariyle işlem yaptırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasında ihracat süresi olarak anılan bentteki süre yerine bu rejimlerle öngörülen süreler esas alınır. İhracatın şartlara uygun olarak gerçekleştirilmemesi halinde zamanında alınmayan vergi, vergi ziyaı cezası uygulanarak gecikme faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edilir" hükmü yer almaktadır.

Bu hükme dayanılarak 16.04.2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Kararname ile herhangi bir sektör sınırlaması olmaksızın, bütün sektörlerde dahilde işleme veya geçici kabul izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin söz konusu belgelere sahip olan mükelleflere tesliminde Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 11/1-c maddesinde düzenlenen tecil-terkin sistemine göre işlem yapılması Bakanlar Kurulu'nca uygun bulunmuş ve bu düzenlemelere ilişkin olarak Maliye Bakanlığı'nca yayımlanan 83, 95 ve 98 seri nolu katma değer vergisi genel tebliğlerinde yapılan açıklamalar çerçevesinde uygulama yapılagelmiştir.

Ancak, yukarıda yer verilen Katma Değer Vergisi Kanunu'nun geçici 17. maddesi 31.12.2008 tarihine kadar geçerli olduğu için, yasal bir değişiklik yapılmadığı sürece, dahilde işleme kapsamında söz konusu katma değer vergisi avantajından yararlanarak mal alabilme imkanı ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla, daha önce alınmış olan dahilde işleme belgelerinin geçerlilik süreleri halen dolmamış ve devam ediyor olsa bile, 31. 12. 2008 tarihinden sonra yapılacak alımlarda katma değer vergisi ödenmesi gerekecektir.

Anılan uygulamalardan pek çok üretici firma yararlanmakta olup, katma değer vergisinin ödenmemesi avantajı bu uygulamadan yararlanan firmalara hem önemli bir finansman desteği olmakta hem de ihracat için önemli bir teşvik unsuru olmaktadır. Bu anlamda, söz konusu uygulamanın sürdürülmesi önemlidir. Belki de anılan uygulamanın geçici olmaktan çıkartılıp, kalıcı hale getirilmesi gerekir. Özellikle, dünya çapında ekonomik krizin yaşandığı ve dış talepte de önemli gerilemeler yaşandığı böyle bir ortamda, ihracatın teşvikinde önemli unsurlardan biri olan bu uygulamanın sürdürülmesi gerekliliği daha ön plana çıkmaktadır.

Nitekim, söz konusu katma değer vergisi uygulamasına devam için kanun değişikliği hazırlığı yapılmış olup, aldığımız duyumlara göre, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun geçici 17. maddesindeki 31.12.2008 tarihinin 31.12.2010 olarak değiştirilmesi öngörülmekte ve bu değişikliğin 01.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olması düşünülmektedir.

Her ne kadar, yapılacak bu yasa değişikliğinin 01.01.2009 tarihinden itibaren geçerli olması öngörülse de bu değişikliğe ilişkin yasa yayımlanana kadar yapılacak işlemlerde tereddütler yaşanacaktır. Dolayısıyla, anılan değişikliğin bir an önce yapılmasında ve mümkünse uygulamanın daha uzun süreli olarak belirlenmesinde (örneğin; Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olarak dahil olacağı yılın sonuna kadar) büyük yarar vardır.

Tüm yazılarını göster