Devalüasyon lobisi

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Türkiye'de döviz hareketleri devletin kontrolünde iken her devalüasyon belli kişi veya kesimlere önemli ölçüde rant aktarılmasına yol açardı.

Devalüasyon, rant yaratma, yandaş zengin etme ile aynı anlamda ifadelerdi. İhracatta farklı döviz kuru uygulandığı, ihracata ek teşvikler verildiği dönemlerde devalüasyon bekleyişinde olanlar, devalüasyonun yapılmasını isteyenler "devalüasyon lobisi" diye adlandırılırdı.

1980'li yıllardan sonra döviz hareketlerinin serbestleşmesi ve daha sonra da dalgalı kur sistemine geçilmesi ile devalüasyon tartışmaları gündemden kalktı.

Dalgalı kur sisteminde hükümetin devalüasyon yapma gücü yok ama hükümet ve Merkez Bankası, uygulanan para ve maliye politikası ile döviz kurunu yönlendirebiliyor.

2002 yılından sonra uygulana gelen ve IMF tarafından hazırlanmış olan program, yüksek faiz ve ucuz dövize dayalı bir programdır.

Merkez Bankası, döviz fiyatını yükselteceği endişesiyle uzun yıllar yüksek faize dokunamadı. Küresel kriz Merkez Bankası'na cesaret verdi. Faiz oranları kademeli olarak aşağıya çekildi. Faiz aşağıya çekildikçe döviz fiyatının değişmediği fark edilince indirime devam edildi.

Ancak faizin yüzde 7'lerden aşağıya indirilmesi imkanı da kalmadı. Yüzde 6-7 faiz oranı Türkiye için çok düşük bir oran. Fakat küresel piyasalarda gidecek yer arayan döviz için cazip bir getiri sağlıyor. Döviz kuru değişmediği sürece yabancı fonlar yüzde 6-7 net faiz getirisin in cazibesinden kurtulamıyor.

Açık anlatımı ile Türkler için düşük olan bu faiz oranı yabancılar için yüksek .Yüksek faiz döviz girişlerini coşturunca da ülkeye döviz girişi talebin üzerine çıkıyor ve de döviz fiyatı ucuzluyor.

Ucuz döviz, önce ucuz ithalata yol açarak ülkenin cari açığının (döviz açığının) büyümesine neden oluyor. İhracattaki gelişmeyi frenliyor.

Fakat daha kötüsü üretim yağısını bozuyor. Ülkede üretim ucuz ithalata bağımlı hale geliyor.

Üretilen ve ihraç edilen her malın içinde ithal girdinin payı artıyor.

Bunun sürdürmesi imkansız. Cari açık (döviz açığı) dışarıdan borçlanılarak kapatılabilir ama bozulan üretim yapısını düzeltmek çok zordur.

Düzeltmenin tek yolu gerçekçi döviz kuru uygulamasıdır. Buna geçilse de düzeltme bir günde olmaz. Zaman alır. Çünkü üretim yapısı ucuz dövize göre şekil değiştirdi.

İşte bütün bunları anlatmaya çalışanlar "döviz lobisi"nin bir üyesi olarak suçlanıyor. İşin kötüsü de şu: Döviz lobisi avukatı olarak suçlanmak istemeyenler, ucuz dövizin ekonomiye verdiği zararı sergilemekten çekiniyor.

Benim için geri adım atmak çok geç. Ne yapayım… Ucuz dövizin ekonomiye zarar verdiğini devamlı olarak anlatmaya çalışan biri olarak devalüasyon lobisinin avukatı damgasını yemiş durumdayım.

Tüm yazılarını göster