Derme çatma Milli Takım

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

A Milli Takımımız son oynadığı karşılaşmada Almanya karşısında ezilip farklı yenilince Milli Takım teknik sorumluları hakkındaki eleştiriler de yüksek perdeden dillendirilmeye başladı. Ay-yıldızlıların Almanya karşısındaki oyun formatına ve ortaya koyduğu performansa bakarsak, dozuyla ilgili kimi kaygılar gütmemize rağmen eleştirilerin çok da haksız temellere dayanmadığını görüyoruz. Millilerin "Türk şehri" tabir edilen Berlin'de böylesine kötü bir futbol sergileyip hem bizleri hem de tribünde yerlerini alan binlerce gurbetçiyi "şerefli mağlubiyetler" dönemine götürmesi elbette beklenmeyen bir gelişmeydi. Hoş, tarihimizdeki en iyi performanslardan birini sergilediğimiz Euro 2008'de bile Almanya'yı alt etmeyi başaramamıştık ama yine de "helva gibi dağılmış" bir takım görmeyi aklımızdan bile geçirmiyorduk. Peki, bu sonuç nasıl ortaya çıktı?

Son dönemde ülkemize gelen kariyeri birbirinden parlak teknik adamlar arasında Rijkaard, Schuster ve Hiddink'in isimleri ayrı bir yere yazılmayı hak ediyor. Bu başarılı teknik adamların saha içinde yaptıklarına baktığımızda ise Schuster de dâhil olmak üzere hepsinin zaman zaman futbol kamuoyundan sert eleştiriler aldığını görüyoruz. Barcelona'ya, Real Madrid'e, Chelsea'ye layık görülmüş bu çalıştırıcıları biz içeride kıyasıya eleştirirken acaba yanlış mı yapıyoruz? Ya da bu teknik adamlar bildikleri yolda gittikleri için mi bu tepkileri üzerlerine çekiyorlar? Bir son ihtimal olarak, karşılıklı doku uyuşmazlığından bahsedilebilir mi? Benim fikrimi soracak olursanız üçüncü ihtimal bizim futbolumuzdaki durumu en net biçimde açıklayan fikri barındırıyor. Şimdi yukarıdaki teknik adamlar yanında Daum, Zico ve Lucescu isimlerini hatırlayın. Belki ülkemizde en uzun süre çalışan Daum aralarında en çok eleştiriyi alan kişiydi ama genel olarak bu üç ismin Türkiye kariyerlerini "daha mutedil" nitelemesiyle özetleyebiliriz. Bu isimler teknik adamlık doğrularını, futbolumuzun ve insanımızın kültürel altyapısıyla harmanlayarak belirli noktalara geldiler. Neydi buradaki "püf" noktası? Elbette futbolcularımızın fundamental sayesinde kazandığı düşünce sistematiği içerisinde değil motivasyon faktörlerinin lehimize çalışmasıyla "bal yapan arı" durumuna gelmesiydi. Daha basit bir dille anlatmamız gerekirse, taktik tahtasında Sabri'yi sol bek mevkiine yazmak, sadece Sabri'nin değil kalan 17 arkadaşının da kafalarında soru işaretleri oluşmasına yeterli. Oysa Rijkaard Serkan Kurtuluş'u, Schuster İbrahim Üzülmez'i, Hiddink de Sabri'yi değişik mevkilere gönderirken bu futbolcuların gerekli temel eğitimleri aldıklarını ve yeni mevkilerinin gerektirdiği şartlara haiz oldukları düşünüyor. Bu futbolcuların sahaya kuşkuyla adım attıklarından habersiz şekilde. Milli Takım futbolcuları da asıyla, yedeğiyle maç öncesi yapılan son toplantıda tahtaya yazılan on bire bakıp, "Hoca iyi kadro çıkarmış" diyebilmeye ihtiyaç duyuyorlar. Adım gibi eminim, Almanya maçı öncesi o son toplantıda yukarıda anlatmaya çalıştığımın tam tersi bir hava esmiş ve millilerin adeta maça 1-0 geride başlamasına da bu sebep olmuştur. Almanya'ya deplasmanda 3-0 yenilmek elbette dünyanın sonu değil. Moral bozucu olan teknik kadronun milli takıma bakış açısı. Hakan Balta sol bek oynar, İbrahim Üzülmez oynar, eleştirdiğimiz İsmail Köybaşı hatta ümit takımdan Hasan Ali Kaldırım bile sol bek oynar ama Sabri'den milli takıma sol bek olmaz. Sadece tek mevki üzerinden koca yazıyı değerlendirmeyin. Sol açık Hamit'i, sağ açık Özer'i, ön libero Nuri'yi de düşünün. Şimdi tüm bunlara ofansif kadro çıkarıp defansif oynamanın gizini ekleyin ve Ömer Erdoğan'ın Podolski'yi, Servet'in de Mesut Özil'i yakalamasına yetecek zaman kadar bekleyin. Nasıl? Siz de artık bu acı mağlubiyete bir anlam verebiliyorsunuz değil mi? Meselenin özü basit; aslında biz Rijkaard'ın, Schuster'in ve Hiddink'in gördüğü kadar profesyonel, sonuç odaklı ve iyi eğitimli futbolculara sahip değiliz.

Ziegler kapışması

Sampdoria'da başarılı bir performans sergileyen İsviçreli savunma oyuncusu Reto Ziegler, Avrupa'nın önemli kulüplerini peşinden koşturuyor. Sezon sonunda sözleşmesi bitecek olan Ziegler için Fiorentina, Zenit, Hamburg Wolfsburg gibi kulüpler devrede. Ancak Liverpool ve Juventus gibi dev kulüpler transfer için rakiplerinin bir adım önüne geçiyor. Savunmanın soluna bir isim isteyen Juventus Teknik Direktörü Gigi Del Neri, yönetime Ziegler konusunda baskı yapıyor. El değiştiren Liverpool ise transferde aktif bir politika izleme ve takımı eski başarılı günlerine taşıma konusunda kararlı.

Marsilya davalık

Newcastle'a kiralık gitmek için büyük çaba sarf eden Hatem Ben Arfa, Manchester City maçında Nigel de Jong'un yaptığı mücadele sonrasında uzun süre sahalardan uzak kalmıştı. Marsilya yönetimi Hollandalı oyuncuya dava açmaya hazırlanıyor. De Jong'un yaptığı faul sonrasındaki tavrını kabul edilemez olarak nitelendiren Marsilya Başkanı Jean-Claude Dassier, Hollandalı oyuncuya dava açmaya hazırlandıklarını belirtti.

Ben Arfa'nın maruz kaldığı müdahalenin futbolla alakası olmadığını belirten Dassier, Telefoot'a yaptığı açıklamada, "De Jong'a dava açmaya hazırlanıyoruz. Avrupa futbolunda son dönem bu tip hareketleri çok görür olduk. Ben Arfa sağlık ekibimizden tedavisi için yarım istedi. Onun en kısa sürede sahalara dönmesi için elimizden geleni yapmaya hazırız" dedi.

Futbolu sevmeyen yıldız

Manchester City'nin yıldız oyuncusu Carlos Tevez henüz 26 yaşında olmasına karşın artık yorulduğunu ve yavaş yavaş kramponlarını asmanın vaktinin geldiğini düşünüyor. The News of the World'e konuşan City'nin başarılı forveti, "Bu sezon uzun süreler sahaya çıktım ve yorulduğumu hissediyorum" derken sözlerine "Ben yaşlı bir adamım, artık eskisi gibi toleranslı davranamıyorum. İngiltere'de beş yıldır futbol oynuyorum ve bir kez olsun yılbaşını ailemle geçiremedim" şeklinde devam etti. Futbolu bırakmak konusunda hala kararsız olduğunu da belirten Arjantinli yıldız, "Futbolu bırakmak derken tamamen bırakmayı kastediyorum. Ama bu yarın, bir ay sonra, seneye ya da 3-5 yıl sonra da olabilir. Belki günün birinde uyanıp 'Tamam artık bırakıyorum' diyeceğim" ifadelerini kullandı.

Sadri Şener yeniden aday

Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, hayata geçirmek istediği birkaç proje olduğunu belirterek, Aralık ayında yapılacak kongrede aday olduğunu söyledi. "Bugüne kadar başladığım hiçbir işi yarım bırakmadım" diyen ve Aralık ayında yapılacak olan kongrede yeniden aday olduğunu açıklayan Şener, "Kafamda birkaç projem var. Bu projeleri gerçekleştirdikten sonra yeni gelecek olan ve görev almak isteyen gençlere iyi bir kulüp bırakmanın daha şık olacağını düşünüyorum. Bizim yaşımızdaki kişiler için bu işler biraz yorucu ama gençlere daha şık bir kulüp bırakmak için yeniden aday olmaya karar verdim" şeklinde konuştu.

Lugano bilmecesi

Fenerbahçe'nin Uruguaylı defans oyuncusu Diego Lugano'ya milli takımına katılmak üzere gittiği ülkesinde İtalyan Lazio ekibinin yeni  bir teklif yaptığı öğrenildi. Başarılı futbolcunun sözleşmesinde yer alan maddeye göre 3.5 milyon euro getirdiği takdirde istediği takıma gidebilecek olan Lugano'nun İtalya'ya gitmek istediği de biliniyor. Lazio kış transfer sezonunda Uruguaylıyı kadrosuna katmak istese de sarı-lacivertli yönetim tecrübeli yıldızının takımdan ayrılmasına sıcak bakmıyor. Uruguaylı stoperin Türkiye'ye döndüğünde yönetimle görüşmesi ve transferin netleşmesi bekleniyor. Uruguay Milli Takımı'nın da kaptanlığı yapan Lugano 2006 yılından bu yana giydiği Fenerbahçe formasıyla 159 maça çıktı.

Sakatlıklar Schuster'i bunalttı

Guti, Quaresma, Sivok, Fatih Tekke, Erhan Güven, Ekrem Dağ, Ferrari, Zapotocny ve Onur'dan sonra bu dönemde sakatlar listesine eklenen 10. isim Mehmet Aurelio oldu. 10 futbolcuda ciddi problemler olması ligde Manisaspor, Avrupa'da Porto ile yapılacak kritik karşılaşmalar öncesi teknik direktör Bernd Schuster'i zorda bıraktı. Alman teknik adamın, takım kurgusunda yine değişiklikler yapıp, yeni arayışlara girmesi bekleniyor. Bernd Schuster'in, Guti'nin yokluğunda Tabata'ya sürekli olarak yer vermesi, Aurelio'nun yerine ise genç Necip'i oynatması bekleniyor. Alman teknik adamın Manisaspor karşısına ise daha önceki sistemini değiştirip çift santrforu tercih etmesi ve Bobo ve Nobre'yi onbirde oynatması bekleniyor.

Tüm yazılarını göster