Geçtiğimiz hafta, deprem felaketlerinden etkilenen bölgelerden biri olan Gaziantep’in İslahiye ilçesindeydim. Memurkent Konteyner Kenti’nde yaşayanlar ile sohbet ederken yaşadıkları korku ve travmanın etkilerini görmek çok acıydı.
Konteyner kentin yanında kurulan tesisin açılışında İslahiye Kaymakamı Mehmet Soylu, “Depremi yaşayanların psikolojisini yerine getirmenin maddi unsurları kadar maddi olmayan unsurları da var. Bunları yerine getirmek için elini taşın altına koyan ve yanımızda olmaya devam eden herkes bizim için çok kıymetli” derken sesi titriyordu. Belediye Başkanı Kemal Vural da “Kıyameti yaşadıklarını ve yeniden ayağa kalkmaya çalıştıklarını” ifade ederken benzer duygular içerisindeydi.
Her iki yetkili de özellikle çocukların ve gençlerin ihtiyaçlarının devam ettiğini ve devletin desteğinin yanı sıra bölgede kalıcı etki yaratmaya devam edecek projelerin önemini bir kez daha hatırlattı.
Gerçekten de sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün bölgeden elini çekmemesi, daha iyi yarınlara ulaşma umudumuzu tazelemek açısından büyük önem taşıyor. İşte P&G Türkiye’nin Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) ile sivil toplum ve özel sektör işbirliğinin bir örneği olarak İslâhiye’de Umut Evi Gençlik Destek Merkezi ve Spor Okulu’nu kurması da merkezin adı gibi bu umudu yeşertiyor.
Umut Evi’ndeki spor okulunda çocuklar ve gençler, basketbol, voleybol, futbol ve atletizm eğitimlerine başlamış. Gençlik Destek Merkezi’nde ise etkinlik, atölye ve eğitimlerle çocuk ve gençlerin rehabilitasyonlarına katkı sağlanıyor. Ücretsiz ağız bakım hizmeti sunan ağız bakım ünitesi, bebek bakım odası ve kütüphane de bulunan “Umut Evi” ile bölgedeki vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanılmış durumda.
2 bin kişiye hizmet verecek olan komplekste oradaki çocuk ve gençlerin hayata tutunma çabalarına tanıklık ettim. Beni en çok etkileyen şey ise okul öncesi sınıfta heyecanla koşuşturan küçük çocukların, bilgisayarlı derslikte öğretmenlerini dinleyen öğrencilerin, resim atölyesinde çizim yapan, müzik odasında enstrüman çalmayı öğrenen gençlerin ve kütüphanede kitap okuyan çocukların gözlerindeki ışığı görmek oldu. Hele o zor şartlarda son derece modern biçimde kurulan spor okulunun öğrencilerini izlerken gözlerim doldu. Çünkü bize destek olmaya devam ederseniz biz her şeyi başarabiliriz diyen azimlerini gördüm.
Umut Evi’nin açılışında bu projeyi hayata geçirmek için güçlerini ve tecrübelerini birleştiren üç kurumun yöneticileri de vardı. Üçünün yüzünde de hem yaşananlardan duydukları üzüntüyü hem de daha fazlasını yaparak destek olma isteklerini okumak hiç de zor değildi. Ve onlara bu kompleksi hayata geçirme süreçlerini ve amaçlarını sordum.
P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, “Yaralarımızı sarmak adına daha iyisini yapabilmek için İslâhiye’de TMOK ve TOG ile hayata geçirdikleri kompleks ile depremden etkilenenler için spordan eğitime, hijyen ihtiyacının karşılanmasından psikososyal desteğe her alanda yardım sunacaklarını ifade etti ve amaçlarının yıkımın etkilerini daha kalıcı ve sürdürebilir çözümlerle iyileştirebilmek olduğunu vurguladı. Turnaoğlu, “Biliyoruz ki tekrar ayağa kalkabilmek için uzun ve pek de kolay olmayan bir süreç var önümüzde. Bu nedenle, kurumsal vatandaşlık görevi ile ihtiyaçları daimî olarak karşılamaya ve sosyal hayata da can suyu olmaya odaklandık ve Umut Evi Projemize başladık” dedi.
Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Kurucusu İbrahim Betil, “Umut Evi projesi ile destek merkezinin kapsamının genişletildiğini, spor okulu ve kişisel ihtiyaçlara yönelik bakım konteynerleriyle birleştirildiğini ve TOG olarak bölgedeki çalışmalarının devam edeceğini” ifade etti.
TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ise “Sporun iyileştirici gücünü deprem bölgesine taşıyarak kalıcı bir etki yaratmayı amaçladıklarını” belirtti.
Deprem döneminde “yaralarımızı birlikte saracağız” cümlesini sıklıkla duyuyorduk. Gerçek olduğunu görmek çok kıymetli. Umarım benzeri çalışmalar artarak devam eder.