Deprem bölgesini unutmamalıyız

Prof. Dr. Çisil SOHODOL cisil.sohodol@dunya.com

Geçtiğimiz hafta, deprem felaketlerin­den etkilenen bölgelerden biri olan Gaziantep’in İslahiye ilçesindeydim. Memurkent Konteyner Kenti’nde yaşayan­lar ile sohbet ederken yaşadıkları korku ve travmanın etkilerini görmek çok acıydı.

Konteyner kentin yanında kurulan tesi­sin açılışında İslahiye Kaymakamı Mehmet Soylu, “Depremi yaşayanların psikolojisi­ni yerine getirmenin maddi unsurları kadar maddi olmayan unsurları da var. Bunları ye­rine getirmek için elini taşın altına koyan ve yanımızda olmaya devam eden herkes bizim için çok kıymetli” derken sesi titriyordu. Be­lediye Başkanı Kemal Vural da “Kıyameti ya­şadıklarını ve yeniden ayağa kalkmaya çalış­tıklarını” ifade ederken benzer duygular içe­risindeydi.

Her iki yetkili de özellikle çocukların ve gençlerin ihtiyaçlarının devam ettiğini ve devletin desteğinin yanı sıra bölgede kalı­cı etki yaratmaya devam edecek projelerin önemini bir kez daha hatırlattı.

 Depremzede çocuk ve gençlerin gözlerindeki umut ışığı

 Gerçekten de sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün bölgeden elini çekmemesi, da­ha iyi yarınlara ulaşma umudumuzu taze­lemek açısından büyük önem taşıyor. İşte P&G Türkiye’nin Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ve Türkiye Milli Olimpiyat Komite­si (TMOK) ile sivil toplum ve özel sektör iş­birliğinin bir örneği olarak İslâhiye’de Umut Evi Gençlik Destek Merkezi ve Spor Oku­lu’nu kurması da merkezin adı gibi bu umu­du yeşertiyor.

Umut Evi’ndeki spor okulunda çocuklar ve gençler, basketbol, voleybol, futbol ve at­letizm eğitimlerine başlamış. Gençlik Des­tek Merkezi’nde ise etkinlik, atölye ve eği­timlerle çocuk ve gençlerin rehabilitasyon­larına katkı sağlanıyor. Ücretsiz ağız bakım hizmeti sunan ağız bakım ünitesi, bebek ba­kım odası ve kütüphane de bulunan “Umut Evi” ile bölgedeki vatandaşların ihtiyaçları­nı karşılamaya odaklanılmış durumda.

2 bin kişiye hizmet verecek olan komp­lekste oradaki çocuk ve gençlerin hayata tu­tunma çabalarına tanıklık ettim. Beni en çok etkileyen şey ise okul öncesi sınıfta heyecan­la koşuşturan küçük çocukların, bilgisayarlı derslikte öğretmenlerini dinleyen öğrenci­lerin, resim atölyesinde çizim yapan, müzik odasında enstrüman çalmayı öğrenen genç­lerin ve kütüphanede kitap okuyan çocuk­ların gözlerindeki ışığı görmek oldu. Hele o zor şartlarda son derece modern biçimde ku­rulan spor okulunun öğrencilerini izlerken gözlerim doldu. Çünkü bize destek olmaya devam ederseniz biz her şeyi başarabiliriz diyen azimlerini gördüm.

Desteklerimiz kalıcı ve sürdürülebilir hale geliyor

Umut Evi’nin açılışında bu projeyi haya­ta geçirmek için güçlerini ve tecrübelerini birleştiren üç kurumun yöneticileri de var­dı. Üçünün yüzünde de hem yaşananlardan duydukları üzüntüyü hem de daha fazlasını yaparak destek olma isteklerini okumak hiç de zor değildi. Ve onlara bu kompleksi hayata geçirme süreçlerini ve amaçlarını sordum.

P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yö­netim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, “Yaralarımızı sarmak adına daha iyisini ya­pabilmek için İslâhiye’de TMOK ve TOG ile hayata geçirdikleri kompleks ile depremden etkilenenler için spordan eğitime, hijyen ih­tiyacının karşılanmasından psikososyal des­teğe her alanda yardım sunacaklarını ifade etti ve amaçlarının yıkımın etkilerini da­ha kalıcı ve sürdürebilir çözümlerle iyileş­tirebilmek olduğunu vurguladı. Turnaoğlu, “Biliyoruz ki tekrar ayağa kalkabilmek için uzun ve pek de kolay olmayan bir süreç var önümüzde. Bu nedenle, kurumsal vatandaş­lık görevi ile ihtiyaçları daimî olarak karşı­lamaya ve sosyal hayata da can suyu olmaya odaklandık ve Umut Evi Projemize başladık” dedi.

Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın Kurucu­su İbrahim Betil, “Umut Evi projesi ile des­tek merkezinin kapsamının genişletildiği­ni, spor okulu ve kişisel ihtiyaçlara yönelik bakım konteynerleriyle birleştirildiğini ve TOG olarak bölgedeki çalışmalarının devam edeceğini” ifade etti.

TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener ise “Sporun iyileştirici gücünü deprem bölgesi­ne taşıyarak kalıcı bir etki yaratmayı amaç­ladıklarını” belirtti.

Deprem döneminde “yaralarımızı birlik­te saracağız” cümlesini sıklıkla duyuyorduk. Gerçek olduğunu görmek çok kıymetli. Uma­rım benzeri çalışmalar artarak devam eder.

Tüm yazılarını göster