Denizli ve Rijkaard ile 4-3-3 modası

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

1925 yılında Arsenal menajeri iken, futbolda hücumu ve savunmayı bir sisteme oturtma fikrini WM (3-2-2-3) taktiğiyle hayata geçiren Herbert Chapman o tarihlerde farkında olmasa da futboldaki taktiksel devinimin temellerini atmıştı. O günden sonra meşin yuvarlağın yerküredeki serüveninden taktik tahtası ve ardışık rakamlar bloğu hiç eksik olmadı. 4-2-4'ün, 3-4-3'ün, 3-5-2'nin ve 4-4-2'nin uzunca süreler futbol sistematiğinde gündemde kalması, her seferinde tezin ve anti-tezin birbirlerinin peşi sıra geliştirilmesine ve bahsettiğimiz devinimin sürekliliğine yol açmıştır.

Bugün geldiğimiz noktada ise, tıpkı "ön libero" mevkinin getirilip defansın önüne koyulmasında olduğu gibi, futbol trendine hakim olacak taktik tercihin "defansif 4-3-3" olması böylelikle de "kanat forveti" kavramının zihinlere yerleşmesi evresini yaşıyoruz. Avrupa'nın bir çok dev kulübü tarafından günümüzde benimsenmiş bir diziliş olan defansif 4-3-3'te dörtlü defansın önündeki üç oyuncu ön libero vasıflarına sahip olmakla birlikte, bu oyuncuların kendi aralarındaki yerleşimleri tamamen teknik direktörlerin inisiyatifinde. Kimi teknik adam defansın önünde çakılı tek oyuncu oynatıp diğer iki futbolcuyu hücuma gönderirken, kimisi de iki ön libero bir oyun kurucu tercihinde bulunuyor. Bu sistemin kilit noktası ise ilerideki hedef santrfora yardımcı olmakla görevli, kanatlara yakın ve serbest oynayarak gereğinde ileri ucu üçleyen gereğindeyse savunmada kanatları çiftleyen yeni nesil forvetler. Beşiktaş Mustafa Denizli yönetiminde hem şampiyonluğu hem de Fortis Türkiye Kupası'nı kazanırken genelde bu taktik varyasyonla mücadele etmişti. Transfer döneminde siyah-beyazlıların adının sürekli golcü oyuncularla anılması taraftarın kafasında soru işareti yaratmış durumda ancak ilk on birinde 2 forvet ve 1 santrforla maça başlamak durumunda olan Beşiktaş'ın hücum silahlarını çeşitlendirmek istemesi bence normal.

Aslında benim bu yazıyı yazmama vesile olan olaylardan birisi de Galatasaray'ın çiçeği burnunda teknik direktörü Frank Rijkaard'ın ağzından ajanslara düşen "Sistemimiz 4-3-3 olacak" açıklaması. Her ne kadar teknik adamların eldeki malzemeyi inceleyip kadroya uygun yemek yapanı makbul ise de Rijkaard'ın Arda, Kewell, Baros üçlüsünü gördükten sonra 4-3-3'te karar kıldığını düşünenlerdenim. Üstelik Lincoln de bu aşamada Galatasaray'a yapabileceği en büyük iyiliği yaparak sabırları taşırdı ve sarı-kırmızılı takımla bir anlamda bağlarını kopardı. "İyilik" diyorum çünkü Lincoln'ün 4-3-3 oynayan/ oynayacak olan Galatasaray takımında kalması kendisini bir anda Beşiktaş'taki Delgado pozisyonuna düşürecekti. Brezilyalı yıldız bu saatten sonra takıma dönüş yapar mı bilmiyorum. Tek bildiğim modern futboldaki en demode mevkinin en yaldızlı ve maddi yükü en ağır oyuncularından biri olarak Galatasaray'ın sırtında giderek ağırlaşan bir kambur oluşturmaya başladığı. Oysa Galatasaray'ın orta alanda oyunun iki yönde oynayabilecek bir futbolcuya ve Servet'in transferi gerçekleşmese bile çabuk bir stopere fazlasıyla ihtiyacı var. Orta alandaki muhtemel üçlüde Mehmet Topal ve Ayhan ideal iki oyuncu gibi görünüyor ancak bir üçüncü oyuncuya mutlak ihtiyaç duyulacak. Benzer şekilde Gökhan Zan'ın gelişi teknik heyetin elini bir parça güçlendirmiş olsa da ayaklarına hakim ve çabuk bir stoper sezon içinde Rijkaard için "can kurtaran" vazifesi görebilir.

Sonuç olarak hem Beşiktaş'ın hem de Galatasaray'ın kadro rötuşlarıyla 4-3-3 için uygun takım yapılanmalarına gidebileceğini düşünüyorum ki, bu iki takım da bahsettiğim yolda ilerliyorlar. Elimizde bir de Beşiktaş'ın çifte kupalı başarısı var ve bu başarı taktiksel açıdan bir referans kabul edilebilir. Önümüzdeki aylar için bir öngörü yapmamız gerekirse 4-3-3 modasının Beşiktaş ve Galatasaray ile sınırlı kalmayacağını ligdeki diğer takımlara da sirayet edeceğini söyleyebiliriz.

Chelsea'de çete varmış

Chelsea'nin eski menajeri Luis Felipe Scolari, kovulmasının ardında Michael Ballack, Didier Drogba ve Petr Cech'in olduğunu savundu. Görevinin başında sekiz ay kalan teknik adam, daha sonra Roman Abramovich tarafından gönderilmişti. Geçtiğimiz günlerde Brezilya medyasına konuşan Scolari; Cech, Drogba ve Ballack'ın antrenmanlarındaki tavırlarının, kendisinin kovulmasına sebebiyet verdiğini ifade etti.   Scolari Brezilya'da yayınlanan O Globo gazetesindeki demecinde, "Artık birçok kulüpte takımın gerçek sahibi oyuncular. Avrupa'nın birçok kulübünde, teknik adamların sözü geçmiyor. Genellikle oyuncular takımdan gönderilmez, ihale hocanın başına patlar. Ben de bu durumu Chelsea'de yaşadım. Drogba, Ballack ve Cech antrenman koşullarımı umursamadılar. Sonuçta da ben gönderildim." diye görüş belirtti.

Real Madrid'in astronomik transferleriyle ilgili de fikirlerini açıklayan Scolari, "Kaka çok enteresan bir oyuncu. Çok ünlü ve çok zengin olmasına rağmen, sahada hala genç bir oyuncu gibi çabalıyor. Bence Kaka ile Cristiano Ronaldo çok iyi anlaşacaklar ve Real Madrid'i başarıya taşıyacaklardır. Ancak Real'in en büyük problemi Raul. İyice yaşlanmasına rağmen takım üzerindeki etkisi devam ediyor" diye konuştu.

Bu kaleci servet değerinde

The People'ın haberine göre, Aston Villa, Real Valladolidli kaleci Sergio Asenjo'yu kadrosuna katmaya çalışıyor. Genç kalecinin Atletico Madrid'e gitmek üzere olduğu bilinse de, Villa teknik patronu Martin O'Neill, elini çabuk tutarak Asenjo'yu kapmak istiyor.

Real Madrid'in de 19 yaşındaki kaleciyle temas halinde olduğu belirtiliyor; ancak son haberlere göre Atletico, bu kaleciyi 16 milyon Euro karşılığında kadrosuna katmak üzere. İspanya 21 yaş altı Milli Takımı'nın da kalesini koruyan Asenjo, geleceğin en büyük file bekçileri arasında gösterilirken, Barcelona'nın da Valdes'in yerini bu isimle doldurmak istediği iddia edildi. İspanya'nın önde gelen bütün takımlarının rüyalarını süsleyen yetenekli file bekçisi karşısında, Aston Villa'nın ne yapacağı merak konusu.  Bu arada, 2007 senesinden beri Valladolid'de forma giyen 19 yaşındaki Asenjo, 47 maçta görev aldı. Leo Franco'nun Galatasaray ile anlaşma sağlanmasından sonra genç ve yetenekli bir kaleciyi kadrosuna katma çalışmalarına hız veren Atletico Madrid'in de Asenjo'dan kolay kolay vazgeçmeye niyeti yok gibi. Bu durumda Real Madrid, Atletico Madrid ve Aston Villa arasında bir transfer savaşı çıkmasına kesin gözüyle bakılıyor. İspanyol kaynaklar geçmişte Alex Ferguson tarafından da izletilen Asenjo'nun Manchester United'ın da gündemine gelmesi halinde fiyatını katlayabileceği konusunda görüş bildiriyorlar.

Tugay futbolu bıraktı ama…

Premier lig'de yıllar boyunca ülkemizi başarıyla temsil eden Tugay Kerimoğlu futbolu bıraktı ama futbolun onu bırakmaya hiç niyeti yok. Championship ekiplerinden QPR, sezon sonu emeklilik kararı alan Tugay Kerimoğlu'nu tekrar yeşil sahalara döndürmenin planlarını yapıyor. The Mirror'un haberine göre, Queen's Park Rangers'ın hedefindeki isim eski Blackburn Roverslı futbolcu Tugay Keriomoğlu.

Bir dönem Türk Milli Takım formasını da giyen Tugay, sezon sonu emeklilik kararı almıştı. Sezonun son karşılaşmasında Ewood Park'ta jübilesini yapan Tugay'la, Blackburnlü taraftarlar arasında duygusal anlar yaşanmıştı. Ancak, görünen o ki Championship ekibinin teklifte bulunduğu Tugay için, futbola geri dönme ihtimali tekrar doğdu. 38 yaşındaki Tugay'a daha önce Manchester City'den antrenörlük teklifi geldiği iddia edilmiş. Tugay da bu teklife sıcak baktığını söylemişti. Fakat bugüne kadar bir anlaşma sağlanamamış olması, Tugay için futbolculuk hayatının bitmediği yönünde spekülasyonların ortaya çıkmasıne neden oldu. Tugay şu an için kararsız gözüküyor. Ancak QPR'ın teklifinin eski Galatasaraylı futbolcunun aklını çelme ihtimali de söz konusu.

Tüm yazılarını göster