Deneyimsel öğrenme

"Duyarsam unuturum, görürsem ha­tırlarım, yaparsam öğrenirim” Zamansız daha doğrusu tüm zamanla­ra yayılmış çok değerli bir söz. Son yıl­larda gerek kurumsal hayatın içinde ge­rekse bir eğitmen olarak, yetişkin öğren­me sisteminde klasik eğitim anlayışının yeterli olmadığını gözlemliyorum.

Ebru DEMİR KOÇAK ebrudemir.kocak@dunya.com

"Duyarsam unuturum, görürsem ha­tırlarım, yaparsam öğrenirim”

Confucius

Zamansız daha doğrusu tüm zamanla­ra yayılmış çok değerli bir söz. Son yıl­larda gerek kurumsal hayatın içinde ge­rekse bir eğitmen olarak, yetişkin öğren­me sisteminde klasik eğitim anlayışının yeterli olmadığını gözlemliyorum.

Ben­ce klasik eğitim anlayışı, belirli bir za­man ve mekâna sıkışmış, herkes için ay­nı içeriğin uygulandığı tek yönlü bir sis­tem. Diğer yandan ilgi çekici, etkileşimli ve akılda kalan bir öğrenme deneyimi ya­ratmak için teknolojiye, yaratıcılığa ve iş birliğine odaklanan yenilikçi bir eğitim modelinin önemi gün geçtikçe daha çok artıyor.

İşte tam bu noktada öğrenme; hem bi­reyin hem organizasyonun ihtiyaçlarına göre şekillenen, sürekli gelişen ve yaşa­yan bir ekosistem haline geliyor. Şirket­lerde bunun adı kurumsal öğrenme eko­sistemi olarak karşımıza çıkıyor.

Kurumsal öğrenme ekosisteminin bileşenleri

Yeni nesil kurumsal öğrenme ekosiste­minin öne çıkan bileşenleri şöyle,

1- Teknoloji: Öğrenmeyi kolaylaştır­mak için teknoloji kullanımının sü­reçlere dahil edilmesi. Çevrimiçi plat­formlar, sanal gerçeklik ve yapay zeka gibi dijital araçların kullanımının teşvik edilmesi. Teknoloji kullanımına dair ya­pılan çok sayıda araştırma, üretim odak­lı teknoloji kullanımına vurgu yaparak, teknolojinin ne kadar süre kullanıldığın­dan daha çok nasıl kullanıldığıyla ilgile­nilmesi gerektiğini söylüyor.

2- Esnek öğrenme: Bireylerin kendi ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına en uy­gun içeriği ve yöntemleri seçebilecekle­ri bir sistem. Esnek öğrenme süreci bi­reyin kendi yolculuğunu planlama, farklı kaynaklardan eş zamansız şekilde fayda­lanabilme, kendi öğrenme yolcuğunda sıra dışı ve kendi yapısına uygun öğren­me tekniklerini de uygulayabileceği an­lamına geliyor.

3- Kişiselleştirme: Bireylerin kendi gelişim ihtiyaçlarına ve ilgi alanları­na göre hazırlanmış içerik seçmelerine izin veren, kişiselleştirilmiş bir sistem.

4- Deneyimsel öğrenme: Sistem için­de bulunan içeriklerin deneyimsel öğrenmeyi teşvik eden, bire bir uygula­malı, eş düzey öğrenme ve hayat dene­yimlerinden yola çıkarak simülasyonla­rın kullanılması.

Öğrenme, yalnızca bir süreç değil, deneyimsel bir yolculuktur. Bu yolcu­luğu daha anlamlı ve etkili kılmak için insan, yaratıcılık ve ekosistemin gücünü birleştirmeliyiz. Çalışanların sadece bu­günkü değil, gelecekteki ihtiyaçlarına da yanıt verecek bir yapı inşa edilmesi son derece kıymetli. Ve unutmamak gerekir ki bu ekosistemde herkesin bir rolü var. Çalışanlar, liderler, danışmanlar, eğit­menler, ama sonuçta herkes birlikte öğ­reniyor ve büyüyor.

Peki sizce şirketlerimizde kurumsal ekosistem oluşumu veya dönüşümü na­sıl ilerliyor?

Tüm yazılarını göster