Değişim rüzgârları

Scorpions grubunun “Crazy World” albü­mü şarkısı “Winds of Change” 1990’da çıkmıştır. Solisti Klaus Mein tarafından Moskova Müzik Barış Festivali’nde, Lenin Stadyumu’ndan esinlenerek yazdığı bilin­mektedir. Soğuk Savaş’ın bittiğini müjdele­yen şarkı yeni bir dönemin başladığına işa­ret etmektedir.

Cüneyt DİRİCAN cuneyt.dirican@dunya.com

Scorpions grubunun “Crazy World” albü­mü şarkısı “Winds of Change” 1990’da çıkmıştır. Solisti Klaus Mein tarafından Moskova Müzik Barış Festivali’nde, Lenin Stadyumu’ndan esinlenerek yazdığı bilin­mektedir. Soğuk Savaş’ın bittiğini müjdele­yen şarkı yeni bir dönemin başladığına işa­ret etmektedir.

Superstar aman petrol

1968 “Prag Baharı” sonrasında “Soğuk Sa­vaş” ile uzay yarışı başlamış, 1974 “Smithso­nian Anlaşması” sonrasında “Serbest Dalga­lı Kur Rejimine” geçilmiş, “Arap İsrail Sava­şı” sonrası brent petrol ve altının onsu uçuşa geçmiştir. “İran Devrimi” ve “İran-Irak Sava­şı” sonrasında Reagan ile Thatcher “Arz Yan­lı İktisat” ile vergileri düşürerek ekonomik büyümeyi sağlamış ve enerji şoku (fiyatları) sönüşü ile enflasyon kontrol altına girmiştir. 1981’de IFC ekonomisti Antoine van Agtma­el “gelişmekte olan pazar” kavramını ilk kez kullanmıştır.

1980 sonrasında “Glasnost ve Perestroika” ile “Soğuk Savaş” sonrası küre­selleşme (globalleşme) ile yeni bir döneme girilmiştir. 1991 “Körfez Krizi” ve internetin hayatımıza girmesi ile gelişmekte olan pazar­lara doğru yönelim dönemin ana trendi ol­muştur. 1989’da “the Institute for Internati­onal Economics” ekonomisti John William­son “Washington Konsensüs” kelimesini ilk kez kullanmıştır. 1998 “Asya Krizi” ve sonra­sında bizde “1999 Depremi” olmuştur.

Europe final countdown

2000’de teknoloji hisseleri ile borsa kri­zini, 2001’de dolarizasyonla mücadele için euro takip etmiştir. Aynı yıl Goldman Sachs ekonomisti Jim O’Neill ilk kez BRIC teri­mini kullanmıştır. İkiz Kuleleri takiben “2. Körfez Savaşı” başlamış ve bölgemizdeki ha­len devam eden sıkıntılar, “2008 Lehman Bi­raderler Krizi” sonrasında “Arap Baharı” ile iyice perçinlenmiştir.

2008 sonrasında baş­ta Fed, merkez bankaları parasal genişle­meye roket hızı vermiş ve sermaye akımları ile neoliberalizmi gazlamıştır. Göç ve başta bütçe açıkları olmak üzere daha kötüye gi­den ekonomiler ile Brexit gerçekleşmiş ve ilk yol ayrımları Trump başkanlık dönemi ile resmileşmiştir. Son olarak pandemi ile yeni dönemin ilk sinyalleri “artık burada­yım” demiştir.

2021’de pandemiden çıkışla artan tedarik zinciri sorunları ve enerji fiyatlarındaki ar­tış küresel enflasyona neden olmuş ve “Rus­ya Ukrayna Savaşı” ile “Soğuk Savaş” Biden 2020 kampanya sitesinde yazdığı gibi yeni­den başlamıştır.

Fransa Nato’dan çıkmayı sürekli dile getirirken, neoliberalizm Arjan­tin’in Çin’e yaklaşmasından hoşlanmayarak Milei ile son şanslarını denemektedir. BRI­CS+ olarak genişlemeye devam ederken gü­neş Batı’da batmakta, Doğu’da yükselmekte. Güneş batmayan krallıkta fırtınalar koparsa kopsun şarkısı çalmaktadır.

Parasal sıkılaş­ma süreci ile dolarizasyon yaşayan ekonomi­ler zora girerken, “Hamas-İsrail Savaşı” ile bölgeye yayılan tansiyon 1970’ler sonrasının tekrarını iyice resmileştirmiştir. 2023’te LI­BOR’un ortadan kalkması ile “Serbest Dal­galı Faiz Rejimi” başta ABD tahvillerinde ve merkez bankalarının politika faizlerinde kendini göstermiştir. Bizde maalesef “Yüzyı­lın Depremi” gerçekleşmiştir.

Kurtalan ekspres dönence

Tüm bu gelişmelerden ekonomide payı­mıza düşeni aldığımız bir dönem olmuştur. Dünyada ticari uzay çalışmalarına hız veri­lirken, son Avrupa seçimleri ile siber çöküş­ler ve savaşlar pandemi dönemindeki kendi­ne yeterli ülke olma deneyimini tekrar ha­tırlatmıştır. Trump’ın kampanya sitesindeki korumacılık daha kapalı ekonomilerin (mu­hafazakârlık) öne çıkacağına işaret ediyor.

Bu aralar konser, grup, şarkılara iyi bak­mak lazım. Dünya Coldplay dinlemede, şu anda soğuk oynanıyor yani. Her ekonomik kuşağın bir sanatsal karşılığı var. Mesela “Fü­türist Manifesto” “3. Sanayi Devrimi’nin” otomasyonu ile sürekli ileriye hareket eden üretimleri dikkate alarak Le Figaro’da yayın­lanmıştır, dönemin tablolarında hep ileri­ye hareket eden varlıklarla betimlenir.

2020 sonrası yaşadıklarımızdan hareketle, 1970- 1986 arasına hızlandırılmış versiyon çok benzeyen, bu tekerrür eden tarihin yarısını alıp 2020’ye eklersek 2028’e kadar dünya ye­ni bir evreye girecek. Bu sefer küreselleşme değil daha farklı, solo takılan veya blokların oluştuğu bir ekonomik evre olacak gibi görü­nüyor. Ama net olan tek şey, değişim başla­dı. Dünya batmıyor ama dönüşüyor. O zaman soru şu: “Arkadaşlar hazır mısınız?

Tüm yazılarını göster