Davutoğlu operasyonu birkaç günde yarım milyar dolar kaçmasına yol açtı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye, 4 Mayıs'taki Erdoğan-Davutoğlu görüşmesiyle çok önemli bir dönemece girdi. Ekonominin en azından yabancı girişindeki bahar havası da bu görüşmeyle birlikte sona erdi. 4 Mayıs görüşmesi, Davutoğlu'nun Başbakanlığının sona ermesinde bir basamaktı. "Bayram değil, seyran değil" misali de sayılmazdı bu durum, Ankara'da kaç zamandır dile getirilen ve iktidar partisi tarafından sürekli yalanlanan gerçek oluyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık Davutoğlu ile çalışmak istemiyordu. 

Konunun siyasi tarafı; yani niye bu duruma gelindiği, bundan sonra ne olacağı, Başbakanlık koltuğuna kimin oturacağı ya da bu ismin bir öneminin olup olmayacağı, önümüzdeki süreçte Türkiye'yi nasıl bir yönetim modelinin beklediği ve bu modelin gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği, apayrı...

Bizim konumuz, 4 Mayıs görüşmesinin Türkiye ekonomisine etkilerinin neler olabileceği. Bugün ele almak istediğimiz de yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan bakışlarının değişip değişmediği...  

Yarım milyar dolar kaçtı

Bu köşede sık sık yer verdiğimiz, bu yıl da yabancı girişi belirgin bir şekilde arttığı için neredeyse haftalık olarak aktardığımız bir veri var. Yabancıların Türkiye'deki hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi yatırımlarının seyri. 

Mayısın ilk haftasına ilişkin verileri, Başbakanın değişimine karar verilen hafta olduğu için merakla bekledik. Gerçi 4 Mayıs operasyonundan sonra dövizde görülen tırmanış bir ipucu niteliğindeydi ama yine de Merkez Bankası'nın açıklayacağı kesin rakamları görmekte yarar vardı. 

Gördük de... Tahmin edildiği gibi 4 Mayıs'ı içine alan hafta içinde yabancılar bu yılın rekor çıkışını gerçekleştirmişlerdi. 

Yabancı yatırımcılar 2-6 Mayıs haftasında net olarak 481 milyon dolarlık menkul kıymet sattılar. Bu satışın 298 milyon dolarlık kısmı hisse senedi, 183 milyon dolarlık kısmı da devlet iç borçlanma senedi satışından oluştu. 

Üstelik 2-6 Mayıs haftasında 481 milyon dolar olarak görülen bu çıkış biraz yanıltıcı. Cumhurbaşkanı ile Başbakanın görüşmesinin 2 ve 3 Mayıs'ta etkili olması pek söz konusu değil. Belki piyasalarda bir tedirginlik vardı ama en azından belirgin bir çıkış yaşandığı söylenemez. Hem öyle olsa bu durum kurlara yansırdı. Söz konusu iki gün, dolar 2.80 dolayında salınmıştı. 

Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki görüşme ve bu görüşmeden sonra AKP'nin kongreye giderek genel başkan değişikliği yapacağının anlaşılması, dolayısıyla Başbakanın değişeceğinin belli olması, piyasalarda tansiyonu birden yükseltti ve kur bir ara 2.97'ye kadar fırladı. Sonra daha dingin bir seyir izlendi, ama dolar kuru daha sonraki günlerde 2.90'ın altına bir daha çekilemedi. 

Yabancıların  481 milyon dolar çıkardığı 2-6 Mayıs haftasında oluşan ortalama dolar kuru 2.84 düzeyinde. Bu da gösteriyor ki, asıl çıkış 4 Mayıs'tan sonra olmuş. Bir başka ifadeyle 2 ve 3 Mayıs günlerinde giriş gerçekleşmiş, artık 4, 5 ve 6 Mayıs'ta ne miktarda çıkış yaşanmışsa haftanın toplam çıkışı 481 milyon dolar düzeyinde oluşmuş.

Dolar bugünlerde 2.95'lerde seyrettiğine göre, yabancı çıkışının devam etmekte olduğunu söylemek herhalde pek yanlış olmaz.

Kendi ayağımıza kurşun sıktık

Bu köşede dün "Rahat batıyor" demiş ve görece iyi başlayan, ama zamanla ciddi sıkıntılar ortaya çıkması muhtemel görünen bir yılı zora sokmak üzere olduğumuza dikkat çekmiştik. İşte tablo ortada... 

Davutoğlu operasyonunun ilk birkaç gününde çıkan para yarım milyar doları buldu. Gerçek rakam belli ki daha fazla da, haftalık toplam rakamı görebildiğimiz için operasyona denk gelen günlerdeki gerçek hareket hakkında bir bilgi aktaramıyoruz.

Mevcut durum tersine döner ve yabancılar yeniden Türkiye'ye gelir mi, çok zor doğrusu. Bir kere bunun işareti yok. Kur yükseldi ve 2.95 dolayında kemikleşti gibi. Daha aşağısı pek mümkün görünmüyor, yukarıya doğru ise her şey olabilir. 

Bu tabloyu nasıl tersine çeviririz ya da çevirebilir miyiz?

Önümüzdeki dönemde siyasette tansiyonun çok ama çok yüksek seyredeceği ortada oldukça... 

Yaz aylarındaki döviz girişi turizmdeki durumdan ötürü umduğumuz düzeyde gerçekleşmeyeceği için TL'nin değerine ilişkin kaygılar giderek depreştikçe... 

Türkiye'nin yüksek faizi de yabancıyı çekmeye ilaç olmaz, çıkış sürer, bu da kuru daha da yukarı iter; bundan ne yazık ki pek kaçışımız da yok...  

Tüm yazılarını göster