Yazımın başlığını okuyup Türkiye Milli Takımı’nın da mücadele ettiği bir turnuvada nasıl olur da Danimarka gönlünün şampiyonu olur diye sinirlenmeyin.
Elbette milli takımımız turnuvada şampiyon olsun istiyorum. Türkiye-Gürcistan maçını Almanya’da tribünde izler ve yağmur altında sesim kısılana kadar bağırırken buradan şampiyon dönsek ne güzel olur diye hayal kuruyordum. O hayal gerçek olursa dünyanın en mutlu insanlarından birisi olacağım; hepimiz gibi.
Ama gelin görün ki Danimarka Milli Takımı’nın oyuncuları öyle bir şey yaptılar ki ben kalbimde onları şampiyon ilan ettim bile.
Futbol, sadece bizim ülkemizde değil dünyanın pek çok noktasında “erkek egemen” bir alan. Aslında iş, “sporculara ödenen ücretler ve sponsorluk bedellerine” geldiğinde sporun hemen hemen her alanı erkek egemen değil mi zaten?
Erkek sporcular daha fazla prim alıyor, erkek sporcular daha çok destekleniyor, erkek sporculara bazen hak etmedikleri kadar çok sahip çıkılırken hamilelik ve hamilelik sonrası dönem gibi çok hassas süreçlerde bile kadın sporculara hak etmedikleri baskılar kurulup ayrımcılık uygulanabiliyor.
Üstelik bu haksızlıklara neden olanlar sadece resmi yönetimler değil. “Toplumsal cinsiyet eşitliğini” nasıl önemseyip desteklediklerini dünya aleme ilan eden dünyaca ünlü markaların yakın zamanlı tarihleri bile bu konu ile ilgili kara lekeler ve krizlerle dolu.
Söylemlerde herkes eşit ve kapsayıcı ama iş gerçek eyleme geldiğinde genellikle ortada gerçek bir çözüm göremiyoruz. Hele ki “kendine hak görülenden” feragat edip rol model oluşturan “erkek” sayısı okyanusta bir damla kadar bile değil!
Ama gelin görün ki kadın sporcular, bu şartlar altında bile olağanüstü başarı hikayeleri yazmaya devam ediyorlar. Tıpkı kadın milli voleybolcularımızın her maç sonrası söylediği “Dağları deldim, tek başıma… Çölleri aştım, bir tek ben… Erleri yendim, kız başıma…” şarkısının sözlerindeki gibi erkek odaklı her şeye ve herkese karşı savaş verip başka kadınlara, kız çocuklarına ilham oluyorlar.
Ama Danimarkalı milli futbolcular, sporda cinsiyet eşitliği açısından “olağanüstü bir adım” atarak tarihteki yerlerini unutulmaz bir hale dönüştürdüler ve “dağları tek başınıza aşmanız gerekmiyor”, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için biz de buradayız dediler.
Geçtiğimiz hafta Danimarka Ulusal Futbol Federasyonu, Avrupa Şampiyonası sona erdiğinde yürürlüğe girecek “milli futbolcular ücret ödeme” anlaşmasına varıldığını dünyaya duyurdu.
Danimarkalı erkek milli futbolcular, kadın takımına daha adil bir gelir dağılımı sağlamak için kendilerine önerilen maaş artışını reddettiler. “Zam istemiyoruz eğer bir kaynak varsa kadın milli sporcular için kullanılsın” açıklamaları hiç abartmıyorum gözlerimin yaşarmasına neden oldu. Zam reddinin dışında milli sporcular kendi sigorta bedellerinde yüzde 15’lik bir azaltma yapılmasına da destek olarak kadın milli sporcuların sigorta bedellerinin yüzde 50 oranında arttırılmasını mümkün kıldılar.
Anlaşma, bundan sonra milli takımdaki performanslara ilişkin temel ödemelerin cinsiyete bakılmaksızın herkes için aynı olacağını da öngörüyor.
Danimarka, uluslararası cinsiyet eşitliği puanlarında sürekli olarak iyi performans gösteren ülkelerden bir tanesi ve 2023 yılı Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde AB’de üçüncü sırada yer aldılar. Danimarkalı milli sporcuların kadın ve erkek farklı olmaksızın eşit ödeme alması için çözüm arayışları zaten bir süredir devam ediyordu.
Ancak dünya ve tüm devletler bir ekonomik durgunluk krizinden geçerken kaynak yaratma sorunları gündemdeydi. Ve Danimarkalı futbolcular federasyon ve derneklerin çabasına bizim de destek olmamız gerekiyor diye öne çıkarak ücret artışlarından ve sigorta fon ödemelerinden feragat ettiler. Yani oyuncular, kendileri için daha iyi koşullar aramak yerine kadın takımını desteklemeyi seçtiler.
Danimarka oyuncular birliği Spillerforeningen’in direktörü Michael Sahl Hansen, yeni anlaşmayı “kadın milli takımlarının koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olacak olağanüstü bir adım” olarak nitelendirdi.
İdeal bir dünyada zaten böylesi konuları konuşmuyor bile olmamız gerekiyor ama gerçek dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğini başarabilmek için sadece kadınların çabası yeterli değil. Özellikle dünyanın gözü önünde olan erkeklerin konuya yönelik çabası ve farkındalık yaratması pek çok bariyerin ortadan kalkmasına destek olabilir.
Bu nedenle yaşanan gelişmelere “lütfetmişler” gibi bir mantıkla yaklaşmamak gerektiğini düşünüyorum. Bence Danimarkalı oyuncuların yaptığı mevcut haksızlıkların kamuoyunun gündemine taşınması ve sorunların çözümü için “erkeklerin” de sorumluluk alması gerektiğini göstermesi bakımından önemli bir hareket.
Zaten, aralarında Christian Eriksen, Pierre-Emile Hojbjerg, Simon Kjaer ve Kasper Schmeichel’in de bulunduğu müzakerelere katılan erkek oyuncuların anlaşmadan dolayı çok mutlu olduklarını ve eşit ücret politikası için dünyaya önemli bir mesaj vermekten gurur duyduklarını ifade ettiler.
Gerçek eşitliğin sağlanması için daha çok erkeğin “durun, bu işte bir haksızlık var” diyebilecek farkındalığa ulaşması dileğimle.