Dalgalarla dalga geçenler

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Şike soruşturmasında bir dalgayı daha geride bıraktık. Kimilerine göre gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan beş kişi üçüncü dalgaya dâhildi, kimileri ise o meşhur üçüncü dalganın henüz gerçekleşmediği iddiasında. Rakamlarla işimiz yok, dolayısıyla kaçıncı dalgada kimlerin soruşturmaya dâhil olduğu da çok önemli değil. Önemli olan soruşturmada ilk günkü ciddiyet ve kararlılığın korunup korunmadığı. Adli makamlar açısından bir sorun yok gibi gözükse de neden olduğunu bilmediğim biçimde şike soruşturması etrafında iki kutba ayrılan medyanın bazı yayın grupları işi "bazen sulandırmak bazen ise bulandırmak" için pek gayretkeş görünüyor. Soruşturma başladığı günden bu yana her takımdan taraftarlarla iletişim ve etkileşim halindeyiz. Gördüğüm kadarıyla taraftarın gazete köşelerine bakışı "Bizden mi? Değil mi?" sorusundan ibaret. Oysa her köşe yazısı aynı zamanda objektif bakışın cümlelere aksi (yansıması) olmalı. Dolayısıyla da bir tarafa "yaranmak ya da yamanmak" mevzu bahis olmamalı. İşte tam da bu noktada belirtmeliyim ki; "sağduyu" kelimesine gerçek anlamıyla ihtiyaç duyduğumuz günleri yaşarken, bazı yayın organlarında yer alan haberleri nedense aklım havsalam almıyor. Şu anda cezaevinde bulunan tüm tutuklular hakkında değişik gerekçelerle verilen itiraz dilekçeleri birbiri ardına red olunurken ortaya konan en büyük argüman neydi? "Kuvvetli suç şüphesi ve delillerin karartılması ihtimali." Bu gerekçeye hiçbirimiz sesimizi çıkarmadık çünkü en nihayetinde "şeriatın kestiği parmak acımaz" şiarıyla büyümüş, hukuka saygılı bireyleriz. Peki, o zaman bazı gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan "bir sonraki dalga" listeleri neyin nesi? Gününe, neredeyse saatine kadar; kimlerin gözaltına alınacağı, hangi soruların sorulacağı, hangi olaylarla bağlantı kurulacağı ne hakla yayınlanabiliyor? Bu bilgiler nereden ediniliyor ve "gizlilik" ilkesi neden bazı yayın organlarına hiç uğramıyor? Yoksa bir sonraki dalgada gözaltına alınacakların karartacak delilleri olup olmadığı önceden mi biliniyor? Kendilerine gazete yoluyla "ön tebligat" yapıldığına göre öyle olmalı. "Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'e 'yurt dışına çıkış yasağı' neden konuldu?" sorusuna verilecek cevap basında gözaltı öncesi adı geçenleri kapsıyor mu?

Bu madalyonun bir de öbür yüzü var tabi. Nefret ediyor bile olsanız bir an için kendinizi o yazılan çizilen isimlerin yerlerine koyun. Suçlu ya da suçsuz olmanız fark etmez; birkaç gün sonra gözaltına alınacağınızı bilmeniz, yaşanacak süreci kafanızda tekrar tekrar düşünmeniz, kendinizi cezaevinde bulabileceğiniz fikri akıl sağlığınızı ne yönde etkilerdi? "Uzaktan davulun sesi hoş gelir", "Bekâra karı boşamak kolaydır" atasözleri mevcut duruma ne kadar da uyuyor. Farz edelim ki, ilk dalgada (3 Temmuz 2011) Aziz Yıldırım gözaltına alınmadan önce 1 Temmuz Cuma sabahı gazeteler "Aziz Yıldırım'a Metris yolu göründü" manşetleriyle çıkıp şaibeli maçları, sorulacak soruları, bağlantılı olayları bir bir yazsalardı bunun adına "gazetecilik başarısı" diyecek miydik? Yoksa soruşturmanın selameti açısından bu büyük bir skandal mı olacaktı? Dördüncü dalgada bu haberler yapılınca neden bu iş skandal değil de "bomba haber" oluyor? Sizi bilmem ama bence bu işin medya ayağında işler biraz ters gidiyor. Bir yanda Fenerbahçe adına ve yararına kamuoyu yaratmaya çalışanlar diğer yanda "embedded" (iliştirilmiş) ve "flattered" (pohpohlanmış) gazeteciler. Şimdi ben kalkıp "her iddiaya eşit mesafede duranları dikkate alın" nasıl diyeyim(!).

Dünya liglerinde transfer

· Inter'in Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder, İtalya'da mutlu olduğunu ifade ederken takımdan ayrılma ihtimalinin her zaman olacağını söyleyerek kafaları karıştırdı. İsmi uzun bir süredir Manchester United'la anılan ve Alex Ferguson'un kendisi için 40 milyon euroyu gözden çıkardığı konuşulan Sneijder, Old Trafford için açık kapı bırakırken, basın mensuplarına yaptığı açıklamada İtalya'da mutlu olduğunu da belirtti.

· İngiltere Championship takımlarından Leicester City'nin Menajeri Sven-Goran Eriksson'un LA Galaxy'de forma giyen David Beckham'ı kiralamak istediği konuşuluyor. Daily Mail'de yer alan haberde Leicester City'nin Tayvanlı sahibi işadamı Vichai Raksriaksorn'un da transfer konusunda Eriksson'a tam yetki verdiği vurgulandı.

· Roma'nın Werder Bremen'de forma giyen genç yıldız Marko Marin'i yakından takip ettiği ileri sürüldü. İtalyan medyasında yer alan haberlerde Juventus'a transferi gündemde olan Mirko Vucinic için alternatif arayışlarına başlayan Roma'nın gündeminde 22 yaşındaki Marko Marin'in olduğu belirtildi. Marin'in adı son dönemlerde Liverpool, Juventus ve Inter ile de gündeme gelmişti.

· Geçtiğimiz sezon Parma'da kiralık olarak forma giyen ve Juventus'un gözden çıkardığı Brezilya asıllı golcü Amauri, Ligue 1 ekiplerinden Marsilya'nın gündemine girdi. Amauri'nin menajeri Giampiero Pocetta, Fransız ekibinden teklif aldıklarını doğruladı. 31 yaşındaki oyuncunun kulübüyle 2012 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.

· Olympique Lyon Teknik Direktörü Remi Garde, Bosnalı yıldızı Miralem Pjanic'in büyük olasılıkla takımda kalacağını söyledi. 21 yaşındaki orta saha oyuncusunun adı uzun süredir Lazio'yla anılıyordu. Pjanic geçen ay takımda kalıp sözleşmesini uzatmak istediğini açıklamıştı fakat mali yönden sıkıntılar yaşayan Lyon kendisini satmaya niyetliydi.

· Rus kulübü Zenit St Petersburg'un Juventus'a Leonardo Bonucci için 8 milyon euro teklif ettiği iddia edildi. La Gazzetta dello Sport'un haberine göre, Şampiyonlar Ligi seviyesinde oynayabilmek için savunma hattını güçlendirmek isteyen Rus şampiyonlarının teknik direktörü Luciano Spalletti, 24 yaşındaki oyuncuyu mükemmel bir transfer olarak görüyor.

Türkiye liglerinde transfer

· Disiplinsiz tavırları nedeniyle Trabzonspor yönetimiyle ciddi sorunlar yaşayan Engin Baytar'ın, sözleşme yenileme konusunda kafası karışık. Antrenör eşliğinde çalışmalarını takımdan ayrı sürdüren başarılı orta saha oyuncusu, Şenol Güneş'in tavrı ve gelen teklifler sonrasında kulüpten ayrılma noktasına geldi. Güneş'in Engin konusunda vereceği rapor, yönetimin alacağı kararı belirleyecek.

· Gaziantepspor, kadrosunu iki transfer daha yaparak güçlendirdi. Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada Togo Milli Takımı oyuncusu Arafat Djako ve Kamerunlu oyuncu Gilles Binya'yu transfer edildiği ve bu iki oyuncunun imza törenlerinin UEFA Avrupa Ligi 3.ön eleme rövanş maçında, 4 Ağustos Perşembe günü karşılaşacağı Legia Varşova maçı sonrası yapılacağı duyuruldu.

· Şike soruşturması nedeniyle Süper Toto Süper Lig'deki geleceği belirsiz olan Fenerbahçe'nin yıldızlarına ilgi artıyor. Diego Lugano'nun Juventus'la görüştüğüne dair haberler yanında; Andre Santos için Real Madrid'in devreye girdiği, Rubin Kazan'ın gözünü Miroslav Stoch'a çevirdiği, küskün golcü Daniel Güiza'nın ise Hercules, Malaga ve Mallorca takımları arasından bir tercih yapacağı iddia edildi.

· Samsunspor, Gençlerbirliği ile olan sözleşmesini karşılıklı olarak fesheden sol bek oyuncusu Murat Kalkan'ı renklerine bağladı. Murat Kalkan yaptığı açıklamada Gençlerbirliği yönetimine transferinde sağlanan kolaylıktan ötürü teşekkür ederken, "Yedi yıldır bu formayı giyiyordum. Artık değişim zamanı gelmişti." şeklinde konuştu.

· Spor Toto Süper Lig ekiplerinden Galatasaray'ın, İspanya La Liga takımlarından Real Madrid'in dünyaca ünlü orta saha oyuncusu Lassana Diarra için görüşmelere başladığı iddia edildi. Lass için 17 ila 20 milyon euro arasında bonservis bedeli isteyen Real Madrid'in ise Galatasaray'ın getirdiği 8 milyonluk teklife şimdilik soğuk baktığı söyleniyor.

· Gençlerbirliği, eski kalecisi Gökhan Tokgöz ile yeniden anlaşmaya vardı. Profesyonel futbol kariyerine Boluspor'da başlayan, 1979 doğumlu Gökhan Tokgöz, Yimpaş Yozgatspor'dan sonra 2002 yılında Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Daha sonra Ankaraspor, Diyarbakırspor ve Konyaspor formaları giyen Gökhan uzun aradan sonra yuvaya dönüş yaptı.

Tüm yazılarını göster