Dalga boyu artıyor

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dünya piyasalarında hava sertleşiyor. Euro Bölgesi borç krizinin bankaları vurmaya başlaması ve ABD ekonomisinden gelen durgunluk işaretleri dünya borsalarını 2009 yılından beri karşılaştığı en sert satış dalgasıyla karşı karşıya bıraktı.

Piyasalarda havanın bozmasının ardında üç temel gerekçe var. (i) Gelişmiş ülkelerin maliye politikası ile durgunluğa karşı koyma gücünü önemli ölçüde kaybettiği anlaşılıyor (ii) Genişleyici para politikası ile verilen likidite kredi mekanizmasını uyarmakta ve iç talebi canlandırmakta yaterli olmuyor. (iii) Piyasalar G20 ülkelerinin ortak politikalar üreterek küresel durgunluk ve mali kriz riskini önleyeceğine inancını yitirdi.

Geçtiğimiz hafta yayınlanan veriler ve dünya ekonomisine yön veren iki önemli kurumun FED'in ve IMF'nin yaptığı uyarılar piyasalardaki panik satışları şiddetlendirdi. Euro Bölgesi ve Çin PMI verilerindeki kötüleşme küresel durgunluk riskini artmaya devam ettiğini göstererek tedirginliği artırdı. FED'in ve IMF'nin yaptığı tahmin ve uyarılar 2009 yılına benzer bir mali kriz ve durgunluk riskinin resmi kurumlarca bile tanındığını göstererek panik satışlara yol açtı. 

Küresel durgunluk ve mali riskini fiyatlamaya başlayan dünya borsaları "teknik anlamda" ayı piyasasına girdi. MSCI Dünya Endeksi'nin kayıpları aybaşına göre %10, mayıs başındaki gördüğü yıl içi en yüksek seviyeye göre %20 civarına yükseldi. Sorunların daha şiddetli olduğu Avrupa'daki kayıplar ay başına göre %17, yıl içi en yüksek seviyeye göre %33 düzeyine yükseldi.

IMF ve Dünya Bankası toplantıları için bir araya gelen G-20 yetkilileri kriz tehlikesine karşı ortak hareket etmeye kararlı olduklarını tekrarlayan bir açıklamayla piyasalara güven vermeye çalıştı. Ama açıklamanın piyasalar üzerinde fazla bir etkisi olmadı. Piyasalarda güvenin yeniden tesis edilmesi için öncelikle Yunanistan'ın borç sorununun "intizamlı bir yeniden yapılandırmaya gidilerek" çözülmesi ve diğer ülkelerde benzer bir sorunun yaşanmayacağı konusunda teminat verilmesi gerekiyor.

ABD Hazine Bakanı Geithner Avrupa Maliye Bakanları ile yaptığı toplantıda kamu maliyesindeki kötüleşmenin mali kesimi aşağı çekerek yarattığı kısır döngünün kırılması için radikal  tedbirlerin alınması gerektiğini tekrarladı. Avrupa Merkez Bankası'nın alımlarını artırması ve Avrupa Finansal İstikrar Fonunun kapasitesinin kaldıraç kullanılarak büyütülmesi piyasalarda "güven uyandırabilecek" radikal adımlar listesinde başta geliyor.

Ancak Euro Bölgesi'nin mevcut kuralları Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun borçlandırılmasını ve Avrupa Merkez Bankası'nın bu fona kaynak aktarmasını engelliyor.  Kuralların esnetilmesine Almanya, Hollanda, Finlanda gibi ülkelerin karşı çıktığı biliniyor. Almanya gibi mali disiplini ile tanınan bir ülkenin kuralları esnetmeyi kabul etmesi için aksi takdirde "Avrupa'nın derin ve uzun süreli bir durgunluğa gireceğini görmesi" lazım.

Türkiye piyasaları küresel şoklar ile S&P'nin yerli para cinsi notumuzu artırdığı olumlu bir havada karşılaştı. Ancak küresel dalganın büyüklüğü karşısında piyasalardaki pozitif hava uzun süre korunamadı. Kısa bir balayının ardından Türkiye piyasaları da küresel piyasalardaki satış dalgasından nasibini aldı. İMKB Eylül ayı başından beri aldıklarının çoğunu geri verdi. Uzun dönemli devlet tahvili faizleri son dönemdeki en yüksek seviyelere çıktı. Türk Lirası Merkez Bankası'nın müdahalelerine rağmen değer kaybetmeye devam etti. Piyasalardaki satış dalgasının önümüzdeki hafta devam etmesini bekliyor ve yatırımcıları dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz.

Tüm yazılarını göster