Çözüm IMF'nin işi değil, bizim işimiz

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

IMF ve Dünya Bankası Genel Kurul Toplantıları bugün sona eriyor. Biz bu toplantıların bütününü değerlendirecek yerde olan biteni sadece Türkiye-IMF ilişkileri çerçevesinde tartışmayı tercih ettik.

Bugün toplantılar sona erdikten, katılımcılar İstanbul'dan ayrıldıktan sonra olan biteni nasıl değerlendireceğiz?

Bu kadar toplantı yapıldı. İstanbul'a bu kadar insan geldi, "IMF'den gene Türkiye'ye bir hayır gelmedi" mi diyeceğiz?

Bizim derdimiz nedir? Krizi bir an önce atlatmaktır. Bunu yaparken IMF'den destek alır isek iyi olur diyenler var. IMF'nin küresel pazarlardaki daralmayı önlemeye dönük politikalarının başarıya ulaşmasının, Türkiye'nin de krizden çıkışını kolaylaştıracağını söyleyenler var.

Ve de bilinmeyenler, belirsizlikler var:

- IMF'ile bir ülkenin ilişkiye girmesi veya girmemesi siyasi bir karar gerektirir. Bizim hükümetimizin IMF ile ilişkiyi sürdürüp sürdürmeyeceği konusunda belirsizlik devam ediyor.

- IMF ile ilişkiye girmek için ülkenin başvuruda bulunması gerekir. Türkiye başvuru yapmadan IMF ile kavga eder bir görünüme girdi.

Bu konuda bazı temel gerçekleri dikkate almakta yarar vardır:

1) Ülkelerin önceliği, kendi içlerinde düzelmenin sağlanması ve büyümeye geçiştir. Hiçbir ülkede (ve tabii ki Türkiye'de de) bu IMF'nin işi değildir.

2) Bazı ülkeler için (bu arada Türkiye için de) krizi atlatmada IMF'nin kredi desteği yarar sağlayabilir. Ama çok sayıdaki ülke IMF'den (bu güne kadar) bu amaçla yararlanmamıştır. Bundan sonra da yararlanmayı düşünmemektedir. (IMF'nin az sayıda müşterisi olmuştur.Türkiye ise devamlı müşteridir.)

3) IMF üyesi olsun olmasın ülkelerin tamamının krizin olumsuz etkisinden kurtulabilmeleri için kendi ülkelerinde, kendi imkanlarıyla yapacaklarının yanında, küresel piyasalarda düzelme de önemlidir. Küresel piyasalarda düzelmenin, istikrarın ve güvenin yolunu IMF gibi küresel bir otorite açabilir.

4) Bundan sonra benzer krizler çıkmaması için, geçmişten ders alınarak küresel piyasaları düzene sokacak uluslararası bir otoriteye ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Bu otorite IMF olabilir. O halde IMF hem güçlendirilmeli, hem de bundan sonraki görev ve sorumlulukları belirlenmelidir.

Özetle;

- Ülkeler İstanbul'a Türkiye'ye yardım etmek için gelmedi. Her ülkenin kendi sorunu var. Her ülke öncelikle kendi yararını düşünür.

- Bu toplantıların ve toplantıya katılanların krizden çıkış için Türkiye'ye doğrudan bir katkıları olmayacaktır.

- Fakat Türkiye de diğer ülkeler gibi bu toplantıların küresel ekonomideki etkilerinden dolaylı olarak yararlanacaktır.

- IMF Başkanı'nın açıklamasına göre, toplantılar bittikten sonra, eğer hükümetimiz talepte bulunur ise, IMF ile yeni bir kredi anlaşması üzerinde çalışmalar başlayacaktır.

Türk ekonomisi için (halkımız) doğrudan önem taşıyan gelişme ise, bu anlaşmanın yapılıp yapılmayacağı ve yapılacak ise şartlarıdır.

Tüm yazılarını göster