Columbia üniversitesi Orta Doğu Tarihi Profesörü Richard W. Bulliet:Haya

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Columbia üniversitesi Ortadoğu Tarihi Profesörü Richard W. Bulliet, İran, Müslüman Ortadoğu'nun sosyal tarihi ve İslam konularında uzman bir isim. 1994 yılında yayınlanan "İslam: Kenardan bir Bakış" isimli kitabı, dinin sosyal bir güç olarak rolünü vurguluyor. Bulliet'in İslam ve Batı, Türkiye, AB, Ortadoğu konularında oldukça ilginç görüşleri var.

Avrupa'nın bir düşmana ihtiyacı olduğu görüşünün, her bireyin veya devletin kendini ifade etmek için, kendinden farklı olana ihtiyaç duyması düşüncesinden kaynaklandığını söyleyen Bulliet, bu şekilde düşünenlere göre, İslam'ın Avrupa'nın kendini tanımlamasında her zaman önemli bir yere sahip olduğunu ifade ediyor.

"İslam onlar için 'öteki'dir. Avrupa farklıdır. Türkiye'nin AB'ye katılması ile, Avrupa tanımının zarar göreceğini düşünüyorlar. Oysa bu görüş, tarihe dayanmayan, tamamen uydurulmuş bir görüş. Bununla birlikte, Avrupa Birliği kavramının doğduğu Avrupa tanımı da medeniyet değil, ekonomik temellere dayanan bir tanım" diyen Bulliet, günümüz uzmanlarının, farklı nedenlere dayalı siyasi tutumlarını gizlemek için, hayali bir Avrupalı kimliği icat ettiklerini söylüyor. Bulliet, icat edilen konulardan birinin de göç olduğunu söylüyor. Göç, bir bakıma geleneksel kültürün kaybedilmesi korkusu anlamına geliyor ve bugün AB'nin gündemini oluşturan konuların başında yer alıyor. AB ülkelerinin göç konusundaki endişeleri ve görüşleri oldukça farklılık gösteriyor.

İslami siyaset

Bulliet'in üzerine çalıştığı konulardan biri de İslami siyaset. İslami siyasetin Batı'da yanlış anlaşıldığını söylüyor Bulliet ve şu yorumları yapıyor: "İslami siyaset, laik düşüncelere açık, toleranslı görüşlerden, gerçek bir din devleti savunucularına uzanan geniş bir yelpazeye yayılıyor. Seçimi tercih edenlerden, terörizm ve devrimi tercih edenlere kadar uzanan farklı bir yelpaze de mevcut. Batılı uzmanlar bu iki farklı görüşü karıştırıyorlar. Ben, açık bir siyasi sistemin, dinci politikacıların ortaya koyduğu tehditten daha önemli olduğunu düşünüyorum. Özgür bir siyasi sistemde, iyi organize olmuş bir dini parti seçimleri kazanabilir. Kazandıktan sonra ise seçim yapması gerekir: Hükümete zarar verme pahasına dini kısıtlamaları uygulayacak mı? Yoksa, seçmenler arasındaki farklılıkları tolere edecek bir yönetim mi ortaya koyacak? İlk seçeneği tercih eden hükümet büyük bir olasılıkla yeniden seçilemeyecektir. Seçimler özgür bir şekilde gerçekleştikçe, dini partiler sorumlu ve etkin bir hükümet oluşturma testine tabi tutulmuş olacaklar. Bence, 21'inci yüzyıla özgür seçimler gerekli."

Türkiye bölgede daha aktif olmalı

Türkiye'nin AB üyeliği konusuna gelince, Bulliet, Türkiye'nin üyeliğine bugün karşı gelen AB liderlerinin, ilerde bu görüşlerini değiştireceklerine inanıyor. Bulliet'e Türkiye karşıtlığının gelecekte azalacak olmasının üç nedeni var. Bunlardan birincisi, Avrupa'daki Müslüman toplumlar arasından yükselen ılımlı liderliğin daha güvenilir bir hale gelecek olması. İkincisi Türkiye'nin ekonomik ve siyasi olarak Ortadoğu ve Orta Asya arasında köprü rolünün güçlenecek olması. Üçüncüsü ise, Ortadoğu'daki istikrarsız ortamla kıyaslandığında, Türkiye'deki istikrarın gitgide daha çekici bir hal kazanacak olması. Bulliet, aynı zamanda Türkiye'nin bölgede söz sahibi olması için, Ortadoğu ve Orta Asya'nın bölgesel sorunlarında daha aktif rol alması gerektiğini de vurguluyor.

AB'den obeziteye karşı 90 milyon Euro'luk sebze-meyve çözümü

Lizbon Antlaşması'nın geleceği, yavaşlayan ekonomi, göç, artan petrol fiyatları, artan gıda fiyatları ve dünyayı saran açlık korkusu derken, Avrupa Birliği'nde ABD'de de sıkça gündeme gelen bir sorun daha boy göstermeye başladı: Obez çocuklar. Verilen rakamlara göre, 27 AB ülkesinde 22 milyon çocuk aşırı kilolu. Bu çocukların beş milyonu ise obez. Yani yarının sağlıksız ebeveynleri. Hali hazırda yaşlanan toplum korkusuyla yaşayan bir Avrupa'da sınırlı genç toplumun da sağlıksız olması oldukça karamsar bir tablo çiziyor aslında. İşte bu yüzden Avrupa Komisyonu bir öneri getirdi. Öneri doğrultusunda AB genelinde okullarda bedava sebze ve meyve dağıtılacak.

Önerinin amacı ise hem AB genelindeki aşırı kilolu çocukların sayısını azaltmak, hem de çocuklara erken yaşta sağlıkla beslenme alışkanlıkları kazandırmak. Bu programın bütçesi 90 milyon Euro. Programa katılacak ülkelerin yeterli fon kaynağı belirlemesi gerekecek.

Brüksel ücretsiz sebze ve meyve dağıtımının özellikle geliri düşük bölgelerde etkili olacağını belirtirken,

AB tarım komiseri Mariann Fischer Boel, çocukların erken yaşlarda doğru beslenme alışkanlıkları edinmelerinin, ileriki yaşları için çok önemli olduğunu söylüyor.

Yani yarının sağlıklı ebeveynlerini, bugünün bedava meyve ve sebze yiyen çocukları oluşturacak.

Tüm yazılarını göster