Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın başkanlık ettiği heyetle cumartesi, pazar, pazartesi Pekin'deydik.
Salı Urumçi'de.
Çarşamba ve perşembe ise Aşkabat'ta...
***
Çin'i anlatan yüzlerce yazı okumuştuk.
Bir o kadar da yorum dinlemiştik.
O bilgilerin eşliğiyle gittik.
Türkiye ile ilgili kulaktan dolma yazıları okuyup, onlara inanıp, önyargılarla gelen yabancı turistlerin İstanbul'u, Antalya'yı ilk gördüklerinde yaşadığı şaşkınlığı yaşayarak geziye başladık. Yeni şaşkınlıklar ekleyerek devam ettik.
"Çok gezen mi, çok okuyan mı?" sorusunu, 'gezen' diye yanıtlayanlara bir kez daha hak verdik.
***
Aldığım notlara bakıyorum.
Anlatılacak o kadar çok şey var ki…
***
Mesela.
Çin'in dış basın ve enformasyondan sorumlu bürokratı anlatıyor:
"Çin, 60 yıllık süreç içerisinde Türkiye başta olmak üzere İslam ülkeleriyle hiç sorun yaşamadı ve hep dost oldu.
Batılı ülkeler bunu kıskandı.
Ve birileri Urumçi olaylarını başlattı.
Daha büyük olayların çıkması ve Müslümanlar'la Çin'in arasının bozulması için yanlış haberler yapıldı.
Ancak, Çin'de çıkan gazete ve dergilerin hiçbirinde Türkiye aleyhine yazı yazılmadı, haber yapılmadı. Televizyon programlarında Türkiye aleyhine konuşulmadı.
Batılı gazeteciler her gün telefon açıp, 'Türkiye'de şu yorumcu şöyle demiş, cevap verecek misiniz?' gibi onlarca sorular soruyor.
Biz bunlara önem vermiyoruz. Biz size ve dostluğunuza güveniyoruz. Sizden de aynı şeyi bekliyoruz"
***
Birileri tarafından, stratejik önemi olan ve süper güç olabilme potansiyeli bulunan iki ülkenin büyüme ve kalkınmada yakaladığı hızı azaltmanın yollarının arandığını vurguluyor Çinli dostumuz.
Yalnız Çin ve Türkiye'nin değil, tüm dünyanın o 'birileri' nedeniyle sıkıntı çektiğine dikkat çekiyor.
***
Salı günü Urumçi'deydik.
Büyük çoğunluğun Türkçe konuştuğu Urumçi'de
14 havaalanının faal olup ihtiyacı karşılamadığı, bu nedenle 5 havaalanının daha inşası planlanan, milli geliri 105 milyar liraya çıkan Sincan Bölgesi'nin başşehri Urumçi'de.
Çin gazetelerine manşet olan, çeşitli yatırım kararlarına zemin hazırlayan ve Çin Başbakanı ve bakanlarının gösterdiği misafirperverlikle başlayıp noktalanan Pekin temaslarının moraliyle gidip, kendini bilmez iki alan görevlisinin tavırları nedeniyle moralleri sıfırladığımız Urumçi'de.
***
Pekin'de iyiydik, Urumçi'de de.
Çinli dostumuzun anlattığı 'birileri', dostlarla muhabbetimizi kıskanıp devreye mi girdi acaba!?