Çin'de bize benzedi!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com
 
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım teknoparklarda yüksek fiyatla kiralama konusu ile ilgili üniversite yöneticilerine sitemde bulunmuş.
Hak vermemek elde değil.
Kısaca şöyle diyor Yıldırım:
"Ey üniversite yöneticileri!
Türkiye'nin geleceği için size bir imtiyaz veriyoruz.
Siz bu imtiyazı, Türkiye'nin geleceğini umursamadan, ranta çevirmenin peşine düşüyorsunuz."
* * *
Çok anlattık üniversitelerimizdeki çarpıklığı…
* * *
Geleceğimizi, gençlerimizi etkileyen/etkileyecek başka bir derdimiz ile ilgili de ben 'sitem' edeyim…
3 katı fazlasını kazanabilecekken, üçte bire razı olmak!
Üniversitelerimizde öğretilen/aşılanan şey bu galiba!
3-4 bin lira maaşla işçi arayanlar, çaresizlikten bilboardlara /Cuma hutbelerine göz dikmişken, üniversite mezunlarımızın asgari ücret karşılığında masa başı işe meyletmeleri, başka nasıl açıklanabilir ki? 
O şey neyse, sadece bizim üniversitelerimizde öğretilmiyor/aşılanmıyor ama…
* * *
"Çin tehdit mi? fırsat mı?" diye, çok değil 5 yıl önce tartışıyorduk ya… 
"Korkmayın Çin'den! 3-5 yıla kadar bize benzeyecekler, tüketim artacak, gençler rahat işlere yönelecek, ucuz işçi bulamayacaklar…" diyorduk ya…
Gözümüz aydın!
Başladılar bize benzemeye.
* * *
Önceki hafta The New York Times muhabirleri Çinli gençlerle konuşmuş…
Sonuç mu?
25 yaşında, 3 dil bilen, üniversite mezunu Wang Zengsons şöyle demiş mesela:
"Şu anda işsiz geziyorum.
Fabrikalardaki tam zamanlı işlere ise iyi maaş vermelerine rağmen başvurmak istemiyorum.
Görüşme için çağıran fabrikalara gitmiyorum.
Çünkü bir üniversite mezunu olarak daha iyisine layık olduğumu düşünüyorum."
* * *
"Tam bizim gibi…" dedik ya.
Başka bir üniversite mezunu da şöyle demiş:
"Üniversiteden mezun oldum, pazarlamacı olarak çalışıyorum.
Mutlu değilim.
Mesela bankalarda çalışmayı çok isterdim.
Gerçi onlarda pazarlamacılık yapıyorlar ve benden daha fazla kazanamıyorlar ama isimleri 'bankacı'…"
* * *
Can alıcı konuya ise Çin Eğitim Bakanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Ye Zhihong değinmiş…
Şöyle demiş Zhihong,
"Bir yanda fabrikalarımız vasıflı işçi bulamıyor.
Diğer yanda üniversitelerimiz, var olan işleri istemeyen öğrenciler yetiştiriyor."
* * *
Hadi Çin'i anladık!
Onların 'Konfüçyüs geleneği' var…
Milyonlarca Çinli, eğitimli insanların ağır işte çalışmaması/çalıştırılmamasını binlerce yıllık Konfüçyüs inanışa bağlar…
Bize ne oluyor?!
Dinimiz de, örfümüz, adetlerimiz de, geleneklerimiz de 'çalış' diyor…
Peki bize 'yatma…', 'oturma…, 'iş beğenmeme…' geleneğini kim aşılıyor?
 
Tüm yazılarını göster