Çin ekonomisini engelleyen "cam tavan"

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com
Ekonomistler, Çin'in önümüzdeki on sene içinde dünyanın en büyük ekonomisi konumuna yükseleceğini söylerken, Dyer'a göre Çin ne yaparsa yapsın, ABD'nin ardından ikinci olmaya mahkum. Çin'i engelleyen bu "cam tavan", aslında Çin'in ta kendisi.  
 
Geoff Dyer kendisini "kategorize edilemeyen" yazar olarak tanımlıyor. Bunun nedeni çok farklı konularda yazıyor olması. Eleştirmenlere göre, İngiltere'nin en iyi yazarlarından birisi. 
Dyer'ın Foreign Policy dergisinde yer alan son makalesinin başlığı "Çin'in cam tavanı". 
Dyer, makalesinde, Çin ne kadar büyürse büyüsün, her zaman iki numara olmak zorunda, diyor.
Küresel ekonomide güç dengelerinin tersine döndüğü bir süreçte, Dyer'ın bu tezi biraz iddialı bulunabilir.  
Ekonomistler, Çin'in önümüzdeki on sene içinde dünyanın en büyük ekonomisi konumuna yükseleceğini söylerken, Dyer, Pekin'in attığı yanlış adımlar yüzünden Çin'in dünya lideri olma şansını kaçırdığını söylüyor. Dyer'a göre, Çin, ABD'ye ne askeri, ne ekonomik ne de siyasi açıdan kafa tutacak potansiyele sahip değil. Neden mi? Dyer'ın öne sürdüğü nedenlere bakalım:
 
Çevre ülkelerdeki büyüme hırsı 
 
Geoff Dyer, Çin'in komşularına karşı takındığı kendinden aşırı emin ve iddialı tavrın, çevresinde şüphe yarattığını; hatta düşmanlık yaratma riski taşıdığını düşünüyor. 
"ABD'nin yükselişine kimse karşı koymadı. Almanya, sınırındaki Avusturya-Macar İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Krallığı'nın çökmesi sonucunda yükselişe geçti" diyen Dyer, Çin'in durumunun farklı olduğuna dikkat çekiyor. 
Çin'in etrafında, kendisi gibi hızlı büyüyen ekonomiler var. Güney Kore, Hindistan, Vietnam bunlardan sadece bir kaçı. Bu ekonomiler de, Çin gibi, kendi zamanlarının geldiğini düşünüyorlar. Her biri kendi modelini oluşturmaya; modern dünyada kendine düşen payı almaya çalışıyor. Bu ülkeler Çin'le ticaret yapmak istiyorlar; ama pazarlarının Çin tarafından ezilmesini, işgal edilmesini istemiyorlar. Hatta sürekli olarak liderlik taslayan Çin yerine, ABD'ye yaklaşmayı tercih edebiliyorlar. Çin'in stratejik şanssızlığı da, bu ülkelerle çevrili olmasından kaynaklanıyor.  
 
Hem devlet kapitalizmi hem güçlü renminbi olmaz
 
Geoff Dyer'a göre, Çin'in ekonomik cephede hedefi, doların hakimiyetini ortadan kaldırmak. 
Kendi para birimi renminbiyi uzun vadede en önemli uluslararası dövizlerden biri konumuna yükseltmeyi planlayan Çinli liderler, bu hedeflerinin nedeni olarak, şirketlerinin üzerindeki döviz riskini azaltmayı gösteriyorlar.
Renminbinin önümüzdeki dönemde uluslararası finans sisteminde euro ve yen gibi daha önemli bir rol üstleneceği kesin; fakat bundan önce Çin'in kendi ekonomisinde gerçek reformlara ihtiyacı var. Dyer, "Dünya merkez bankalarının ellerinde tutmak isteyecekleri, gerçek bir uluslararası dövize sahip olmak için, Çin'in yatırımcılara karşı daha esnek davranması; kontrol sisteminden vazgeçmesi gerekiyor. Ülke içine ve ülke dışına sermaye akışının serbest bırakılması gerekiyor.  Bağımsız bir yargı sistemine ve şeffaf ekonomi politikasına ihtiyaç var. Çin'in karar vermesi gerekiyor. ABD dolarına kafa tutacak uluslararası dövize sahip olabilir; ya da, ekonomisinin gelişmesini sağlayan devlet kapitalizmi modelini sürdürebilir. Ama ikisi birden olmaz" diyor.
 
Yumuşak gücü toplum başlatır, Kültür Bakanlığı değil
 
Stratejik ve ekonomik çerçeveye ek olarak, Çin, siyasi alanda da ABD'ye kafa tutuyor. Pekin'in kendi ekonomi ve siyaset modelini tüm dünyaya yayma gibi bir saplantısı yok. Fakat ülkenin saplantılı olduğu konu, yumuşak güç. Çin, bir süredir, sosyal bütünlük ve kültürüyle diğer ülkeleri etkilemeye çalışıyor. Bu amaç doğrultusunda dünya genelinde yüzlerce Konfüçyus Enstitüsü kuruldu. Çin kültürü ve dilini öğretmeyi amaçlayan bu enstitünün Türkiye'de de iki şubesi var. Biri Boğaziçi Üniversitesi'nde, diğer ise ODTÜ'de.
Çin, bu enstitülerin yanı sıra, devlete ait medya kurumlarını tüm dünyaya yaymak için milyarlar harcıyor. Hedef net: Dünyanın Çin'e yönelik düşüncelerini olumlu yönde değiştirmek.
Dyer ise, tüm bu çabaların işe yaramayacağını söylüyor. Yumuşak gücün, para saçmakla veya bürokratlarla ilgili olmadığını söyleyen Dyer'ın yorumları şöyle: "Yumuşak güç, hızlı tren veya rüzgar enerjisi için para saçmaya benzemez. Modernlik raftan satın alacağınız bir şey değildir. Yumuşak gücü toplum başlatır; Kültür Bakanlığı değil. Bugün Çinli yazar Yu Jie, eski Başbakan Wen Jiaboa hakkında eleştirel bir kitap yazdığı için ABD'de yaşamak zorunda. Medya şirketleri, Çin'de gerçekten ne olup bittiğini yazamadıkları için, yurtdışında yükselemeyecekler. Çin, yumuşak güç yatırımları sayesinde, ülkedeki siyasi sistemin eleştirilemez olduğunu saklayacağını umuyor. Oysa yumuşak gücü engelleyen siyasi sistemin ta kendisi."
2012 yılı verilerine göre Çin, gerçekleştirdiği toplam ithalat ve ihracat rakamları ile ABD'yi geride bırakarak dünya birincisi oldu. Çin, böylece ABD'nin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki ticaret hâkimiyetini sona erdirmiş oldu.
Çin bugün dünyanın en çok döviz rezervine sahip; ve en fazla enerji tüketen ülkesi konumunda. Bu arada Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'ne göre (IISS) 2025 yılında Çin, ABD'yi geride bırakarak, dünyanın en büyük askeri bütçesine de sahip olacak.
Dyer'ın bahsettiği cam tavan, tüm bunlara daha ne kadar dayanır zaman gösterecek.
 
Tüm yazılarını göster