Çin düşerken

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Can Alagöz / Finansinvest
 
"Sert düşüş" endişeleri ile yıl boyunca piyasaların yüreğini ağzına getiren Çin'de yılın ikinci yarısında da makro göstergeler beklenen toparlanma sinyallerini vermedi. Para politikaları ile istikrarlı bir toparlanma gösteremeyen Çin, şimdi de mali politikalarla ekonomiyi canlandırma planlarını masaya yatırıyor. Piyasaların cevabını aradığı soru ise, çift haneli büyüme rakamlarına alışkın olan ekonominin artık %7-8 büyüme oranlarında istikrar kazanıp kazanmayacağı.

Özellikle imalat ve ihracat kollarındaki yavaşlamadan dert yanan Çinli yetkililer, ekonomideki dinamikleri tekrar alevlendirmek için yaklaşık 2,6 trilyon USD'lik bir yatırım planı açıkladı. Farklı yerel hükümet projelerinin de içinde bulunduğu bu geniş kapsamlı paketin detaylarına baktığımızda ise görüntü en azından kısa vadede biraz endişe verici.
 
Çin Ulusal Gelişim ve Reform Komisyonu'nun (NDRC) şimdiye kadar onayladığı projelerin sadece 3 ilâ 8 yıl vadeli yatırımlardan oluştuğu görülüyor. Kısa vadede hevesleri kursaklarda bırakan bu detayın yanı sıra, projelerin finansmanına ilişkin henüz yapılmamış açıklamalar daha endişe verici bir senaryonun habercisi. NDRC'nin açıklamaları alt yapı harcamalarının %50, imalat sanayi harcamalarının ise %75'inin borçlanma ile sağlanacağına işaret ediyor. NDRC yatırımlarına birkaç aydır bankalarca gelen ret cevapları ve ilk yarıda %2,2 daralma gösteren yabancı sermaye girişleri bazı projelerin finansman sıkıntılarından ötürü başlayamayabileceğinin sinyallerini veriyor.
 
Son 5 yılda Çin yıllık ortalama %9,7 seviyesinde büyüme gösterdi. Dünya Bankası'nın önümüzdeki 5 yıl için ortalama büyüme beklentisi %8,6, bir sonraki 5 yıl için ise %7 seviyesinde. Bu tahminlerde ekonomik büyümedeki yavaşlamanın geçici bir trend değil, istikrar kazanacak seviyelere işaret ettiğinin sadece piyasa yorumcuları tarafından speküle edilmediğini ortaya koyuyor.
 
Yıllık 3,7 trilyon USD'lik ticaret hacmi bulunan Çin'in yavaş büyümesi küresel ekonomiler için ciddi bir tehdit. Başta Euro Bölgesi ve diğer Asya ekonomileri üzerinde hissedilecek bu soğumanın piyasalar tarafından hâlâ tam anlamıyla fiyatlanmamış olması da soğumanın kısa vadede finans piyasaları açısından risk oluşturan kısmı.
 
Yaklaşan devlet başkanlığı devri ve Parti yönetiminde gerçekleşecek değişimler kısa vadede büyümeye ilişkin iyimser beklentilerin güçlü kalmasında etkili bir faktör. Ancak güçlü büyümesini disiplinli devlet planlamasına borçlu olan Asya devinin, 2011-2016 ortalama yıllık büyüme hedefinin %7 ile nitelikli büyümeye odaklı olması iyimser beklentilerin aksine önümüzdeki 2-3 yıl çift haneye yakın büyümelerin pek de olası olmadığının sinyallerini veriyor.

Tüm yazılarını göster