Çıkış Stratejisi

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankası geçen hafta düzenlediği bir toplantıyla para politikası çıkış stratejisini kamuyla paylaştı. Merkez Bankası'nın açıklamasından para politikasındakı sıkılaşmanın kısa vadede faiz artışı yoluyla değil, munzam karşılıkları ve açık piyasa işlemleri gibi para politikası aracları ile olacağını anlıyoruz.

Merkez Bankası durgunluk döneminde politika faizlerini aşağı indirirken eş anlı olarak Türk lirası ve döviz likiditesini artırmayı ve borçlanma maliyetini aşağı çekmeyi hedefleyen bir dizi önlem almıştı. Bu önlemler çerçevesinde, Türk lirası ve yabancı para zorunlu karşılıkları aşağı çekilmiş, döviz depo işlemlerinde aracılık yapılmış, açık piyasa işlemleri ile piyasaya verilen para miktarı artırılmış ve vadeler uzatılmıştı. Bu sayede mali sistemde oluşabilecek bir likidite sıkışıklığının önüne geçilmişti.

Ekonominin büyümeye başlaması ile kriz döneminde alınan olağanüstü önlemler kademeli olarak normale dönecek. Ancak en büyük iş ortağımız Avrupa'daki ekonomik sorunlar ve rekor derecede yüksek işsizlik oranı nedeniyle Merkez Bankası para politikasını normale döndürürken ihtiyatlı adımlar atacak.

Küresel piyasaların normale dönmesiyle birlikte Merkez Bankası ilk olarak döviz likiditesine ilişkin sağladığı ek imkanları kontrollü ve aşamalı olarak geri alacak. Yabancı para zorunlu karşılık oranları kademeli olarak artırılacak, Merkez Bankası'nın döviz depo işlemlerindeki aracılık işlemine son verilecek.

Buna paralel giden ikinci ayakta kriz dolayısıyla piyasanın ihtiyacının üzerinde verilen ve daha sonra geri çekilen likidite fazlası azaltılacak. Kredi mekanizmasının etkin çalışması amacıyla başlatılan üç ay vadeli repo ihalelerinde miktarlar azaltılacak. Orta vadede duruma göre Türk lirası zorunlu karşılık oranı artırılabilecek.

Likidite sıkışıklığının kalıcı hale gelmesi durumunda Merkez Bankası piyasaların teknik faiz indirimi diye isimlendirdiği operasyonel bir değişikliğe gidecek. Bu bağlamda politika faiz oranını borçlanma faizi yerine bir hafta vadeli repo faiz oranı olarak değiştirecek.

Bu geçiş sürecinde ilk aşamada haftalık repo faizi borçlanma faiz oranının 50 baz puan yukarısı olarak belirlenecek. Piyasanın gecelik borçlanma faizlerinin ortalamada borçlanma faizi düzeyinde olması sağlanacak. İkinci aşamada likiditenin daha da azalmasıyla haftalık repo faizi ile borçlanma faizi arasındaki fark açılacak. Piyasanın gecelik borçlanma faizlerinin ortalamasının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı civarında oluşması hedeflenecek.

Mevcut ekonomik durum Merkez Bankası'nın çıkış politikalarında temkinli olmasını gerektirmektedir. Bu nedenle Merkez Bankası faiz silahını çekmekte acele etmeyecektir. Faiz dışı enstrümanları kullanarak piyasaya verdiği ihtiyaç fazlası likiditeyi kademeli olarak geri çekecektir.

Tüm yazılarını göster