Çift hane 2011'de kaldı cancağızım

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ne güzel söylemiş Mevlana: "Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım." Mevlana'dan yola çıkarak biz de diyoruz ki, "Çift hane 2011'de kaldı cancağızım, bu yıl için yeni şeyler söylemek lazım".

2011'i çift haneli enflasyonla kapatacağımız kasım sonundaki tabloyla zaten ortaya çıkmış gibiydi; önceki gün Merkez Bankası da beklentisinin bu yönde olduğunu duyurdu ve nihayet dün TÜİK'in açıklamasıyla 2011 yılı TÜFE artışının yüzde 10.45 olduğunu öğrenmiş olduk. Bu oran, 2003 bazlı yeni seri TÜFE'de yılsonu itibariyle şimdiye kadar gerçekleşen en yüksek oran. Geçen yılın aralık ayı sonundaki yüzde 10.45'in, yıllık bazda son 37 ayın en yüksek oranı olduğunu da belirtelim. Yıllık TÜFE, 2008 yılının kasım ayında yüzde 10.76 ile bu aralıktaki düzeyin üstünde gerçekleşmişti.

TÜFE yıllık bazda yıl içinde daha yüksek oranları da gördü. Aralıktaki yüzde 10.45, yıllık TÜFE oluşan 96 ay içinde yıllık bazda en yüksek 13'üncü gerçekleşmeye işaret ediyor. Rekor, yüzde 12.06 ile 2008 yılının temmuz ayında kırılmıştı.

Yeni şeyler söyleniyor mu?

2003 bazlı yeni seri TÜFE'de yıllık bazda oran oluşan ay sayısını bir önceki cümlede verdik; 96 ay. Bu 96 ay içinde en yüksek 13'üncü gerçekleşmenin geçen yılın aralık ayında ortaya çıktığını da yazdık. Bu bilgiyi tekrarlama nedenimiz şu; 96 ay içinde en düşük yıllık gerçekleşme de yüzde 3.99 ile geçen yılın martında oluşmuş.

Yani, mart ayında yüzde 3.99 olan yıllık oranı, aralık sonunda yüzde 10.45'e yükselterek müthiş bir "maharet" sergilemişiz.

Peki yüzde 3.99'dan yüzde yüzde 10.45'e çıkardığımız enflasyonu bu yıl yüzde 5'lere ne yaparak, ne gibi önlemler alarak çekebileceğiz?

Merkez Bankası, enflasyondaki düşüşün, ikincil etkileri sınırlamak açısından beklentilerden önce başlaması gerektiği görüşünde. Enflasyon için düşüş beklentisinin takvimi belli; mayıs ayı. Bu düşüşü öne çekebilmek için de ek parasal sıkılaştırmaya gidiliyor ve dövize müdahale ediliyor.

Bu şimdiye kadar işe yaradı mı, diye sorulursa, yanıt herhalde pek olumlu olmaz; kur, direniyor. Merkez Bankası döviz sattıkça da olumsuz algı daha da güçleniyor üstelik. "Demek ki durum kötü" algısı…

Yani, 2012'nin yüzde 5'lik çok ama çok iddialı enflasyon hedefi için parasal sıkılaştırmaya gitmekten ve dövizi frenlemeye çalışmaktan başka pek bir şey söylenemiyor, yapılmıyor. En azından şimdiki görüntü böyle.

Tabii ki bir de geçen yılın yaratacağı baz etkisine bel bağlanmış durumda. Mayıstaki yüzde 2.42 devreden çıkınca tek haneye ineceğiz, diye umuluyor. Ekim ve kasımdaki yüzde 3.27 ve yüzde 1.73'ün devreden çıkmasıyla da hızlı bir gerileme yaşanacağı bekleniyor. Ama ya bu yıl da geçen yılki kadar olmasa da söz konusu aylarda yüksek gerçekleşmeler görülürse?

Ayrıca, haziran ve temmuzda geçen yılki kadar fiyat düşüşü göreceğimiz ne malum?

Yan etkisi olmayan ilaç var mı?

Yok, değil mi… Yan etkisi olmayan ekonomik önlem de yok! Kimse kimseyi lobicilikle itham etmesin; ama gidişat faiz artırımının kaçınılmaz olacağını gösteriyor. Bir hastalık durumunda ilaç almayı olabildiğince geciktirmek nasıl ki bazen o hastalığın tedavisinin giderek güçleşmesine yol açarsa, bir ekonomik önlemi almaktaki gecikme de daha sonra elde edilecek yararı o kadar azaltabilir. 

TÜFE'de aylık ve yıllık gerçekleşme (Yüzde)

Aylık

Yıllık

2011

2010

2009

2011

2010

2009

Ocak

0,41

1,85

0,29

4,90

8,19

9,50

Şubat

0,73

1,45

-0,34

4,16

10,13

7,73

Mart

0,42

0,58

1,10

3,99

9,56

7,89

Nisan

0,87

0,60

0,02

4,26

10,19

6,13

Mayıs

2,42

-0,36

0,64

7,17

9,10

5,24

Haziran

-1,43

-0,56

0,11

6,24

8,37

5,73

Temmuz

-0,41

-0,48

0,25

6,31

7,58

5,39

Ağustos

0,73

0,40

-0,30

6,65

8,33

5,33

Eylül

0,75

1,23

0,39

6,15

9,24

5,27

Ekim

3,27

1,83

2,41

7,66

8,62

5,08

Kasım

1,73

0,03

1,27

9,48

7,29

5,53

Aralık

0,58

-0,30

0,53

10,45

6,40

6,53

Tüm yazılarını göster