Ocak 2022-Mayıs 2023 arası heterodoks para politikası dönemi ile Haziran 2023-Temmuz 2024 arasındaki ortodoks para politikası döneminde, Türkiye'nin GSYİH büyüme, TÜFE, dolar/TL kuru, politika faizi, işsizlik, dış ticaret açığı, cari açık makroekonomik verilerinden hareketle rakamsal değerlendirmesini, dünyadaki pandemi, tedarik zinciri sorunları, savaş, deprem gibi bu dönemlere denk gelen önemli gelişmeler ışığında kıyaslayarak, kısaca değerlendirmesini yapar mısın?
Heterodoks Dönem: Türkiye ekonomisi, 2022 yılında yüzde 5.6 oranında büyüme kaydetmiştir. Ancak bu büyüme, düşük faiz ve yüksek kredi genişlemesine dayalı heterodoks politikalarla sağlanmış, sürdürülebilir olmaktan çok kısa vadeli bir büyüme olmuştur. 2023'ün ilk yarısında büyüme yüzde 3'e gerilemiştir.
Ortodoks Dönem: Ortodoks politikalara geçişle büyüme yavaşlamış, 2023 yılı sonunda yüzde 2.5, 2024'ün ilk yarısında ise yüzde 3 civarında bir büyüme gerçekleşmiştir. Sıkı para politikaları, büyümeyi sınırlamıştır.
Heterodoks Dönem: 2022 yılı sonunda TÜFE yüzde 64.27'ye kadar yükselmiş, 2023 Mayıs ayında yüzde 39.59'a gerilemiştir. Ancak enflasyon hala yüksek kalmaya devam etmiştir. Düşük faiz politikaları ve kurdaki dalgalanmalar enflasyonu artırmıştır.
Ortodoks Dönem: 2023 yılı sonunda TÜFE yüzde 64,77 olmuş, 2024 Temmuz ayında yüzde 61,78 olarak kaydedilmiştir. Sıkı para politikaları enflasyonu bir miktar kontrol altına almıştır, ancak enflasyon oranları hala yüksektir.
Heterodoks Dönem: Ocak 2022'de 13.5 olan dolar/TL kuru, Mayıs 2023'e kadar 19.20 seviyelerine yükselmiştir. TL'nin değeri, düşük faiz politikaları ve piyasa güvensizliği nedeniyle hızla düşmüştür.
Ortodoks Dönem: Haziran 2023'te başlatılan faiz artışlarıyla dolar/TL kuru 23.24 seviyelerine yükselmiş, 2024 Temmuz ayında 32,83 seviyelerine çıkmıştır. Döviz kurundaki bu artış, sıkı para politikalarına rağmen devam etmiştir.
Heterodoks Dönem: Faiz oranları Ocak 2022'de yüzde 14'ten Mayıs 2023'te yüzde 8.5'e indirilmiştir. Düşük faiz politikası, kredi genişlemesi ve talep artışı sağlasa da enflasyon ve döviz kuru üzerinde baskı yaratmıştır.
Ortodoks Dönem: Haziran 2023'te faiz yüzde 15'e yükseltilmiş, 2024 Temmuz ayında yüzde 50 seviyesine çıkmıştır. Yüksek faiz oranları, enflasyonu kontrol altına alma ve döviz kurunu dengeleme amaçlıdır.
Heterodoks Dönem: Ocak 2022'de yüzde 11.3 olan işsizlik oranı, Mayıs 2023'te yüzde 10.2'ye gerilemiştir. Kredi genişlemesi, işgücü piyasasında kısmi bir iyileşmeye neden olmuştur.
Ortodoks Dönem: Haziran 2023'te yüzde 9.4 olan işsizlik oranı, 2024 Temmuz ayında yüzde 9.2'ye yükselmiştir. Ekonomideki yavaşlama işsizlik oranını hafifçe artırmıştır.
Heterodoks Dönem: 2022 yılında dış ticaret açığı 110 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, 2023 Mayıs'ta 55 milyar dolara gerilemiştir. TL'nin değer kaybı ithalat maliyetlerini artırmış, dış ticaret açığı genişlemiştir.
Ortodoks Dönem: 2023 yılı sonunda dış ticaret açığı 85 milyar dolara, 2024 Temmuz'unda ise 65 milyar dolara düşmüştür. İthalattaki azalma ve ihracattaki artış, sıkı para politikalarının etkisiyle dış ticaret açığını daraltmıştır.
Heterodoks Dönem: 2022'de cari açık 48.8 milyar dolar, 2023 Mayıs'ta 23 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. TL'nin değer kaybı ve ithalat artışı cari açığı büyütmüştür.
Ortodoks Dönem: 2023 yılı sonunda cari açık 42 milyar dolar, 2024 Temmuz'unda 38 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Yavaşlayan ithalat ve ihracattaki iyileşme cari açığı daraltmıştır.
Pandemi ve Tedarik Zinciri Sorunları: Bu sorunlar, üretim maliyetlerini artırarak enflasyonu tetiklemiştir. Heterodoks dönemde bu etkiler daha belirgin olmuştur.
Ukrayna-Rusya: Enerji ve gıda fiyatlarında artışa neden olmuş, enflasyonu artırmış ve dış ticaret açığını genişletmiştir.
Deprem (2023): Deprem, büyüme ve sanayi üretimi üzerinde olumsuz etkiler yaratmış, ekonomik dengeleri zorlaştırmıştır.
Ocak 2022 Mayıs 2023 arası heterodoks para politikası dönemi, kısa vadeli büyümeyi desteklemiş ancak yüksek enflasyon ve döviz kuru istikrarsızlığı yaratmıştır. Haziran 2023 Temmuz 2024 arasındaki ortodoks para politikası dönemi, enflasyonu kontrol altına almaya çalışmış, ancak büyüme ve işsizlik üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Küresel ve yerel gelişmeler, her iki dönemde de ekonomik performans üzerinde önemli rol oynamıştır.