CEO'lar ve eksik değerlendirmeler

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Adını her zaman saygı ile andığım Prof.Dr. Mübeccel Kıray, "...Bilimsel kitaplardan beslenmek çok önemlidir; ama onları günlük gazetelere yansıyan ayrıntı dinamikleri ile beslemezseniz, edindiğiniz bilgiler, etkin çözümler üretmede yeterli olamaz" derdi. Gazetelerdeki haberleri, yorumları, köşe yazılarını ve meslek insanlarının değerlendirmelerini titizlikle izlemenin önemini anlatırdı.

Özellikle krizden sonra düşünce insanlarının yazılarını, meslek insanlarının değerlendirmelerini özenle okuyor; kendimce sonuçlar çıkarıyorum. Çıkardığım sonuçlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

1. CEO'lar ezber peşinde, inandırıcı gerekçeler sunmuyor: Kriz sonrasındaki büyüme dönemini değerlendiren CEO'ların bir bölümü "...ezberi bozmuş" değil. Çoğunluk, gerekli olan, ama gerekli olduğu kadar "moda özelliği" de bulunan "enerji yatırımlarını" öne çıkarıyor. Çok önemli bir bölümü de tamamen hizmet alanına yönelen, büyük bir olasılıkla "arz fazlası" yaratılan alanlara yapacakları yatırımlardan söz ediyor. Ortaya koydukları yatırım tutarlarını üst üste koyduğunuz zaman, ciddi bir rakama erişmek mümkün olmuyor. Başkalarına karışmam ama, açıklamalarda biraz "...umut tacirliği" ve "...halkla ilişkiler kokusu" alıyorum. Çünkü geçmiş yıllarda sağladıkları "...kâr kalitesi", "...ciro kalitesi", "...kısmî ve toplam verimliliklerdeki artış" vb. nitelik gelişmelerini yansıtan veriler ortaya konmuyor.

Sağlıklı veriler, tutarlı ve inandırıcı gerekçeler söylenmeden yapılan açıklamalar "...abartılı beklenti" yaratmaz mı? Böylesi bir beklenti yönetenleri de, yatırıma istekli olan diğer girişimcileri "yanıltmaz" mı? Açıklamaları, daha ayrıntılı veriye, karşılaştırmalı bilgiye, doğru beklenti yaratacak gerekçelere dayalı yapmak bir sorumluluk değil midir?

2. CEO'lar kriz sonrası "...fırsat alanları" ve "...yatırım olanaklarını" gündeme taşımıyor: İlgili olanlar biliyor ki, büyük krizler ekonomilerde bir "...kritik eşik" niteliğindedir. Bu eşik aşıldıktan sonra, sosyoekonomik yaşamda ciddi dönüşümler olur. Örneğin, bu krizden sonra yakınımızdaki gelişmiş ülkeler, bugüne kadar kendileri için "...karşılaştırmalı üstünlüğü" olan birçok ürünü başka coğrafyalara taşıyacaktır. Türkiye taşınma için uygun ülkelerden biridir. CEO'lar, kriz sonrası işbölümünde, hangi fırsat alanlarını araştırdıklarını, bu alanla ilgili hangi partnerlerle ilişki kurduklarını, ne gibi ortaklıklar kuracaklarını ve işbirliği sonucunda yaratacakları sinerjinin ne olacağını da pek fazla açıklamıyor.

Denebilir ki, "...canım bunlar işletme sırrıdır; yatırım gerçekleşinceye kadar açıklanması doğru olmaz!"

İlkeli gizliliğin erdemine inanırım; ama sınırlarının çok geniş olmadığını da bilirim. Aşırı değerlendirilmiş gizlilik, her zaman kaynak israfına yol açar. Benim üzerinde durduğum çerçevede açıklamalar, "...gizlilik kapsamı" içindeki bilgileri içermez; bilgi eksikliği ya da özgüvensizlikten kaynaklanır.

3. CEO'lar kriz sonrası "...yatırım yönetimi" konusunda metot değişikliğini irdelemiyor: Kriz öncesine göre, kriz sonrasında yatırım yönetiminin yöntemi değişecektir. Çünkü iş çevresinin faktör koşulları farklılaşmıştır. Tüketicilerin değerleri, beklentileri ve davranışları eskisi gibi olmayacaktır. Karşılıklı-bağımlılık ilişkileri, ticaretteki ağ oluşumları bugünkü yapıdan çok farklı olacaktır. Rekabet sistemi, bugünkü zihni modelleri oluşturulan varsayımlarla sürdürülemez olacaktır.

Medyada değerlendirme yapan CEO'ların bir bölümü, bu gibi temel dinamiklere hiç değinmiyor.

Gözlemlerimizi ve genellemelerimizi daha da yayabiliriz. Amacımız CEO'ları eleştirmek değil, geçmişten ders alarak daha sağlıklı bir gelecek kurarken, ayrıntı özenini öne çıka

Tüm yazılarını göster