Cehaletin bu kadarı fazla; biraz sorgulamak, biraz "Acaba" dem

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ekonomide yeni gözde konumuz yabancıların Türkiye'den ne kadar döviz çıkardıkları. Kur artışının en büyük nedenlerinden biri olan bu çıkışların, özellikle şu dönemde hep gündemde kalması normal. Ama, bu konuda öyle yanlış değerlendirmeler yapılıyor, öyle yanlış rakamlar dile getiriliyor ki, hele hele bu yanlışları öyle "anlı-şanlı" kişiler yapıyor ki, pes dememek mümkün değil. Hatta yanlış tanımlaması hafif kalır; söylenenleri, yazılanları saçmalamak olarak nitelemek daha doğru.  

Ne rakamlar okuyor, ne rakamlar duyuyoruz... Alanı ekonomi olmayan, dolayısıyla ekonomiden ve rakamlardan habersiz kimi meslektaşlarımız da bu yazılanları, yazanların adından ve sahip oldukları köşelerden etkilenerek doğru kabul ediyor ve televizyon ekranlarından aktarmakta sakınca görmüyorlar. Kuyuya atılan o taşı çıkarmak da pek kolay olmuyor, hatta mümkün olmuyor bile denilebilir.

Bir dönem AKP'ye övgü düzmekten kendini alamayan, kraldan çok kralcı eski bir bürokrat, nasıl olduysa taraf değiştiriverdi ve şimdilerde AKP'nin en büyük düşmanı. Olabilir, insanlar istedikleri yere dönmekte özgürler. Ama, AKP'yi eleştireceğim derken, rakamları bu kadar yanlış kullanmaya kimsenin hakkı olmasa gerek. 

Yıllarca bürokratlık yapmış kişilerin de, akademik unvanda tepe noktaya gelmiş olanların da bir rakama ulaştıktan sonra bir mantık süzgecine ihtiyaçları yok mu yani. Düz mantıkla bir rakama erişebilirsiniz, ama o rakamda bir tuhaflık varsa ve siz onu fark edemiyorsanız, artık tuhaf olan rakam değil, sizsiniz demektir. 

Yedi ayda 45 milyar dolar çıkmış!

Bir eski bürokrat, "taze yazar", geçenlerde yabancıların ilk yedi ayda Türkiye'den 45 milyar dolar çıkardıklarını yazmış. 45 milyarın detayı da var; geçin hisse senedini, devlet iç borçlanma senedini, yabancılar bu dövizin 17 milyar dolarını doğrudan yatırımlardan çıkarmışlar. 

Ya cehaletin, ya kötü niyetli olmanın zirvesi. Doğrudan yatırım toprakta gömülü yatırımdır, fabrikadır, tesistir. 17 milyar dolarlık tesis, yani fabrika el değiştirmiş ve yabancılar gittiğine göre, (çünkü yabancıdan yabancıya satış yok, öyle olsa çıkış olmazdı) bu kadar değerdeki tesis yerli sermayeye mi geçmiş yani. 

Aynı yazıdan anlıyoruz ki, 2008 yılında da Türkiye'den toplam 102 milyar dolar çıkmış, ama şimdiki durum dünyada bir kriz olmadığı için çok farklıymış. 

Bir yılda Türkiye'den 102 milyar dolar çıkmasına yetecek kadar döviz hiç oldu mu acaba...

Yabancıların Türkiye'den yedi ayda 45 milyar dolar çıkardıklarına ilişkin bu "müthiş" değerlendirmenin kaynağı Merkez Bankası'nın açıkladığı uluslararası yatırım pozisyonu verileri. Ama oradaki veriler, fiyat ve kurdan etkilenen stok veriler. Hareketi görmenin çok basit bir yolu var; ödemeler dengesi istatistiklerine bakmak. Ödemeler dengesinin ortaya koyduğu veriler çok daha başka. Yabancılar ilk yedi ayda portföy yatırımı yoluyla 7 milyar dolar çıkarmışlar, ama doğrudan yatırım yoluyla da 6.7 milyar dolar getirmişler. Ama ne diyor bu taze yazar, "Doğrudan yatırım yoluyla 17 milyar dolarlık çıkış oldu". 

Böyle bir çıkış yok; yalnızca kur arttı bu yıl kur, hem de çok hızlı bir şekilde arttı. Bunu göz ardı ederseniz, işte böyle bir sonuca varırsınız.

Bu çıkışlar sanal

Bir yabancı fonun 2014 sonu itibariyle Türkiye'deki bir şirkete ait 100 adet hisse senedi olduğunu varsayalım. Hisse senetlerinin birim fiyatı 10 lira, yani bu fonun hisse senedi varlığı 1.000 lira olsun. 

Dolar yılbaşında diyelim 2 liraydı, buna göre 1.000 liralık hisse senedinin döviz karşılığı 500 dolardı. 

Dolar şimdi çıktı 3 liraya, bu fon elindeki 100 hisse senedine hiç dokunmadı, ama Türkiye'deki varlığı 333 dolara indi. 

Yılbaşından bu yana hisse senetleri de yüzde 15 kadar değer yitirse, varlık bu kez 280 dolar civarına inecek. 

Yabancı elindeki 100 adet hisse senediyle olduğu yerde duruyor, ne satış söz konusu, ne Türkiye'den çıkış. Ama yılbaşında 500 dolar olan hisse senedi varlığı 280 dolara düşmüş durumda.

Bir takım çokbilmişler, işte bu tabloya bakıp, "Yabancı yatırımcı 220 dolarlık çıkış yaptı" diyor, diyebiliyor. Biz de onlara insaf, diyoruz; biraz ders çalışın, hiç olmazsa öğrencilerinizi bu yanlış bilgilerle zehirlemeyin, diyoruz.

7 milyarı 43 milyar yaparlar 

Yabancıların döviz hareketlerini neredeyse günü gününe izlemek de mümkün. Ve görülecektir ki, ileri sürüldüğü gibi bir döviz çıkışı söz konusu değil; hem olamaz da zaten.

Bu yıl geçmiş yıllarla kıyaslanmayacak ölçüde bir döviz çıkışı olduğu doğru. Ama bu çıkışı kur ve fiyat hareketinden arındırarak gerçek düzeyinde izlemek; öyle yedi ayda 45 milyar dolar çıktı gibi tuhaf değerlendirmelerin peşinden koşmamak gerekiyor. 

Yabancı hareketini yalnızca bir hafta gecikmeyle izleyeceğimiz kaynak belli; Merkez Bankası. Önce stok rakamlarına bakalım.

Yabancıların geçen yıl sonu itibariyle Türkiye'de 61.8 milyar dolarlık hisse senedi, 52.1 milyar dolarlık da devlet iç borçlanma senedi vardı. Yani bu iki kıymetteki toplam varlık 113.9 milyar dolardı. 

11 Eylül itibariyle toplam varlık 70.9 milyar dolara indi. Tam 43 milyar dolarlık bir azalma var. Yaklaşık sekiz buçuk ayda yabancıların hisse senedi varlıkları 22.4 milyarlık azalmayla 39.4 milyara, DİBS varlıkları 20.6 milyarlık azalmayla 31.5 milyara geriledi.

Şimdi bu rakamlara bakarak yabancıların yılbaşından 11 Eylül'e kadar olan dönemde 42.9 milyar dolarlık satış yaptığı söylenebilir mi?

"Gerçek satışı nasıl hesaplayacağız" diye kaygılanmaya da gerek yok ki. Merkez Bankası, kur ve fiyat hareketlerinden arındırılmış haliyle bu konudaki net rakamları da veriyor zaten. 11 Eylül'e kadar olan dönemde yabancılar hisse senedinde 988 milyon, DİBS'te 5.8 milyar dolarlık net satış yapmışlar. Yani toplam satış 6.8 milyar dolar.

Varlık 43 milyar dolara yakın azalmış, ama net satış 7 milyar bile değil. 

Şimdi Merkez Bankası "Net çıkış 7 milyar" diye açıklama yaparken, "Yabancılar 43 milyar çıkardı" şeklinde yorum yapmak, bir kez daha soralım, cehalet midir, kötü niyet mi? 

TEŞEKKÜR Geçen hafta yaşadığım rahatsızlık dolayısıyla ilgisini esirgemeyen ve sağlık dileklerini ileten tüm okurlarıma, dostlarıma ve meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunuyorum.

Tüm yazılarını göster