Cari işlemlere çözüm ararken kabak "tüketici kredilerinin" ba

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Cari işlemler açığını tartışırken gündemin başına birden "Türk halkının tüketici kredisi kullanarak, lüzumsuz harcama yaptığı" konusu oturdu.

Bankaların tüketici kredilerinin sınırlandırılması için düğmeye basıldı.

Üzerinde fazla durulmayan nokra "tüketici kredisini kimlerin kullandığı"dır. Tüketici kredilerinin yaklaşık yarısı ihtiyaç kredisi.

İhtiyaç kredisini kimler kullanır? Her şeyi olup da, gereksiz harcama yapmak isteyenler mi, yoksa gerçek ihtiyaç sahipleri mi?

Gelir dağılımının iyi olmadığı biliniyor. Alt gelir grubundakilerin ihtiyaç kredileri ve kredi kartı borçlarıyla geçim sıkıntısına çare arayışında oldukları ortada.

Bu durumda tüketici kredilerini kısmanın ve maliyetini artırmanın (1) Alt gelir grubundaki halk üzerinde (2) Piyasada ne gibi olumsuz etkileri olabilir? Bu tartışılmıyor.

Diğer bir nokta halkımızın gereğinden fazla tüketici kredisi kullandığını söyleyenler, hangi ölçüye göre bu tür bir değerlendirme yapıyorlar? Bu de bilinmiyor.

Merkez Bankası'nın tespitlerine göre halkımızın toplam borcunun, harcanabilir gelirine oranı (ülke genelinde ve ortalama olarak) 2010 yılında yüzde 41.2'ye ulaştı.

Açık anlatım ile yılda 100 TL harcanabilir geliri olanın birikmiş 41.2 TL borcu var.

Bu oran 2008 ve 3009 yıllarında yüzde 36 idi. Sanayileşmiş,zengin ülkelerde hane halkının borcunun harcanabilir gelire oranı yüzde 100'lere kadar yükselebiliyor.

Hane halkının harcanabilir gelirinden faiz ödemelerine giden pay yüzde 4.5 oranında.

Her ülkede hane halkının yükünün ağırlığını ölçmek için, toplam hane halkı borcu ile milli gelir rakamı karşılaştırılıyor.

Bizde hane halkının toplam borcunun milli gelire oranı 2011 Nisan ayında yüzde 18'in biraz üzerine çıktı.

Merkez Bankası'nın Finansal İstikrar Raporu'nda yer alan bilgilere göre biz AB ülkelerinde hane halkının milli gelire oranı en düşük ülke durumundayız. Hane halkı toplam borcunun milli gelire oranı İngiltere, İsveç, Portekiz, İspanya'da yüzde 40 dolayında, AB 27 ülke ortalaması, Almanya, Hollanda yüzde 30 dolayında.Yunanistan'da yüzde 40 oranında.

Bu göstergelere göre halkımızın tüketici kredisi borç stoku henüz korkulacak boyuta ulaşmamış durumda.

BDDK, borç stokunun artışından endişe ediyor ama artış da toplam kredi artışı ile uyum içinde görülüyor.

Haziran ayı başında halkımızın 76 milyar TL ihtiyaç kredisi ve diğer tüketici kredileri, 69 milyar TL konut kredisi, 6 milyar TL taşıt kredisi, olmak üzere toplam 152 milyar TL tüketici kredisi borcu bulunuyor.

Bu borç toplamı geçen yılın haziran ayında 108 milyar TL idi. Bir yılda borç artışı yüzde 40'ı buldu. (Bir yılda toplam banka kredileri yüzde 32 oranında büyüdü)

Haziran ayı başında 602 milyar TL olan toplam banka kredilerinin yüzde 25'ini tüketici kredileri oluşturuyor. Geçen yılın aynı ayında tüketici kredilerinin toplam banka kredileri içindeki payı yüzde 24 idi.

Halkımızın kredi kartı borcu toplamı haziran ayı başında 47 milyar TL'ye ulaştı. Geçen yılın haziran ayında borç toplamı 40 milyar TL idi.

Tüketici kredileri ile ilgili tedbirlerin cari açık sorununun çözümüne katkısı ne olabilir bilinemez ama görünen o dur ki, tüketici kredilerinin kısılması, pahalılandırılması, ihtiyaç kredisi kullanmak zorunda olanları üzecek. İhtiyaç kredisi ile çarşı pazar borçlarının kapatılması güçleşeceğinden tedbirlerin ucu esnafa da dokunacak.

Tüm yazılarını göster