Bütçe açığının, dış borcun, cari açığın milli gelire oranı ülkelerin vitrin süsüdür. Yabancılar ülke ekonomilerini değerlendirirken öncelikle bu oranlara bakarlar.
Bizim bütçe açığımızın ve dış borcumuzun milli gelire oranı küresel ölçülerde iyi çizgide.
Vitrine dışarıdan bakanlar, özellikle notçular, cari açığın büyüklüğünü ciddi bir risk olarak değerlendiriyor.
Hele hele geçen yıl cari açığın milli gelire oranı yüzde 10'a ulaşarak dünya rekoru haline gelince, dış piyasalar Türkiye'yi kuşku ile değerlendirmeye başladı.
Piyasalar bakımından 2012 yılı cari açığının milli gelirin yüzde 6.1 oranına kadar düşürülmesi çok olumlu bir göstergedir. Ankara için başarıdır.
Bu gelişme dışarıdan Türkiye'ye daha iyimser gözle bakılmasını sağlayacaktır.
Bizim cari açığımızın büyümesinin nedeni tüketicinin ve üreticinin ucuz ithalat bağımlısı olmasıdır. Cari açığın küçültülmesinin yolu, (1) Döviz fiyatını pahalılandırmak, (2) Üretimde ithal girdisinin payını kalıcı şekilde azaltacak şekilde yapısal değişimi sağlamaktır.
Ankara bunlar yerine kısa sürede netice almak arayışında ekonomide frene bastı. İç talep kısılınca ithalat artışı durdu. 2011 Yılında yüzde 29.8 oranında büyüyen ithalat harcamaları, 2012 yılında yüzde 1.8 oranında azaldı.
Dış ticaret açığının 22 milyar dolar küçülmesi, cari açıkta bir yılda 28 milyar küçülmeye imkan verdi.
Önemli olan Ankara'nın ayağını devamlı olarak frende tutup tutamayacağıdır. Çünkü Ankara 2012 yılında ayağını frene basınca ekonomide büyüme yüzde 8.5 dan yüzde 2.5'lara iner oldu.
Tekrarda yarar vardır döviz kurunda ve sanayiin üretim yapısında değişiklik olmadan cari açığı bu seviyelerde tutabilmenin tek yolu frenden ayağı çekmemektir.
DÜNYA'nın dünkü sayısında Naki Bakır yazdı. Ekonomide soğumaya, yatırım ve tüketim malı ithalatında hızlı düşüşe rağmen 2012 yılında ham madde ithalatı azalmadı. Bir yıl önceki çizgide kaldı.
DÜNYA'nın dünkü sayısında Özlem Ermiş Beyhan'ın İnci Holding Maxion Jant Grubu başkanı Mustafa Zaim ile söyleşisi yayınlandı. Zaim, Türkiye'de ithalat yapmak o kadar kolay ki, yatırım yapmaktansa ithal etmek daha cazip diyor.
2012 Yılının tamamınca cari açık küçülürken sermaye hareketi ile ve nereden geldiği belli olmayan döviz olarak ülkeye giren döviz 2011 çizgisinde kaldı..
Giren döviz 71.1 milyar dolar iken, açık 48.8 milyara gerileyince, aradaki fark 22.9 milyar döviz rezervlerine eklendi.
Arzın talepten fazla olması, dövizin piyasada bulunabilirliğini sağlıyor, döviz fiyatının ucuzlamasına yol açıyor.
2013 Yılının ikinci ayının sonuna geliyoruz. 2013 Yılında ne olacak? Ankara ayağını frende tutacak ise cari açıkta bozulma görülmez. Fakat Ankara ayağını frende tutar ise 2012 yılındaki yüzde 2.5 büyümenin üzerine 2013 yılında da büyüme düşük oranda kalır. Piyasalar canlanamaz.