Cari açıkta 80 milyardan kaçış yok!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Dış ticarette ilk çeyreğin verileri belli olduktan sonra 3 Mayıs'ta bu köşede "260-140-80" denklemini yazmıştık. İthalatın 260 milyar dolara gittiğini, iyimser bir yaklaşımla ihracatın 140 milyar dolar olabileceğini ve bu şekilde 120 milyar dolar düzeyinde bir ticaret açığı verileceğini, bu ticaret açığının da bize 80 milyar dolarlık bir cari açık olarak döneceğini belirtmiştik.

Merkez Bankası'nın dün açıkladığı veriler, aynı yazıda mart ayı için tahmin ettiğimiz 7.5 milyar dolarlık cari açık konusunda fena yanıldığımızı gösterdi. Doğrusu, herkes yanıldı ya… Martta 9.8 milyar dolar gibi kimsenin beklemediği bir açık verildi. Öyle ki, marttaki 9 milyar 766 milyar dolarlık cari açık, aynı ayın 9 milyar 811 milyon dolarlık ticaret açığına neredeyse eşit. Cari açığın ticaret açığına böylesine yaklaştığı daha önce hiç görülmemişti. Bunun anlamı, dış ticarette ortaya çıkan açığı, diğer gelir-gider kalemleriyle küçültememişiz bile… Ticaret açığı, adeta birebir şekilde cari açığa dönüşmüş.

Cari açığın dış ticaret açığına oranı mart ayında yüzde 99.5 gibi bir düzeye erişti. Mart aylarında hep böyle yüksek oranlar oluşabileceği düşüncesi taşıyan varsa, hemen önceki iki yılın oranlarını verelim. 2010 yılında mart cari açığı dış ticaret açığının yüzde 81'i, 2009 yılında ise yüzde 51'i düzeyinde gerçekleşmişti.

Çeyrekler ne söylüyor?

Cari açıkta ilk ve son üç çeyrekle, bu dönemlerin toplamdaki paylarına bakarak bir değerlendirme yapmak istedik. Cari açıkla ekonomik büyüme arasındaki paralelliği, cari açığın dönemsel büyüklüğünde de gözlemek mümkün. Çeyrekler itibariyle ekonomi ne kadar hızlı büyürse o kadar çok açık veriliyor ya da tersi oluyor. Son üç yıldan örnek vererek bu konuyu açalım.

2008, ilk aylarında ekonomik krizin hiçbir izinin bulunmadığı, ikinci yarıda, özellikle de son çeyrekte kriz izlerinin çok yoğun hissedildiği bir yıldı. Türkiye 2008'de ilk çeyrekte 12.4 milyar dolar açık verdi, son üç çeyreğin toplamı ise 29.6 milyar oldu. Yani yıllık açığın yüzde 30'u ilk çeyrekte, yüzde 70'i ise son üç çeyrekte verildi. Ekonomi daralıyordu ve giderek daha az cari açık verilir olmuştu.

2009'a geldiğimizde 2008'deki sıkıntı devam ediyordu. İlk çeyrekte ekonomik aktivite dip noktadaydı ve bu çeyrekte yalnızca 1.9 milyar dolarlık açık verildi. Ekonominin giderek canlanmasıyla birlikte son üç çeyrekteki açık 12.1 milyara ulaştı. İlk çeyrekteki açığın toplamdaki payı yüzde 14, son üç çeyrekteki açığın payı ise yüzde 86 olmuştu.

2010, ekonominin öngörülenin çok üstünde büyüdüğü ve bu büyümenin etkisiyle cari açığın adeta tüm duvarları yıkarak tırmanışa geçtiği bir yıldı. İlk çeyrekte yalnızca 10 milyar dolar açık verildi, sonraki üç çeyrekte ise 38.4 milyar dolarlık bir açık ortaya çıktı. İlk çeyreğin yıl toplamındaki payı yüzde 21, son üç çeyreğin payı ise yüzde 79 düzeyinde gerçekleşti.

Gidişat 80 milyara doğru…

Bu yıl ne olur, merak edilen bu… İlk çeyrek anlamında ekonominin en canlı olduğu, yani sabit fiyatlarla en büyük GSYH'nin oluştuğu yıl, 2008. Gelişme hızıyla, yaratılan GSYH büyüklüğünü karıştırmamak gerek. İlk çeyrek itibariyle sabit fiyatlarla GSYH 2008'de 24.4 milyar, 2009'da 20.8 milyar, 2010'da 23.3 milyar liraydı.

Ekonominin böylesine canlı olduğu 2008'in ilk çeyreğindeki cari açık bile yalnızca 12.4 milyar dolar. Bu yıl ise ilk çeyrekte 22 milyarı aşan bir cari açık vermişiz. 

Tabloda da görülüyor; ilk çeyreklerdeki açıkların yılın tümündeki açık içindeki payı yüzde 14 ile yüzde 40 arasında değişiyor. Ancak bunlar uç örnekler ve dikkate alınmaması gerekiyor. En sağlıklı değerlendirme, ağırlıklı ortalamadan gitmek. Buna göre, son sekiz yılın ilk çeyreğindeki cari açık, yılın tümündeki açığın yüzde 26'sı düzeyinde gerçekleşiyor. Yani neredeyse yıl dörde bölünüyor. Bu oranı, 2011'in ilk çeyreğindeki 22 milyar dolarlık açığa uygularsak, yılın tümü için 85 milyar dolarlık bir açık rakamına ulaşıyoruz.

Ancak, biz ilk çeyrekteki hızın aynı şekilde sürmeyeceğini düşünüyoruz. Bu köşede 11 Nisan'da ilk çeyrekteki büyümenin yüzde 10 dolayında gerçekleşebileceğini yazmıştık. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de ilk çeyrek büyümesinin yüzde 9 dolayında beklendiğini söyledi. Bu yüksek büyüme hızı, cari açığı açıklayan en büyük gösterge. Büyüme, önümüzdeki dönemlerde bir şekilde hız kesecek; ya da şöyle söyleyelim, "büyümenin hızını kesmek için her şey yapılacak". Merkez Bankası bunca önlemi niye alıyor…

Dolayısıyla ilk çeyrek oranından yola çıkarak hesapladığımız 85 milyar dolarlık açığın az da olsa altında kalınacağı ve 2011 yılının 80 milyar dolar civarında bir açıkla kapatılacağı görüşümüzü koruyoruz.

Cari açıkta 80 milyar dolardan kaçış yok gibi…
  Cari açık (Milyar dolar) (Pay (Yüzde)
  İlk Son üç   İlk Son üç
  çeyrek çeyrek Toplam çeyrek çeyrek
2003 3,0 4,5 7,5 40 60
2004 5,3 9,1 14,4 37 63
2005 5,9 16,4 22,3 26 74
2006 8,7 23,5 32,2 27 73
2007 9,5 28,9 38,4 25 75
2008 12,4 29,6 42,0 30 70
2009 1,9 12,1 14,0 14 86
2010 10,0 38,4 48,4 21 79
2011 22,1
Tüm yazılarını göster