Hafta başında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından hazırlanan ödemeler dengesi verilerine göre mart ayı cari açık rakamı 5.4 milyar dolar düzeyinde gerçekleşmiş; 2013 yılı ilk çeyrek dönemine ilişkin açık ise 15.9 milyar dolar olmuş. Bu büyüklüklere ilişkin piyasa değerlendirmeleri ise herkesi aptal yerine koyan tavrı ile mide bulandırıyor; Türkiye'yi olduğu gibi görünmekten korkan fakat göründüğü gibi de olamayan sahtekarlar diyarı haline getiriyor.
Efendim cari açığımız piyasa beklentilerinin altında çıkmış!.. Son bir senelik açık 47.1 milyar dolarmış ve bu rakam bir yıl öncesine göre daha düşükmüş!.. Enerji faturasının kısmen küçülmesi rakamın olumlu çıkmasında etkili imiş, yine de enerji dışı açık varmış!.. Belli ki olumsuzu olumlu gibi göstermek ve pazarlamak, beklentileri yönlendirebilmek adına ne gerekir ise yapılacak; aldatma fazla nedeniyle ortaya çıkan adaletsizlikten birileri hiç rahatsız olmayacak…
2013 yılı ilk çeyrek dönemi itibarı ile Türkiye ekonomisinin büyüyemediğini, durgunluğun derinleştiğini dikkate alır isek cari açık rakamı tehlike konusunda alarm veriyor; mevcut refah düzeyinin korunamayacağını ve kırılganlığın artmakta olduğunu söylüyor. Menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinin yükseldiği, kredi hacmindeki anılan dönem artışının yüzde 20'ye yaklaştığı bir ortamda ekonomi büyüyemezken gerçekleşen bu açık geleceğe yönelik çok ciddi bir tehlikedir. Olumlu bir yanı yoktur. Altın ihracatını mahsup edersek bir sene öncesine göre yıllık bazda durgunlaşmaya rağmen hatırı sayılır bir artış vardır.
Reel faizlerin negatif düzeylere inmesi, başka bir deyişle tedbirli olma şansının tükenmesi, hesapsız ve çaresizce risk alma durumuna düşülmesi nereden bakarsanız bakın cari açık açısından daha olumlu bir gelecek vaat etmiyor. Tüm bunlara rağmen kredi notunda artış bekleyenleri, Ortadoğu politikasındaki maceracı tavırlara rağmen teşvikler sayesinde cari açığın küçülmesini umanları ciddiye alabilir misiniz? Hayal tacirliği yapmadıklarını iddia edebilir misiniz?..
Küresel kredi krizine kadar finanse edebildiğimiz sürece cari açık sorun yaratmaz veya emek yoğun sektörlerin durumuna bakarak politika değiştirilmemeli diyenler tehlikeyi görünce önce ağız değiştirdi. Daha sonra büyümenin cari açık üzerinde yarattığı tehlikeyi ve dış finansman kalitesindeki bozulmayı görünce korkup tedbirli olma rotasına girdi. Yaklaşık bir yıldır ise teşvik paketine bağlı beklentiler ve yapay bir şekilde aşağı çekilen cari açıkla teselli aradı. Bugün ise ya büyümekten ya da cari açığı patlatmaktan vazgeçme açmazına düştü…
Günü kurtarmak adına olduğundan farklı görünmek ilkesizliktir, canını ve malını koruma sözü verilen geniş kitleleri aldatmaktır, adaletsizliktir. Bu yola girenlerin veya onların peşine takılanların geleceği yoktur. Bu nedenle oldukları gibi görünemez ve göründükleri gibi olamazlar; gerçeklerden ve bunları dile getirenlerden rahatsız olurlar… Halktan ve haktan yana olan geri dönme şansı zaman içinde azalır ve imkânsızlaşır, ortalık çok kötü karışır…