Cari açık beklendiği gibi...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

"Merkez Bankası'nın 11 Eylül Salı günü açıklayacağı ödemeler dengesi istatistiklerinde cari açığı 3.8 milyar ile 3.9 milyar dolar arasında, bir başka ifadeyle 3.85 milyar dolar düzeyinde görürsek, (önceki dönem rakamlarının revize edilmediği varsayımıyla) yıllıklandırılmış cari açık 61.9 milyar dolara inecek..."

Bu köşede 6 Eylül Perşembe günü bunları yazmıştık. Temmuz için 3.85 milyar dolar olarak tahmin ettiğimiz açık, Merkez Bankası'nca 3 milyar 856 milyon dolar düzeyinde açıklandı. Yani yüzde 0.16'lık bir farkla!

Yıllık açığın ise önceki dönem rakamlarının revize edilmeyeceği varsayımıyla 61.9 milyara ineceğini belirtmiştik. Ancak önceki dönem rakamları revize edildi ve bundan dolayı temmuz sonundaki yıllık açık 61.4 milyar dolar oldu.

Temmuzdaki 3.85 milyar dolarlık açık, 2010'un Ekimindeki 3.3 milyar dolardan sonraki en düşük açığa işaret ediyor. Bu gerçekleşmeyle birlikte yılın tümünde 60 milyar doların altında kalınacağı da bir anlamda kesinleşmiş oldu. Türkiye geçen yılın son beş ayında yaklaşık 27 milyar dolar cari açık vermişti. Bu yıl aynı dönemde 25.6 milyar dolar açık verilse bile 60 milyarın altına inilecek. Tabii ki bu rakamları, geride kalan döneme ilişkin rakamların revize edilmeyeceği varsayımıyla ortaya koyduğumuzu da belirtelim.

Öyle görünüyor ki, yılı çok daha düşük bir düzeyde kapatma olasılığımız epeyce yüksek. Örneğin 55 milyarlık eşik bile kırılabilir. Bu büyük ölçüde ekonominin son çeyrekte nasıl seyredeceğiyle ilintili. Önceki gün açıklanan ikinci çeyrek büyümesinin genel olarak düşük bulunması ve büyümeye ilişkin kısıtlamaları ortadan kaldıracak önlem alınması zorunluluğunun daha yoğun olarak dile getirilmesi karşısında cari açığı da büyütecek şekilde adımlar gündeme gelebilir. Zaten Merkez Bankası da faiz koridorunun daraltılacağının işaretini vereli çok oldu.

DİBS'e gelen dövizde rekor
Yabancıların devlet iç borçlanma senedine olan ilgisi temmuzda iyice hız kazandı. Öyle ki, DİBS için temmuzda getirilen döviz, ilk altı aydakinin üstüne çıktı.

Yabancılar temmuz ayında DİBS için 5.2 milyar dolar getirdi. Bankalar da 763 milyon dolarlık borçlanma gerçekleştirdi. Kamunun yurtdışında yaptığı 1.25 milyar dolarlık ödemeden sonra net giriş 4.7 milyar dolar oldu.

Temmuz ayında devlet iç borçlanma senetleri için getirilen 5.2 milyar doların büyüklüğünü kavrayabilmek için, önceki altı ayda gelen tutarın 3.8 milyar dolar olduğunu belirtelim. İlk altı ayda 3.8 milyar dolar, yalnızca bir ayda 5.2 milyar dolar!

Rezerve 2.5 milyar eklendi
Temmuz ayında portföy yatırımı olarak 6.9 milyar dolar geldi. Doğrudan yatırımlar 473 milyon dolarda kaldı. Diğer yatırımlarda net 706 milyon dolarlık çıkış oldu. Böylece finans hesaplarında oluşan net giriş 6.7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Finans hesabındaki net giriş 6.7 milyar dolardı, ama ihtiyaç duyulan tutar çok daha azdı. Cari açık 3.86 milyar dolar olmuştu, net hata ve noksan da negatif 324 milyon dolardı. Yani bu iki negatif kalem için 4.2 milyar dolar yetiyordu.

İşte 6.7 milyar dolarla 4.2 milyar doların farkı olan 2.5 milyar dolar, Merkez Bankası'nın rezervine eklendi.

Sağlanan finansman, bu yıl yalnızca ocak ayında cari açığı kapatmaya yetmemiş ve Merkez Bankası rezervini kullanmak gerekmişti. Yani şu meşhur "ya cari açığı finanse edemezsek" kaygısı gerçekleşmişti. Ama doğal olarak kıyamet kopmamış, gelen dövizin yeterli olmayınca Merkez Bankası rezervine başvurulmuştu. Ocak ayında kullanılan rezerv 2.7 milyar doları bulmuştu.

Sonraki aylarda gelen döviz, verilen açıktan hep daha fazla oldu. Bu sayede de aradaki fark rezerve eklendi. Merkez Bankası rezervine eklenen tutar şubatta 1.1 milyar, martta 2.2 milyar, nisanda 314 milyon, mayısta 912 milyon, haziranda 4.4 milyar ve son olarak temmuzda 2.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Böylece rezerv son altı ayda 11.4 milyar dolar arttı; ocaktaki çıkış dikkate alınırsa yedi aylık artış 8.8 milyar dolar oldu.

Tüm yazılarını göster