Cari açığın küçülmesine sevinelim mi, üzülelim mi?

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

 
 

Dün 3 önemli gösterge yayınlandı. Bu göstergelerden öğrendik ki cari açığımız küçülüyor ama işsizlik ve bütçe açığı büyüyor.
Bu durumda cari açığın küçülmesine sevinelim mi, üzülelim mi?
Cari açığın küçülmesine  sevinilmez mi? Tabii ki sevinilir. Tür ekonomisinin ana sorunu cari açık. Milli gelirin yüzde 10'u kadar açığımız oldu. Bunu küçültmeye çalışıyoruz. Milli gelirin yüzde 7'sine çekersek bütün dünya bizi alkışlayacak.
 Notumuz artacak daha çok, daha ucuz ve daha uzun vadeli döviz girişi olacak.
Ne var ki  biz  cari açığı, üretim yapısını değiştirerek, ithal girdi kullanımını azaltarak ve ihracatı artırarak küçültmedik.
Ekonomide frene basarak, talebi kısarak  küçültmeye çalışıyoruz. Bunun sonucu olarak  işsizlik artıyor, bütçe açığı büyüyor.
Eylül ayı Ödemeler Bilançosu cari açığın bu ayda beklenenin üzerinde küçüldüğünü gösteriyor. Ama açığı finanse eden sermaye hareketinde bozulma var.
Eylül ayında cari açık (döviz açığı) 2.6 milyar dolar oldu.  Aylık açık 2011 yılında 6-7 milyar dolarlarda dolanırdı. 2012 yılında 4-6 milyar dolarda dolanırken Ağustos'ta 1.5 milyar dolar gibi sürpriz bir küçülme görülmüştü. Normal bir ay olan Eylül'de 2.6 milyar dolarlık açık çok iyidir.
Eylül ayında 2.6 milyar döviz açığına karşı sermaye hareketi ile net döviz girişi 1.4 milyar dolar oldu. Buna nereden geldiği belli olmayan 1.9 milyar dolar eklenince, aylık açık kapatıldı.
Eylül ayında doğrudan yabancı sermaye girişi 104 milyon dolar, portföy yatırımı için gelen döviz 4.7 milyar dolar. Buna karşılık  daha önce kullanılan döviz kredilerinden net 3.4 milyar dolar çıkış var.
TÜİK dün Ağustos ayına ait istihdam rakamlarını yayınladı. Ağustos'ta istihdam tablosunda   bir yıl önceye göre iyilik ama bir ay önceye göre  bozulma var.
İşsizlik oranı bir yıl önce Ağustos'ta  yüzde 9.2 iken bu yıl yüzde 8.8 oldu ama bir ay önce yüzde 8.4 idi.
Çalışan sayısında bir yıl önceye göre 503 bin artış var ama bir ay önceye göre sayı 131 bin azalmış. İşsiz sayısında bir yıl önceye göre 76 bin azalma var ama bir ay önceye göre işsiz sayısı 122 bin artmış.
Ücretli ve yevmiyeli sayısında bir ay önceye göre 26 bin azalma var. Sanayide çalışanların sayısı 31 bin, tarımda çalışanların sayısı 74 bin azalmış.
Maliye Bakanlığı Ocak - Ekim dönemine ait bütçe rakamlarını yayınladı. Açıklanan rakamlar gösteriyor ki, bütçe giderleri yüzde 18.1 oranında artarken gelirler yüzde 11.2 oranında artabildi. Sonuçta bütçe açığı ilk 10 ayda 18.7 milyar TL'ya ulaştı.
Bizim vergi gelirlerimiz dolaylı vergiler. KDV, ÖTV gibi tüketimden alınan vergiler ve ithalattan alınan vergiler.
İthalat artışı durdu. İlk 10 ayda ithalden alınan KDV artmadı Yüzde 0.3 azaldı. Halk tüketimi yavaşlattı. Dahilde alınan KDV artışı yüzde 6.3 oranında, ÖTV artışı yüzde 10.3  oranında gerçekleşti.

Bu üç gösterge bütün olarak nasıl değerlendirilebilir?
 - Hükümet bilerek, isteyerek ekonomide büyümeyi frenledi. Amaç cari açığı küçültmek. Görülüyor ki, hükümet hedefine ulaşıyor.
- Burada tartışılacak nokta, ekonomide gaza basıldığında cari açığın tekrar büyüyüp büyümeyeceği.
- Ekonomide frene basılınca  işsizliğin artması, bütçe açığının büyümesi normaldir. Dikkati çeken ekonomideki küçülmeye rağmen işsizlik artışının makul ölçüde kalmasıdır.
- Bütçe açığı büyümektedir ama, açık hazmedilebilir, finanse  edilebilir büyüklüktedir.
Genel bekleyiş bu daralma politikasının yavaş yavaş büyümeye dönüşmesidir. Fakat her şeye rağmen ekonominin "kontrol altında" gelişme içinde olması sevindiricidir. Hele hele başka ülkelerin  karşı karşıya bulunduğu sorunlara bakıldığında Türkiye'nin durumunun göreceli olarak  iyi olduğu söylenebilir.

Tüm yazılarını göster