Ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir ve kapsayıcı olabilmesi için kadınların iş gücüne katılımı çok önemli diye başlayan bir cümleyi hala kurmak zorunda kalmanın hüznü ile başladım bugün yazı yazmaya. Geçen hafta sevgili Burcu Kösem’in “Geçen hafta sevgili Burcu Kösem’in “Ekonomik kalkınmada kadın eli” başlıklı yazısını okurken de yıl 2024 ve biz hala neden bu konuları anlatmak zorunda kalıyoruz diye aynı iç sıkıntısını yaşamıştım.
Ancak ne yazık ki, kadınlar hem Türkiye'de hem de dünyada cam tavan olarak bilinen görünmez engellerle karşı karşıya. Bu engeller, kadınların üst düzey pozisyonlara ulaşmasını ve ekonomik kalkınmada aktif bir rol oynamalarını engellemeye hala devam ediyor. Hem de çeşitli araştırmalar, kadınların iş gücüne eşit şekilde katılmasının ekonomik kalkınmayı hızlandırdığını ve bu katkının yalnızca sosyal eşitlik açısından değil, aynı zamanda ekonomik büyüme açısından da stratejik bir unsur olduğunu açıkça gösteriyorken.
Küresel araştırmalar, kadınların iş gücüne katılımının arttığı ülkelerde ekonomik büyümenin daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. McKinsey Global Institute’un 2020 raporuna göre, dünya genelinde kadınların ekonomiye tam olarak katılması, küresel GSYH'ye 28 trilyon dolarlık bir katkı sağlayabilir. Bu oran, küresel ekonomik büyümede %26'lık bir artış anlamına gelir. Ancak, bu potansiyel büyüme kadınların önüne konan cam tavanla sınırlı kalıyor.
Türkiye özelinde ise, TÜİK verilerine göre 2023 yılında kadınların iş gücüne katılım oranı %35,8 olarak kaydedildi. Bu oran, OECD ortalaması olan %51,5’in oldukça altında ve kadınların iş hayatında yeterince yer almadığını gösteriyor. Kadın istihdam sorunları sadece işgücüne katılım ile sınırlı kalmıyor maalesef ve üst düzey yöneticilik pozisyonlarına erişimlerinin önünde de engeller bulunuyor. Türkiye’deki birçok sektörde kadınlar, yönetici pozisyonlarına gelmeden önce kariyerlerinde bir noktada geride kalıyor ve erkek meslektaşlarının yanlarından geçip ilerlemesini izlemek zorunda kalıyor.
Kadınların kariyerlerinde yükselmesini engelleyen cam tavan fenomeni, küresel ölçekte de yaygın bir sorun olmaya devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2023 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'na göre, mevcut ilerleme hızında devam edilirse, cinsiyet eşitliğinin dünya genelinde sağlanması için yaklaşık 132 yıla daha ihtiyaç var. Bu, özellikle kadınların üst düzey yönetim pozisyonlarına ulaşmalarını engelleyen sosyal ve kültürel faktörlerin ne kadar derin olduğunu gözler önüne seriyor.
Türkiye’de yapılan son araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koyuyor. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun 2022 raporuna göre, Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin sadece %10’unda kadın CEO bulunuyor. Bu oran, kadınların liderlik pozisyonlarına ulaşma konusunda ne denli büyük zorluklar yaşadığını gösteriyor. Araştırmada ayrıca, kadın yöneticilerin daha fazla olduğu şirketlerde performansın ve sürdürülebilirliğin daha iyi olduğu sonucuna da varılmıştır. Ancak cam tavan, kültürel önyargılar ve toplumsal cinsiyet rolleri gibi birçok engelle desteklenmekte ve kadınların ilerleyişini durduruyor.
İşte tam da bu yüzden kadınların ekonomik kalkınmaya tam katılımını sağlamak için çeşitli politika ve stratejiler hayata geçirmek zorundayız. İskandinav ülkelerinde uygulanan cinsiyet kotası, bu konuda önemli bir örnek teşkil ediyor. Örneğin, Norveç, kamuya açık şirketlerin yönetim kurullarında en az %40 kadın üye bulunmasını zorunlu kılan bir yasa çıkararak cam tavanı kırmada önemli bir adım attı.
Türkiye’de de bu konuda atılması gereken adımlar var. Kamu politikalarının cinsiyet eşitliğini teşvik edecek şekilde düzenlenmesi ve özel sektörün kadın liderlerin önünü açması gerekiyor. Ayrıca eğitim ve farkındalık çalışmaları ile toplumsal cinsiyet önyargılarının kırılması elzemdir. Kadınların yetkinliklerini geliştirecek eğitim programları, iş dünyasında fırsat eşitliğini sağlamada kritik bir rol oynayacaktır.
Kadınların ekonomik kalkınmada oynayabileceği rol, yalnızca toplumsal eşitlik açısından değil, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma açısından da stratejik bir öneme sahip. Cam tavanı aşmak, hem Türkiye hem de dünya için “olsa iyi olur” bakış açısından ziyade bir zorunluluktur.
Bu bağlamda, kadın liderlerin desteklenmesi ve cam tavanın kırılması adına atılacak her adım, ekonomik büyümeye doğrudan katkı sağlayacaktır.
Kadınların ekonomik kalkınmaya tam ve eşit bir şekilde katılmasını sağlamak, sadece bir ideal değil, sürdürülebilir ve güçlü bir ekonomi inşa etmenin zorunlu bir parçasıdır. Bu nedenle, her birimizin üzerine düşen görev, cam tavanı kırmak için adımlar atmak ve kadınların iş dünyasında lider pozisyonlara yükselmelerini desteklemektir. Kamu politikalarının cinsiyet eşitliğine uygun şekilde düzenlenmesi, iş dünyasında eşitlikçi yaklaşımların teşvik edilmesi ve toplumsal önyargıları kıracak eğitim programlarının yaygınlaştırılması, bu mücadelenin en önemli adımlarıdır.
Gelin, birlikte cam tavanı kırarak, ekonomimizi ve toplumumuzu daha adil, kapsayıcı ve güçlü kılalım. Ekonomik kalkınmanın kilidini açacak olan kadın liderlerin önünü açmak, hepimizin sorumluluğunda. Kadınsız bir kalkınma hayal bile edilemez. Değişim şimdi başlamalı, çünkü geleceğimiz buna bağlı!