Çağlayan'ın "Yükte ağır pahada hafif ihracat" eleştirisi

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ihracatı artırmayı kendine misyon edinen bir politikacımız.

İhracat pazarlarını genişletmek için yanına ihracatçıları alarak diyar diyar dolaşıyor. İhracatçıları yüreklendirmek için elinden geleni yapıyor.

Tabii ki bunlar önemli ama daha da önemlisi Türkiye'nin dışarıda pazarı olan malları dünya kalitesi ve fiyatı ile üretmesi.

Üretilecek mallarda ise katma değerin yüksek olması.

Birçok ülke ihracata tekstil ve giyim eşyası ile başladı. Birçok ülke don-gömlek ihraç ederek işe başladı. İngiltere, Japonya, Kore, SingapurÖ Bunlar yakın dönemin örnekleri. Ama sadece don-gömlekte kalmadılar. Daha da ileri gittiler.

Tekstil ve giyim sanayiinde ihracat pazarına girenler ise giderek katma değeri, malın değerini yükselttiler.

Zafer Çağlayan işte bu noktaya dikkat çekti.

Türkiye'nin 2011'de 98 milyon ton mal satarak, kilogram ihracatı 1,40 dolarla gerçekleştirirken, Almanya, İtalya gibi ülkelerin kilo başına 3 doların üzerinde ihracat yaptığını söyledi. Bakan Çağlayan, "Almanya ve İtalya'dan sonra tekstil ve konfeksiyonda üçüncüyüz. Niye üçüncüyüz? Biz 22 ve 26 dolara ihracat ederken elin oğlu 5 kat fazlasına satıyor" diye konuştu.

2010 yılında örme giyim eşyası ihracatının ortalama kilogram ihracat fiyatının 22 dolar olduğuna, örülmemiş giyim eşyasının 2010 yılındaki birim ihraç fiyatının da 26 dolar olduğuna işaret eden Zafer Çağlayan, "Bizim örme giyim eşyasında 22 dolara sattığımızı, İtalya 54 dolara satıyor. Örülmemiş giyim eşyasında bizim 26 dolara sattığımızı da İtalya 106 dolara satıyor. Kendimize soruyoruz; neden, niye? Ar-Ge (araştırma geliştirme), teknoloji ve inovasyon. Bizim eksiğimiz ne, niye yapmayalım, ne eksiğimiz var? Türkiye, gayri safi milli hasılasının binde 86'sını Ar-Ge'ye harcıyor. 2000 yılında Ar-Ge harcamaları 1.31 milyar dolardı, 2010 yılında 6.18 milyar dolara çıktı. 2023'te bizim Ar-Ge hedefimiz, gayri safi milli hasılamızın yüzde 3'üdür" dedi.

Çağlayan, "Geçen sene biz 98 milyon ton mal ihracatı yapmış. Türkiye olarak ihracatımızın bir kilogramını 1.40 dolara yaptık. Bu çalışmayı yeni yaptırdık, kilo başına ihracat ortalamamız 1.40 dolar. Buna karşılık Japonya'nın 1 kilo ihracatının ortalama fiyatı 3.84 dolardır. Almanya bir kilo ihracatı 3.55 dolardan, Güney Kore'de 2.64 dolardan gerçekleştiriyor. Bunun sebebi çok basit, ileri teknoloji ve yüksek katma değer" dedi.

Türkiye'nin bir kilogram ceketi 2010 yılında 32.68 dolardan ihraç ettiğini, buna karşın İtalya'nın Türkiye'nin neredeyse 5 katı fiyatına 188.60 dolardan sattığını açıkladı. "Bunu yaparken İtalya miktar olarak yüzde 41 az olmasına rağmen bizden 5 kat daha fazla ihracat yaptı. İtalya'da bizim geçtiğimiz noktalardan geçti. Biz bunu çabuklaştırarak geçmek zorundayız. Çok çabuk yapmalıyız. Tekstil konfeksiyon sektörünün kullandığı Ar-Ge yetersiz, daha fazla yatırım yapmak zorundayız. 50 dolara satabileceğimiz ürünleri 10 dolara satmaya devam edecek miyiz? Gerek Bursa'da gerek başka illerde 10 dolara ithal edilen bir ürünü markası basıldıktan sonra 50 dolara ithal etmeye devam edecek miyiz?"dedi.

Bakan Çağlayan'ın anlattıkları doğrudur.

Tabii ki önce tespit gerekir. Tespitten sonra "eylem"e geçmek gerekiyor. Eyleme kim geçecek? İhracat yapan dünyaya açılan sanayici de bu gerçekleri görüyor. Sanayici de yükte ağır pahada hafif ihracat yapmak istemiyor. Ama bugün için yapabildiği ürün buÖ Yükte ağır pahada hafif üründen kurtulmak için önce kendi imkanları sınırlı. Sonra ekonomi politikası buna imkan vermiyor.

Başka ülkelerde teker teker her sanayici, her ihracatçı kendi imkanlarıyla bugünkü çizgiye yükselmedi.

Öncelikle ülkeler ekonomi politikaları ile yükte hafif pahada ağır üretimin yolunu açtı. Açılan yoldan üreticiler ve ihracatçılar koştu da bugünkü iyi tablo ortaya çıktı.

Açık anlatımıyla bakanın tespiti doğrudur. Bundan sonra yapılacak olan, yükte hafif pahada ağır üretime imkan verecek sanayi politikalarının (stratejisinin) belirlenmesi ve uygulanmasıdır.

Bunun için de Amerika'yı yeniden keşfe gerek yok. Başkaları ne yaptı ise biz de onu yapacağız.

Tüm yazılarını göster