Bir dönem alışveriş caddeler de dönerken, AVM’lerin hayatımız girmesi ile bu döngü değişti.
AVM’ler son 10-15 yılda Türkiye’de hızlıca gelişti. Hem perakende pazarında hem de hayatımızda önemli bir yer kapladılar. Özellikle kapalı otoparklar, planlanmış mağaza karması, çocuk oyun alanları, yeme içme alanları ve etkinlikler derken güçlü bir tüketici alışkanlığı kazandırdı.
Buralara, çokça gidip, çokça zaman geçirir olduk. Sadece geçen yıl içinde Türkiye’de 2.2 milyar kişi AVM’leri ziyaret etmiş.
İnsanlar için önemli bir zaman geçirme alanına dönüşen bu merkezlere ise yeni alternatiflere gelişiyor. Bu yeni alternatifin ise ise cadde mağazaları.
Çünkü AVM’ler başarılı bir model olsa da eksileri vardı. Örneğin uzun süre kalınca havasızlık ve gürültü insanları rahatsız edebiliyor. Ayrıca AVM’lerin yaşaması için gerekli olan marka karması ve kiralama yöntemi orta ölçekli firmalar için bir dezavantaj oluşturuyordu. Bu markalar kiralama sisteminden dolayı bu gibi büyük yapıların içine girmekte zorluklar yaşıyor.
Son dönemlerde bu pazara karşı yeni bir alternatif olarak gelişen cadde mağazacılığının AVM’lerden en önemli avantajı ise mağazayı alan kişiye tapu sunması oldu. Böylece kişi mağazanın kiracısı olmak yerine sahibi olabiliyor. Şimdi sayıları hızla artıyor. Bu durum acaba AVM’lere yeni bir rakip mi gelişiyor? sorularının oluşmasına neden oluyor.
Konuyu Torkam İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Dereli’ye sordum. Çünkü Torkam İnşaat’ın patronu Mahmut Dereli, Safaköy’de yaptığı Torkam Meydan projesinde cadde mağazacılığını hayata geçiriyor. Dereli, cadde mağazacılık konsepti ile AVM mağazacılık sistemini rakip olarak değil de iki farklı sistem olarak tanımlıyor ve şu yorumu yapıyor: “Cadde mağazaları nüfusun fazla olduğu alanlarda ihtiyaçtan dolayı gelişiyor. Örneğin bizim Sefaköy’de yaptığımız Torkam Meydan projesinin olduğu bölgeden 700 bine yakın bir nüfus gelip geçiyor. Zaten doğal bir akış var. Bu mecburiyetten dolayı buradan geçen insanların ihtiyaçlarını karşılamayı öngören bir konsept sözkonusu. AVM’ler ise doğal bir akıştan öte oraya kalkıp gitmenizi gerektiriyor. AVM standart bir sistem sunarken, diğer bölümde yer alan kişinin farklı bir strateji sunması mümkün oluyor.” “Ayrıca bazı markalı kuyumcular AVM’lerde yer alsa da yüksek kira ödüyor” diyen Dereli, “Projemizde ise sadece kuyumcular için cadde oluşturduk. Buradan dükkan alan ise tapu sahibi olabiliyor. Böylece onları bir araya toplayarak hem bir piyasa oluşturuyoruz, hem de alan kişi istediği gibi dekore edebiliyor, tapusu sayesinde teminat gösterebilme imkanına erişebiliyor” değerlendirmesini yaptı. Dolayısıyla ikisinin bir birine rakip değil, ikisinin hitap ettiği kitlenin farklı olduğunu söylüyor.
TURYAP ise son dönemlerde bu tarz alanlardaki ticari alanları açık arttırma ile satmasıyla gündemde TURYAP Genel Müdür Yardımcısı Deniz Çağlar ise birikimini tapu imkanı sunduğu için cadde mağazalarında değerlendirenler olabileceğini söyledi. Ancak, AVM’lere ilgi bitti, bu alana bir kayış var denilemeyeceğini ifade etti. “AVM’ler de kiralamanın olması ve bir yönetimin olması bu sistemin devamlılığı için önemli. Diğer türlü AVM’ler kevgire döner ve yaşamaz” diyen Çağlar, “Sahiplik devredildiği takdirde kimi kullanmıyor, kimi kiraya veriyor ve kötü bir imaj oluşturuyor. Henüz cadde mağazaları AVM’lere meydan okuyacak durumda değil, O noktaya geleceğini pek düşünmüyorum. Sadece Eminönü-Mahmutpaşa gibi bölgelerde bir süre daha yaşayacak, onlara da alternatif mekanlar ortaya çıktığında ölmeye mahkumlar” yorumunu yaptı. İki konsept gelecekte yine gündemde olacak Caddeleri yeniden canlandıracak cadde mağazacılığı önemli bir konsept. Fakat bazen bir projede açık mağazaların site içine hizmet vermesi yahutta ihtiyaçtan çok dükkan yapılması ise olumsuz sonuçlar ortaya koyabiliyor. Bu da dükkanların boş kalma süresinin uzamasına neden olabiliyor.