Büyüyoruz kalkınmadan gelişmeden ne haber?

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Büyüme, kalkınma ve gelişme farklı kavramlardır.

-Büyüme ülkede (mal ve hizmet üretiminin) yaratılan katma değerin belli bir dönemde ne kadar arttığını gösteren parasal bir ölçüdür. (Basit anlatımıyla” katma değer” bir mal ve hizmetin çıktı fiyatı ile girdi fiyatı arasındaki farktır. Üretimin her aşamasında o mal ve hizmetin değerine yapılan net katkı rakamıdır.)

Normal olarak Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla, belli dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değerindeki değişimi gösterir.Üretime dayalı olarak katma değer artınca, ülkenin toplam geliri de artar.

-Kalkınma (basit anlatımıyla), Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’nın ve Gayrı Safi Yuriçi Hasıla'daki artışının, ülkede üretim gücünün ve insanların yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik olarak değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan alt ve üst yapıdaki iyileşmenin ölçüsüdür.

Milli gelir tüketime mi gidiyor? Halk ve kamu kesimi, ülke gelirini ve gelirdeki artışı çar-çur mu ediyor? Yoksa gelir ve gelir artışı  ülkede, üretken, dünya kalitesinde, dünya fiyatı ile talebi olan malları üretecek ekonomik ölçekli sanayi tesislerine, döviz fabrikalarına  mı gidiyor? Ülkenin büyümesini hızlandıracak eğitim, bilim, teknoloji harcamalarında mı kullanılıyor?  Kalkınmanın esası budur.

- Gelişme ise, büyümeye (milli gelir artışına) ve kalkınmaya (yatırımlardaki, üretimdeki, insan kalitesindeki iyileşmeye) dayalı olarak ülkede yaşam kalitesinin değişimini ortaya koyar.

Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, gelir dağılımı, istihdam, can ve mal güvenliği, fikir ve vicdan hürriyeti, insan hakları, çevre, demokrasi, teknoloji, bilim, sanat, kültür, opera, tiyatro, konser gibi alanlarda ülke insanına çağdaş insanların sahip oldukları imkânlar sağlanamıyor ise, büyüme de kalkınma da bir anlam ifade etmez.

Büyüme olmadan, kalkınma ve gelişme olamaz ama, her büyüme mutlaka kalkınma ve gelişmeye dönüşmez.

Büyümenin sürdürülebilirliği önemlidir. Büyüme eğer  üretime dayanıyor ise, ülkenin insan yapısının  ve de üretim yapısının düzenli bir büyümeyi gerçekleştirebilecek nitelik ve nicelikte olması gerekir. “Nitelik “denilen şey eğitim, bilim, araştırma-geliştirme ve teknolojidir. "Nicelik” ise tarımda, sanayide ve diğer sektörlerde ekonomik ölçekli üretim bilimlerini ifade eder.

Biz bugüne kadar büyüme rakamlarını kişi başı milli gelir rakamına bakarak değerlendiriyoruz.

On yıl önce kişi başı milli gelir 3 bin dolar dolayında iken, şimdilerde 10 bin dolar dolayına çıktı diyerek seviniyoruz.

Bu tabii ki önemli. Ama acaba  on yıldaki büyüme, kalkınmamızı ne ölçüde artırdı. Gelişmemiz ne durumda?

Çünkü bir dünya ülkeleri ile aramızdaki farkı sadece parasal gelir rakamına bakarak kapatamayız. Sonuçta bu ülkenin ne kadar kalkındığı, ne ölçüde geliştiği önemli.

Tüm yazılarını göster