2001 krizinin yıldönümünde AKP on yılda nelerin değiştiğini gösteren tablolar yayınladı.
Bu tablolarda ülkenin 10 yılda nereden nereye geldiği gösteriliyor.
Bir gerçek var: Türkiye büyüyor.
Bir ülke hiçbir şey yapılmasa da her canlı gibi örneğin bir ağaç gibi kendi kendine büyür. Önemli olan büyümenin sağlıklı olması ve hızlı olmasıdır.
Sağlıklı büyüme gelişme demektir.
Kaba rakamlarla 2000 yılından 2010 yılına kadar geçen 10 yılda:
- - Nüfusumuz 64.2 milyondan 72.7 milyona çıktı. Yüzde 8.5 oranında arttı.
- - Milli gelirimiz (GSYİH) 1998 sabit fiyatlarıyla 70 milyar TL'lerden 100 milyar TL'lere çıktı. On yılda yüzde 42 dolayında arttı.
- - Nüfus artışı nedeniyle kişi başı gelir artışı yüzde 22'lerde kaldı. 2000'lerin başında 1998 fiyatlarıyla 1.100'lerde dolanan kişi başı gelir 1.350 bin dolara yükseldi.
(Burada bir açıklama yapmak gerekir. Milli gelirdeki değişim sabit fiyatlarla TL üzerinden izlenir.
Dolara dönüştürülen milli gelir rakamları, döviz kurundan etkilenir. Ayrıca TÜİK dolar ile hesaplanan seride düzeltme yaptı.
Dolar ile hesaplanan milli gelir rakamına göre milli gelir 200 milyar dolarlardan 750 milyar dolarlara çıkmış görünüyor. On yılda 3.7 kat artmış görüntüsü veriyor.
Aynı hesap ile kişi başı gelir 3 bin dolardan 10 bin dolara yükselmiş görüntüsü içinde oluyor. Kişi başı gelirde 3.3 kat artış hesaplanıyor.)
TÜİK'in yayınladığı, sabit fiyatlarla hesaplanan milli gelir rakamlarına göre, onar yıllık dönemlerdeki yıllık büyüme oranlarını İSO Araştırma Grubu hesapladı.
İSO'nun hesaplamalarına göre:
- - 2000-2009 yılları arasında ortalama yıllık büyüme yüzde 4.3 oranındadır. Bu da kötü bir büyüme oranı değildir.
- - 1990-1999 yılları arasında büyüme yüzde 3.9 olmuştu.
- - 1980-1989 yıllarında yıllık ortalama büyüme yüzde 5.5 idi.
- - 1970-1979 yıllarında planlamanın etkisinde yıllık ortalama büyüme yüzde 5.4 idi.
- - 1960-1969 yılları arası planlı dönemde yıllık büyüme ortalaması yüzde 6.0 oldu.
- - 1950-1959 Menderes döneminde yıllık büyüme yüzde 6.2 ile rekor kırmıştı
- - Türkiye'de büyüme rekoru 1923-1929 yılları arasındadır.Yüzde 8.5 dur.
2000-2010 yılları arasında on yıllık dönemde Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (Üretilen mal ve hizmetlerin parasal-katma-değeri) sabit fiyatlarla yüzde 42 artarken:
- - Tarımda üretim on yılda sabit fiyatlarla sadece yüzde 9 arttı.
- - Sanayide üretim artışı yüzde 41'e ulaştı. Böylece büyümenin dinamiği sanayi oldu.
Son 10 yılda iyi şeyler oldu:
- - Enflasyon yüzde 60'lardan yüzde 10'un altına çekildi.
- - Buna bağlı olarak faiz oranları yüzde 70'lerden yüzde 15-20'lere indi.
- - Döviz kurunda göreceli de olsa istikrar sağlandı.Bunun sonucu TL'sine güven arttı.
- - Bütçe açığının milli gelire göre büyüklüğü yüzde 11'lerden, yüzde 4-5'lere indi.
- - Kamunun borçlanma gereğinin milli gelire göre büyüklüğü yüzde 10-12'lerden yüzde 4'lere indi.
- - AB tanımına göre kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 73'lerdem yüzde 45'lere, kamunun faiz ödemelerin büyüklüğü yüzde 14'lerden yüzde 5'lere geriledi.
Bunlar olumlu gelişmelerdir.
- - Ama bu dönemde halka alt devlet işletmeleri, varlıkları özelleştirme adı altında satıldı.44 .3 milyar dolar gelir sağlandı.
- - İhracat arttı ama ithalat daha fazla arttığı için ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 75'lerden yüzde 60'lara düştü.
Son 10 yılda hükümetin icraatında öne çıkan uygulamalara gelince:
- - Duble yollar yapıldı.
- - TOKİ uygulamalarıyla çok kişi konut sahibi oldu.
- - Sağlık sistemi yaygınlaştırıldı.
- - Yeşil kart uygulaması ve sosyal güvenlik sistemi ile nüfusun çoğu sosyal güvence kapsamına alındı.
- - Sosyal Dayanışma Fonu ile valilere ve kaymakamlara tanınan imkanlar sonucu, ülke genelinde ihtiyaç sahiplerine destek uygulaması etkin hale getirildi.
- - Devlet üniversitelerinin sayısı yurtların kapasitesi artırıldı.
Bunlar olumlu gelişmeler… Daha iyisi olamaz mı idi? Tabii ki olurdu. Rakamlara yansıyan bu büyüme gelişme sağladı mı İşte en önemlisi de bu… Büyümenin gelişme sağlaması gerekiyor. Gelişmenin göstergeleri sosyal, kültürel, moral göstergeler. İnsanların can ve mal güvenliği, gelir dağılımında eşitlik. Refah devleti olmak. Çevre ve yaşam şartlarının iyileşmesi. Kültür ve sanatta gelişme araştırma ve geliştirmeye dayalı bilim toplumu olma. Ve benzeri gelişmeler.Bunlar parasız olmuyor ama para ile de olmuyor.