Büyümeye dair öncü göstergeler ne söylüyor?

İkinci çeyrek ekonomik büyümesine dair ön­cü göstergeler yayımlanmaya devam ediyor.

Prof. Dr. İbrahim ÜNALMIŞ EKONOMİ NOTLARI ibrahimunalmis@hotmail.com

İkinci çeyrek ekonomik büyümesine dair ön­cü göstergeler yayımlanmaya devam ediyor.

Hafta içerisinde mayıs ayı sanayi üretim verileri açıklandı. Sanayi üretimi mevsim­sellikten arındırılmış olarak yıllık %0.1 küçü­lürken aylık olarak %1.7 arttı. Önceki iki ayda daralan sanayi üretiminin mayıs ayında artış kaydetmesi üretim tarafında sert bir yavaşla­ma olmadığına işaret ediyor. Sektörel büyü­me oranlarına baktığımızda madencilik ve taş ocakçılığının %3.9 daraldığını, imalat sanayi­nin %2.1, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendir­me üretimi ve dağıtımının %1 büyüdüğünü gözlemliyoruz.

Açıklanan işsizlik rakamları da mayıs ayın­da işsizlik oranının %8.4 ile son on iki yılın en düşük seviyesine gerilediğine işaret ediyor. İş gücü piyasasında yapısal sorunlar kaynaklı farklı dinamikler var. Fakat 35.9 milyona ula­şan işgücü ile birlikte toplam istihdamın 32.9 milyona yükselmesi ekonomik aktivitenin canlılığına işaret ediyor. Ayrıca işsizlik oranı­nın hem kadın hem de erkeklerde düşüş eğili­minde olması sevindirici bir gelişme.

Yeni siparişlerde düşüş

Ekonomik aktiviteyi takip ettiğimiz diğer bir öncü gösterge Türkiye İmalat Sanayi PMI (satınalma yöneticileri endeksi) verileri. Bu veri İstanbul Sanayi Odası tarafından ve sana­yi üretimi endeksinden bir ay kadar daha ön­ce yayımlanıyor. PMI endeksinde 50 kritik se­viye. Endeksin 50’nin üzerinde olması önceki aya kıyasla iyileşmeye işaret ederken 50’nin altında olması aktivitenin önceki aya göre ya­vaşladığına işaret ediyor.

Mayıs ayında 48.4 seviyesinde olan endeks haziran ayında 47.9’a geriledi. Yeni siparişlerde düşüş ve üretimde yavaşlama endeksin gerilemesine neden olan temel faktörler olarak gösterildi. Yeni sipariş­lerdeki düşüşün hem iç hem de dış pazar kay­naklı olması tedirgin edici bir gelişme olarak değerlendirilebilir. İç talebin yavaşladığı bir ortamda ihracata yönelme dezenflasyon süre­cinin üretim üzerindeki maliyeti azaltabilirdi.

Bir yandan başta AB ülkeleri olmak üzere ih­racat yaptığımız başlıca ülkelerdeki talep za­yıflığı, diğer taraftan TL’nin son dönemde reel olarak değer kazanıyor olması ihracatı zorlaş­tıran faktörler arasında. ISO Türkiye İhracat İklimi Endeksi nisan ve mayıs aylarındaki ar­tışlar ile umut vermişti. Haziran ayındaki dü­şüş ihracat yaptığımız ülkelerde toparlanma­nın hızlı olmayacağını gösteriyor.

Sektörel PMI verilerini incelediğimizde gı­da ürünleri sektörünün 50.8, makine ve metal ürünler sektörünün 50.5 ile büyüme tarafında olduğunu görüyoruz. En çok daralan sektörler 44.1 ile tekstil ürünleri, 45.3 ile kara ve deniz taşıtları, 45.4 ile elektrikli ve elektronik ürün­ler, 45.6 ile ana metal sanayi.

Hizmetler sektörü güçlü kalacak

Haziran ayı kapasite kullanım oranı %76.2 olarak açıklandı. Son iki aydır düşen kapa­site kullanım oranı da üretimdeki zayıflama sinyallerinin bir diğeri olarak değerlendiri­lebilir. Haziran ayı Reel Kesim Güven En­deksi 100.5 seviyesine geriledi. Bu seviye son 21 ayın en düşük değeri. Reel kesim güvenin­deki gerileme de üretimdeki yavaşlama işa­retleri ile uyumlu.

Üretim tarafında yavaşlama sinyalleri belir­ginleşirken tüketim tarafındaki gelişmeleri de önemsiyoruz. Son üç ayda perakende satışlar geriliyor. Toptan ticarette de satışlarda aylık %5.1, yıllık %4.6 gerileme var.

Sanayi üretiminde gerileme yaşanırken hiz­metler sektörünün görece daha canlı oldu­ğu anlaşılıyor. Ciro endekslerine baktığımız­da hizmetler sektörü cirosunun mayıs ayında yıllık %80.6 arttığını görüyoruz. Konaklama ve yiyecek sektöründe ciro artışı %93.6 ola­rak gerçekleşmiş. Bir başka deyişle, hizmetler sektöründe talep canlı kalmış ve reel olarak büyümeye devam etmiş.

TCMB’nin önümüzdeki dönemde para po­litikasındaki sıkı duruşunu devam ettirece­ği varsayımı altında perakende satışlardaki ve imalat sanayi tarafında üretimdeki yavaş­lamanın devam edeceğini ve sonbaharda da­ha fazla hissedileceğini söyleyebiliriz. Turizm sezonunda olmamız itibariyle hizmetler sek­törünün yaz aylarında güçlü kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Ekonomik aktivite­deki yavaşlamanın hizmetler sektörünü de sonbahardan itibaren daha fazla etkilemesini bekliyoruz. Fakat genel eğilimleri göz önünde bulundurarak bu etkinin imalat sanayine göre daha ılımlı olacağını düşünüyoruz.

Tüm yazılarını göster