AYRINTI / Ferit B.PARLAK ferit.parlak@dunya.com Gelirlerimizi ya vergi gelirlerinden ya özelleştirmeden ya da borç alarak sağlıyoruz. * * * Ülke ekonomisinin kısa, orta ve uzun vadeli gelişiminin olmazsa olmazı vergi gelirleridir. Vergi gelirlerinin olmazsa olmazı ise yatırımlardır. * * * Borçlanma diğer bir 'gelir' kalemidir. Diğer kalemlerdeki düşüş nedeniyle borçlarını borçlanarak ödemeye mecbur kalmak belimizi büken 'gider' kalemidir. Bu durum yüksek faizi, yatırımsızlığı ve eksik istihdamı beraberinde getirir. Ve daha yüksek faizle, daha fazla borçlanmanın önünü açar. * * * Kamunun 'satılacaklar listesi' sınırlı bir listedir. Özelleştirme gelirleri ile yatırım harcamalarını desteklersek bu sınırlı listeyi, sınırsız gelir elde etme aracına çevirebiliriz. Bu gelirleri yanlış politikalar nedeniyle sınırsıza çeviremediğimiz ortada. * * * Dün gelen verilere göre 2008 yılının ilk çeyreğinde, yüzde 6.6 ile beklentilerin üzerinde büyüdük. * * * Şimdi, "Büyüme rakamları iyi geldi" bahanesiyle, birtakım çevreler Merkez Bankası'nı baskı altına alacak ve daha yüksek oranlarda faiz artışı isteyecektir. Merkez Bankası bu tuzağa düşmemeli. * * * Büyümenin en önemli nedeni düşük faizlerdir. İlk çeyrekte büyümenin nedeni de budur. Faiz artırımları nedeniyle ikinci çeyrekte daha düşük bir büyüme bekleniyor (Tarım ve tarımsal ürün üretiminde sürpriz bir artış olmazsa.) * * * "Türkiye'de sermaye eksikliği var; yatırımlar için sermayeye, sermaye için yabancılara ihtiyacımız var" diyoruz. "Düşük faizle, yabancı yatırımcı çekemeyiz" diyoruz. Elimizdeki potansiyeli kullanarak sermaye birikimi sağlayabileceğimizi göremiyoruz. * * * Rekabet avantajı bulunan sektörlerimizi seçip, o sektörlerde yol alıp, teknoloji yoğun sektörlerde yapılacak yatırımlar için tasarruf ve sermaye birikimi sağlamalıyız. Hafta sonunda DÜNYA Gazetesi tarafından düzenlenen Altın Çıpa Denizcilik Ödülleri töreninde konuşma fırsatı bulduğumuz Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım son 5 yılda denizcilik sektöründe yaşanan yüzde 360 büyümeye dikkat çekmişti. Denizlerimize ilgisiz kalmıştık. İlgilendik, dünya yüzde 89 büyürken, Türkiye yüzde 360 büyüme sağladı. Sahiplendiğimiz takdirde yüzde 360'ın üzerinde büyüme gösterip, diğer sektörlerdeki yatırımlara sermaye birikimi sağlayacak enerji, maden, gıda ve turizm gibi onlarca değerimiz var. Biz bu değerlerle büyüyeceğiz. Yeter ki sahiplenelim. Yeter ki kendi ayağımıza kurşun sıkmayalım. Ve yeter ki ayağımıza kurşun sıkmaya çalıştıranları dinlemeyelim.