Büyümede sürpriz var; cari açık şaşırtmadı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye ekonomisi, ilk çeyrekteki yüzde 11'den sonra, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 8.8 gibi en iyimser tahmin sahiplerini bile yanıltan bir büyüme gösterdi. Biz, iki ay kadar önce, ikinci çeyrekteki büyümenin yüzde 6.4'te kalabileceğini dile getirmiş ve bu tahminimizi imalat sanayiindeki büyüme hızına dayandırmıştık. Son haftalarda yapılan geniş kapsamlı anketlerde de büyüme beklentisi yüzde 6.8 olarak dile getiriliyordu. Bazı hükümet üyelerinin tahminleri bile yüzde 7 düzeyindeydi.

Büyümeyi tüm tahminlerin üstüne çıkaran etkenlere gelince… GSYH'nin yarıdan fazlası üç sektörden oluşuyor. Bunlardan imalat sanayi, GSYH içinde dörtte birden fazla pay alıyor. Ve ilginçtir, imalat sanayi GSYH'deki toplam artışı aşağı çeken bir etki yaptı. İmalat sanayi, ikinci çeyrekte yüzde 8 oranında büyüdü. Bizim tahminimiz, imalat sanayiinin ikinci çeyrekte yüzde 8.7 dolayında büyüyeceği, ancak diğer sektörlerdeki büyümenin düşük kalmasıyla toplam oranın daha aşağıda oluşacağı yönündeydi. Tersi oldu…

İmalat sanayi ikinci çeyrekte yüzde 8 büyürken, GSYH içinde yüzde 15 ile en fazla ağırlığa sahip ikinci sektör konumundaki ulaştırma, depolama ve haberleşme sektörü yüzde 11.7'lik bir büyüme gösterdi. Toplam GSYH'deki ağırlığı yüzde 14'e yaklaşan toptan ve perakende ticaret sektöründeki ikinci çeyrek büyümesi de yüzde 13 oldu.

Sıfır büyüme, yüzde 4.7 getiriyor

Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte yüzde 11.6 büyümesinden ve gözlenen gidişattan dolayı 2011'in tümünde yüzde 4.5 büyüme öngören resmi hedefin anlamının kalmadığı ortadaydı. İkinci çeyrek büyümesinden sonra bu oran, mucizeden de öte bir hedef artık. Gerçi yüzde 4.5, hedef olmaktan çıkalı çok oldu; ama, kağıt üstündeki hedef hala yüzde 4.5…

Şimdi ekonominin yılın tümünde ne kadar büyüyeceği tartışılıyor, tahminler yapılıyor. İkinci çeyrekteki tahminleri aşan yüzde 8.8'den sonra yılın tümü için ağırlıklı görüş, yüzde 7, hatta yüzde 7.5 dolayında bir gerçekleşme olacağı.

Çünkü, ekonomi yılın ikinci yarısında hiç büyümese ya da başka bir ifadeyle sıfır büyüme oluşsa bile, ilk yarıdaki yüzde 10.2'nin etkisiyle yıllık oran yüzde 4.7 düzeyinde oluşacak. Yani, yüzde 4.7'lik büyüme bir anlamda "cepte"!

Peki, ikinci yarıda nasıl bir büyüme performansı ortaya çıkar ve yıl nasıl kapatılır?

Büyümenin üçüncü çeyrekten itibaren hız keseceği ve yılın ikinci yarısının ilk yarı kadar parlak geçmeyeceği ortada ve bu kimse için sürpriz değil. Hem zaten şu son dönemdeki kaos günlerine kadar ekonomiyi soğutmak için önlem alınmaya çalışılmıyor muydu… Dolayısıyla, ekonominin üçüncü çeyrekten itibaren görece bir yavaşlama içine girmesi şaşırtıcı değil.

Ekonomi üçüncü ve dördüncü çeyreklerde yüzde 3 büyürse, yıllık GSYH artışı yüzde 6.3'e ulaşacak. Bu çeyreklerde büyüme yüzde 4 olursa yıllık oran yüzde 6.9 düzeyinde gerçekleşecek. Üçüncü ve dördüncü çeyreklerdeki büyümenin yüzde 5'i bulması halinde ise yıllık büyüme yüzde 7.4 olacak.

Yıllık cari açık 75 milyar

TÜİK'in açıkladığı ikinci çeyreğe ilişkin büyüme hızı yüzde 8.8'e ulaşarak sürpriz yaparken, Merkez Bankası'ndan gelen temmuz ayının cari açığı şaşırtmadı. Temmuz ayında 5.3 milyar dolar açık verildi. Geçen yılın temmuz ayındaki açık 3.6 milyar dolardı.

Temmuz ayındaki açık, ilk yedi ayın en düşük açığı; bu önemli. Ancak, Türk Lirası'nın değer yitirmesi, dış ticaret dengesinin önceki aylara göre iyileşmesi gibi etkenlerle cari dengede zaten önceki ayların altında bir açık beklentisi hakimdi. Kaldı ki, turizm mevsimi dolayısıyla bu alandan elde edilen gelirdeki büyüme de cari açığı aşağı çeken bir etken oldu. Türkiye, temmuzda 3.3 milyar dolarla şimdiye kadarki en yüksek aylık turizm gelirini elde etti, turizm gelirinde rekor kırılmış oldu.

Merkez Bankası verilerine göre, yıllık cari açık temmuz sonu itibariyle 74.6 milyar dolara ulaştı. Başkan Erdem Başçı, bir konuşmasında 2011 yılı için cari açığını 70-72.5 milyar dolar arasında tahmin ettiklerini dile getirmişti.

80 milyarı göreceğiz

Merkez Bankası'nın hemen tüm değerlendirmelerinde, cari açıkta son çeyrekten itibaren iyileşme başlayacağı vurgulanıyor. Öyle anlaşılıyor ki, Merkez Bankası cari açığın son çeyreğe kadar artacağını ve daha sonra azalmaya başlayacağını bekliyor. Ama artış hangi düzeye kadar olacak? Görünen, cari açığın yıllık bazda 80 milyarı test edeceği yönünde. Merkez'in tahmini tutarsa, 80 milyar civarındaki yıllık açıktan geri dönülecek.

Ne var ki, eğer ekonomi bu yıl ağustostan itibaren çok dramatik bir yavaşlama göstermemişse, cari açıkta baz etkisine dayalı iyileşme son çeyrekte değil, ancak son iki ayda görülebilecek. Geçen yıl ağustosta 3 milyar, eylülde 3.8 milyar, ekimde 3.4 milyar dolar açık verilmişti. Bu yıl da, geçen yılki düzeylerin altında açık verilebileceği pek sanılmıyor, hatta bu düzeylerde kalmanın bile başarı olacağına vurgu yapılıyor. Dolayısıyla, cari açıkta baz etkisine dayalı iyileşmenin ekimde başlaması pek kolay görülmüyor.

Geçen yılın son iki ayı ise yüksek artışlar verilen aylardı. Kasımda 6 milyar, aralıkta 7.6 milyar dolar açık verilmişti. Baz etkisi bu iki ayda devreye girebilir ve böylece yıllık açık kasımdan itibaren yönünü aşağı çevirebilir. Ancak, yıllık bazda yine de 72.5 milyar dolara inilebilir mi, tartışılır. Gerçi, 72.5 olmaz da 75 olur, arada da çok önemsenecek bir fark yok. Çünkü Merkez Bankası Başkanı Başçı, bir tahmini dile getirdi yalnızca.

Tüm yazılarını göster