Büyümede son çeyrek sürpriz yapabilir mi?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
 
İlk üç çeyreğe ilişkin gerçekleşme, yılın tümünde yüzde 3.2'yi tutturmanın çok zor, hatta olanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye son çeyrekte yüzde 5 büyüyebildiği takdirde, yıllık yüzde 3.2'yi yakalayabilecek ve bu da çok kolay görünmüyor. 
 
2013 yılının para ve kur politikasını açıklamak üzere bir basın toplantısı düzenleyen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, zaten bilinmekte ve tahmin edilmekte olan bazı konulara değindi, oranlar açıkladı; ayrıca önümüzdeki dönemde uygulamaya konulacak yeni düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Bu yılın enflasyonunun yüzde 6.5'in altında kalmasını beklediklerini ifade eden Başçı, önümüzdeki üç yılda ise enflasyonun orta vadeli programda olduğu gibi yüzde 5 dolayında öngörüldüğünü söyledi. Bunlar zaten
bilinen, tahmin edilen konulardı. 
 
Merkez Bankası Başkanı Başçı'nın açıkladığı bazı detaylar, teknik bazdaki düzenlemeler, görünürde yalnızca bankaları ilgilendiriyor. Örneğin, kaldıraca dayalı yeni zorunlu karşılık uygulaması. Vadeye dayalı zorunlu karşılık uygulamasına ek olarak, önümüzdeki dönemde kaldıraca dayalı yeni zorunlu karşılık uygulaması da para politikası araçlarına ekleniyor. Bu önlemlerle getirilebilecek sıkılaştırma görünürde yalnızca bankaları ilgilendiriyor gibiyse de, doğaldır ki sonuçta reel kesime dönük etkiler ortaya çıkacak. Merkez Bankası özetle, çok kredi açılmasına ya da kredi artış hızının enflasyonu etkilemesine izin vermemek adına şimdiden önlemlerini alıyor.
 
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıklamalarında yer alan önemli bir detay, kasım ayından itibaren ekonominin canlandığı ve son çeyrekteki büyümenin iyi gelebileceği oldu. Merkez Bankası'nın en yeni ve en geniş veri setine sahip kurum olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çizerek, Başkan Başçı'nın kasım ve son çeyreğe ilişkin olumlu yaklaşımını önemsemek gerekiyor. Ancak, Başçı ne kadar umutlu konuşursa konuşsun, bazı veriler var ki, doğrusu bu umudu biraz törpülüyor! 
2012'ye ilişkin revize büyüme tahmini yüzde 3.2 düzeyinde. Ancak ilk üç çeyreğe ilişkin gerçekleşme, yılın tümünde yüzde 3.2'yi tutturmanın çok zor, hatta olanaksız olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye son çeyrekte yüzde 5 büyüyebildiği takdirde, yıllık yüzde 3.2'yi yakalayabilecek ve bu da çok kolay görünmüyor. 
 
İşte bu nedenle Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın açıklaması önemli. Demek ki kamuoyunun henüz bilmediği, ki Başçı da buna vurgu yaptı, ama Merkez Bankası'nın elinde bulunan veri seti, büyümenin son çeyrekte en azından üçüncü çeyreğe göre belirgin bir hızlanma içinde olduğunu gösteriyor. Ama bunlar neler olabilir ki?
 
Aralık ayı göstergeleri olumsuz
 
Merkez Bankası'nın dün açıkladığı imalat sanayinin aralık ayına ilişkin kapasite kullanımı verileri, hiç de parlak bir tabloya işaret etmiyor. İmalat sanayi aralık ayında yüzde 73.6 kapasiteyle çalışmış. Bu oran, son dokuz ayın en düşük oranı olduğu kadar, geçen yılın aralık ayındaki yüzde 75.5'in de neredeyse iki puan altında. Ancak şu gerçeğin de altını çizmeli; mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı aralıkta yüzde 74.5 oldu ve kasımdaki yüzde 72.8'e göre 1.7 puanlık bir artış gösterdi. 
 
Merkez Bankası'nın açıkladığı bir başka gösterge daha var; reel kesim güven endeksi. Dün açıklanan bu veriye göre, reel kesimin ekonomiye duyduğu güven nisandan beri azalıyor. Endeks, aralık ayında bir yıllık aradan sonra yeniden 100'ün altına indi 97.9 oldu.
 
TÜİK'in açıkladığı sektörel güven endekslerinde de olumlu bir gidiş söz konusu değil, aksine olumsuz eğilim giderek pekişiyor. Hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endeksleri genel olarak mayıstan bu yana geriliyor.
 
Aralık ayında yüzde 2.9 gerileyen hizmet sektörü güven endeksi 92.9'a, yüzde 5.3 azalan perakende ticaret sektörü güven endeksi 89.5'e, yüzde 5.7 azalan inşaat sektörü güven endeksi ise yüzde 71.8'e düştü.
 
Endekslerin 100'ün altında olması sektörün geleceğe dönük kötümserliğine işaret ettiğine göre, mevcut tablo pek de parlak sayılmaz herhalde...
 
Tüm yazılarını göster