Büyümede piyasa hükümetten daha iyimser

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Dünya tersine mi döndü ne! Orta vadeli programda yüzde 4 olarak öngörülen büyümeye karşılık bazı bakanlar yüzde 3’ün biraz üstünde bir beklenti içinde olduklarını dile getiriyorlar. Buna karşılık piyasada ise ağırlıklı olarak yüzde 4’lük hedefin yakalanabileceği, hatta bu düzeyin aşılabileceği görüşü savunuluyor.

Biz tersine alışkınız. Hükümet üyeleri çoğu kez hiç de gerçekçi olmayan iyimserlikler sergiler, piyasa ise daha kötümser bir tablo çizerdi. Ama bu kez alışkanlıklarımızı ters yüz eden bir tabloyla karşı karşıyayız.

Önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın açıklaması gelmişti. Babacan, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, 2013 yılı büyümesinin yüzde 4’lük hedefin bir miktar altında kalabileceğini söylemişti. Bu kez dün Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan benzeri bir açıklama yaptı. TÜİK’in haziran ayı sanayi üretimi verilerini açıklamasından sonra ikinci çeyrek ve yılın tümüne ilişkin büyüme hızı konusunda artık daha sağlıklı tahminler yapmanın mümkün olduğunu dile getiren Çağlayan, 2013 yılı büyümesinin yüzde 3’ün biraz üstünde, yani OVP’deki yüzde 4’lük hedefin bir miktar altında gelmesini beklediklerini söyledi.

Dedik ya dünya tersine dönüyor galiba. Babacan ve Çağlayan böylesine ılımlı ve temkinli açıklamalar yaparken, TÜİK’in dün açıkladığı haziran ayı sanayi üretimi verilerini değerlendiren bazı uzmanlar, neredeyse yüzde 4 için “çantada keklik” demeye başladı.

Piyasa değerlendirmelerinde en çok dikkat çeken görüş de şu oluyor: “Haziran ayı sanayi üretimi tahminlerin üstünde geldi.”

İyi de, tahmin yanlış olamaz mı yani? Tahminlerin üstünde gelen her gerçekleşme, olağanüstü bir gidişatın izini mi taşıyordur illa ki?

Üretim çok mu arttı ki?

Tüm değerlendirmelerin dayanağı, TÜİK’in dün açıkladığı haziran ayı sanayi üretimi. Önce oranlara bakalım.

Hatırlanacaktır; TÜİK sanayi üretimiyle ilgili üç endeks açıklıyor. TÜİK, bu endekslerden mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olanını kullanmayı tercih ediyor ve bu endeksin bir önceki aya göre değişimi alınıyor. İşte bu endekse göre hazirandaki sanayi üretimi yüzde 1.4 arttı.

Bir diğer endeks, takvim etkisinden arındırılmış olan. Bu endekse göre haziran ayındaki sanayi üretimi, 2012’nin aynı ayına göre yüzde 4.2 artış gösterdi.

Biraz üvey evlat muamelesi gören endeks ise herhangi bir arındırma işlemine tabi tutulmayan endeks. Bu endekse göre haziran ayı sanayi üretimi, geçen yıla oranla yüzde 3 arttı.

İkinci, hatta üçüncü planda kalmış gibi görünse de üretimdeki elle tutulur, sayılabilir, milli geliri etkileyecek düzeyi gösteren endeks bu. Çünkü bu endekste çalışma günü sayısından kaynaklanan olumlu ya da olumsuz etkiler bertaraf edilmiyor. “Bu yıl da geçen yılki kadar çalışılsaydı, üretim şu olurdu” gibi bir varsayım, bir çıkış noktası söz konusu değil. Kaç otomobil, kaç buzdolabı, ne kadar elektrik enerjisi üretilmiş, aynen kayda alınıyor. Dolayısıyla milli gelire yansıyacak olan da bu endekse göre bulunan üretim düzeyi.

Nitekim Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da, yılın ikinci çeyreğindeki sanayi üretimi değişimine ilişkin oranı verirken, bu endeksle bulunan oranı kullandı.

Oranlar böyle ve bizim dikkate aldığımız herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan endeksin ortaya koyduğu değişim.

O kadar kolay görünmüyor

Söz konusu endekse göre ilk çeyrekte yüzde 1.3 olan geçen yıla göre artış, ikinci çeyrekte yüzde 3.2’ye ulaştı. İlk çeyrekteki sanayi üretimi artışının yüzde 1.3 olması, büyümeye ilişkin beklentilerin hızla aşağı çekilmesine yol açmıştı. Ancak, ilk çeyrek büyümesi tüketim harcamaları ve kamu harcamalarının tahminlerin ötesine geçmesi sayesinde yüzde 3’ü bulmuş ve bu gerçekten herkes için sürpriz olmuştu.

İlk çeyrekte yüzde 1.3 olan sanayi üretimi artışının ikinci çeyrekte yüzde 3.2’ye çıkması ve ilk yarı artışının yüzde 2.3 olması elbette önemli. İkinci çeyrekte de tüketim harcamaları ve kamu harcamaları artmaya devam ediyorsa, bir de bunları destekleyecek sanayi üretimiyle birlikte büyüme daha da ivme kazanabilir. Ancak unutmayalım, geçen yılın aynı dönemindeki oranlar çok daha yüksekti. Sanayi üretimi geçen yıl ilk çeyrekte yüzde 3.9, ikinci çeyrekte yüzde 3.6, yılın ilk yarısında ise yüzde 3.7 büyümüştü. Yani bu yıl üretim artışında belirgin bir yavaşlama var.

Dolayısıyla yalnızca haziran ayındaki sanayi üretiminin iyi gelmiş olmasına bakarak yılın tümü için fazlasıyla iyimser tablolar çizmek pek gerçekçi değil. Bu konuyu biraz daha irdelemekte, detaya inmekte yarar var.  

                                      

Tüm yazılarını göster