Büyüme

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Yüzde 3.1 ile ilk yarı geçildi. Milli gelir hesaplarında yapılan revizyonlara bakınca ilk yarı büyümesinin 0.1-0.2 puan yukarı revize edilebileceğini düşünebiliriz. Üçüncü çeyrekte yaklaşık aynı manzara çıkacaktır. Ancak son çeyrekte gerek daha olumlu baz etkisi, gerekse düzeltilmiş rakamlarda görülen yüzde 1.8'in -2011 ilk çeyrekten beri ilk defa- vaat ettiği gibi büyüme hızı artabilir. Toplamda yüzde 4 belki yakalanamaz, ama buna yaklaşılacağını tahmin ediyorum. 2013 yılında büyüme hızı -dünyanın bu halinden bakınca; ECB politikalarının en çok çözüm vaat eder hale gelmesi, Almanya'da seçimler ve girilmekte olunan teknik resesyonun devamında Merkel'in de çıkarının olmaması, Fed'in muhtemel parasal genişlemesi ve/veya faiz artırmama taahhüdünün 2015'e uzaması- yüzde 4'ün hayli üzerinde olacaktır. İç talebin ortadan kalktığı bir konjonktürde seçime gidilemeyeceği için hem iç talep, hem de kamu harcamaları destek olacaktır. Seçim ekonomisi uygulanmayabilir; madem öyle deniyor. Ama "seçim ekonomisizliği" de söz konusu olamaz. Açık olmalı. Yani durumu o kadar da kötü görmek için neden yok. Evet, "yeniden dengelenme", "yumuşak iniş" beklenenden biraz daha sert oldu. Ancak yeniden dengelenme de yeniden dengelenecektir. Peki nasıl?

Harcamalar tarafından bakalım. Her ne kadar milli gelir üretim tarafından hesaplanıyor ve göreceli katkılara (dahi) harcamalar tarafından bakmak tam bir netlik sağlamıyorsa da, buradan bakmak bize ana deseni veriyor. Net ihracat katkıda bulunuyor, fakat 11 çeyrek sonra ilk defa özel tüketimden katkı yok. Önemli bir gösterge olan gayrı safi sabit sermaye oluşumu ekside. Kamu harcamaları ücretlerden ve mal ve hizmet alımlarından dolayı yüzde 4.4 arıyor. Kamuda makine ve teçhizat harcamalarında yüzde 11.5 artış var, fakat inşaat yatırımlarındaki yüzde 6.3 düşüş nette büyüme hızını 0.2 puan aşağı çekmiş Özel sektör yatırımlarında yüze 7.9 düşüş var ve nedeni makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 11.6 azalış.  Bu desenden çıkış özel tüketimin kımıldamaya başlamasıyla ve kamu harcamalarının katkısıyla olabilir. Dış talebin daha fazla destek olması ve buna bağlı yatırım kararı alınması önümüzdeki 3-6 aylık dönemde zor. İç talebin kontrollü biçimde yeniden dengelenmesi kredilerin 2013'te yüzde 20-25 bandında büyümesiyle olabilir -2012'ye yüzde 15 dersek. Konut kredilerinde fiyatlamanın değişmesi swapla dönüşte yüzde 10.5 maliyete yüzde 12-13 bandında faizi düşünürsek, zor. Spread zaten yüksek değil. Bir miktar düşüş ve konut satışını destekleme ancak doğrudan TL komponentin payının artmasıyla olabilir. Bunun olması için menkul kıymet portföyündeki daralmanın sürmesi ve açığı yabancı talebinin kapatması -son ayların örüntüsü- ile olabilir.

İkinci çeyrekte büyümenin beklentilerin altında kalmasının temel nedeni inşaat ve tarımdaki yavaşlamanın beklenenden hızlı oluşu. Temmuzda tüketime yönelik sektörlerde ve sanayi üretiminde iyileşme olduysa da ağustos bu tabloyu bozdu. Büyüme yine zayıf olacak ve yüzde 3 civarında gerçekleşebilir. Fakat düzeltilmiş veriler girdiği yolda devam ederse son çeyrek büyümesi yüzde 5'e yaklaşır. ECB girdiği yolda ilerler ve şimdilik beklenti yönetimi yapar gibi görünen, ama seçim sonrası adım atabilecek şekilde hazır bekleyen Fed bekleneni yaparsa 2013'te krizden çıkış işaretleri artabilir. Bu yıl yüzde 3.5-4 olabilecek büyüme seneye potansiyeli (yüzde 5) yakalar. Önemli olan şu; İç talepteki daralma sonuna geldi mi? Gelmediyse büyüme kolayca "hissedilmez" çünkü yurtiçi tüketim sıfır civarında büyürken çoğunluk için hissedilecek şeyler çok fazla değildir. Çeyrek bazda büyüme oranları tam olarak döngünün dip noktasında ve düzeltilmiş verilerde yön yukarı. Ya en kötüsü bu çeyrek ya da en kötüsü az farkla üçüncü çeyrek olur. 

Tüm yazılarını göster