Büyüme öyle dibe oturduğu hızla tırmanışa geçemeyecek

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yılın üçüncü çeyrek verisiyle birlikte yeni GSYH serisine geçtik. Öyle anlaşılıyor ki, bu yeni seri daha çok su kaldıracak, çok tartışılacak.

Geçmişle bağlantının tümüyle kopmasına mı değinmeli, sabit fiyatlarla GSYH büyüklüğünün artık olmadığına mı, sektörlerin toplam içinde sabit fiyatlara göre payının bulunmadığına mı...
Bir sabah kalktığımızda hem ekonominin 2009'dan bu yana ilk kez daraldığını görüp hem de eş zamanlı olarak zenginleştiğimize mi şaşmalı.,.

Ya kamuoyu yeni veri setini pek anlayamadı, kavrayamadı ya da yeni sistem pek iyi anlatılamadı, bu yüzden de kafalar karışık. Zaman içinde öğreneceğiz bazı şeyleri elbette, ama bazı sorulara da doğrusu pek yanıt bulamayacağız. Birazdan değineceğimiz, örneğin yeni seri GSYH'de baz yılının neden 2009 olarak alındığı sorusu gibi...

Ama gelin önce bu yılın üçüncü çeyreğindeki yüzde 1.8'lik dramatik düşüşten sonra yılı hangi düzeyde kapatma olasılığımız var, ona bakalım.

Çıkış çok güçlü olmayacak

Yeni seri GSYH'ye göre birinci ve ikinci çeyreklerdeki yüzde 4.5'lik büyümeden sonra üçüncü çeyrekte yüzde 1.8'lik küçülme ortaya çıktı. 2015 ve 2016'nın ilk üç çeyreği bazında endeksler esas alınarak yapılan hesaplama, bize kabaca yüzde 2.2'lik bir büyüme oranı veriyor. Yani bu yılın ilk üç çeyreğinde geçen yıla göre yüzde 2.2'lik bir büyüme söz konusu. TÜİK'in, yılsonu hariç, çeyrekler toplamından yola çıkılarak yıllık bazda bir değişim hesaplanmasının çok sağlıklı olmayacağına ilişkin bir uyarısı var. Zaten o yüzden kabaca yüzde 2.2 demeyi uygun görüyoruz.
Peki yılı hangi düzeyde kapatma olasılığımız ağır basıyor, biraz da ona bakmak gerek.

Dayanacak noktalarımız, dayanacak rakamlarımız var. Hükümetin 2016 için revize büyüme tahmini yüzde 3.2. Her ne kadar bu oran eski seri GSYH setine göre ortaya konulan bir tahminse de, yeni seriye göre bir tahminde bulunulmadığı için bu oranı esas almak durumundayız. Yılın tümünde yüzde 3.2'lik bir büyümeye erişmek, yılın son çeyreğindeki büyüme hızının yüzde 6'ya ulaşmasını gerektiriyor. Bu, neredeyse olanaksız bir oran.

Son çeyrekteki büyüme hızını birer puan düşürüp sıfıra kadar indirerek olabilecek oranları sıraladık. Son çeyrekte büyüme sıfır olursa 2016 yılı büyümesi yüzde 1.6'ya kadar inecek. Sıfır, en düşük oran değil tabii ki. Türkiye ekonomisi son çeyrekte de küçülmeye devam eder ve oran negatif yüzde 1 olursa, bu kez yıllık büyüme yüzde 1.3'e gerileyecek.

Baz yılı niye 2009?

Yeni seri GSYH'de en çok tartışılan yönlerden biri de baz yılı olarak 2009'un seçilmiş olması. 2009, Türkiye ekonomisinin en büyük krizlerden birini yaşadığı yıl. 2009, aslında yalnızca Türkiye'nin değil, tüm dünyanın kriz içinde olduğu bir yıl. Gerçek böyleyken bizim tutup kriz yılını baz yılı olarak seçmemizin pek de izah edilebilir bir yönü yok. Birçok temel göstergede baz yılı olarak 2010'u seçmiştik, bu pekala GSYH için de söz konusu olabilirdi.

Baz yılının 2009 olarak tercih edilmesi bir bakış açısıyla aslında "büyüme hızının büyük görünmesi gibi bir etki kesinlikle yapmaz". Ama bir başka bakış açısıyla baz yılının 2009 olması "büyüme hızının büyük görünmesi gibi bir etkiye kesinlikle yol açar".

"Bir karar ver" dediğinizi duyar gibiyiz. "Hangisi doğru" diyorsunuz belki de.

İki görüş de doğru. Baz yılının 2009 olarak seçilmesi örneğin 2015 yılının ya da bu yılın veya gelecek yılın büyüme hızını etkilemez.

Ama baz yılının 2009 olarak seçilmesi, ortalama büyüme hızını yukarı çeken bir etki doğurur, doğurdu da zaten.

2009 yılı baz alınarak oluşturulan seriye göre, 2009'dan sonraki dönemin, yani son altı yılın yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 7.33.

Eğer bazı yılını 2008 olarak alsaydık, 2008'den sonraki yedi yılın yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 5.51 olacaktı.

En sağlıklı baz yılı olarak işaret edilen 2010 seçilmiş olsaydı, bu kez söz konusu yıldan 2015 sonuna kadarki beş yılın yıllık ortalama büyümesi yüzde 7.1 düzeyinde oluşacaktı.

Yıl hatası ortalama büyümeyi aşağı çekti

Bu arada GSYH verilerinin açıklandığı basın toplantısında dağıtılan bir veri setinde yıl sayısından kaynaklanan bir hata yapıldığı anlaşıldı. Veri setinde, 2009 sonrası ortalama büyüme hızı 1998 bazlı seriye göre yüzde 4.42, 2009 bazlı seriye göre yüzde 6.25 olarak yer aldı.

Oysa biz dün bu köşede söz konusu dönem için, yani 2010-2015 dönemi için yıllık ortalama büyümeyi 1998 bazlı seriye göre yüzde 5.17, 2009 bazlı seriye göre yüzde 7.33 olarak yazmıştık. TÜİK'in verisiyle bizim yazdığımız oranlar arasındaki farkın nedeni dün anlaşıldı.

2009 yılının baz alındığı bir hesaplamada 2015 yılı da dahil toplam 6 yıl var. Oysa TÜİK'in hesaplaması yanlışlıkla 7 yıl üstünden yapılmış ve dolayısıyla TÜİK'in oranları daha düşük çıkmış.

Yani 2010-2015 dönemindeki ortalama yıllık büyüme 1998 bazlı seriye göre yüzde 4.42 değil gerçekte yüzde 5.17. Yine aynı dönem için 2009 bazlı seriye göre büyüme de yüzde 6.25 değil yüzde 7.33.

Tüm yazılarını göster