Büyüme hızı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Siz bu satırları okurken, yılın ikinci çeyreğine ilişkin büyüme hızı büyük bir olasılıkla ilan edilmiş olacak. Türkiye İstatistik Kurumu, saat 10.00'da ikinci çeyrek büyüme oranlarını açıklayacak.

Son yıllarda büyüme hızımızı hedef anlamında adeta sabitlemiş ve yüzde 5'e bağlamıştık. Gerçekleşme yüzde 5'i aşıyordu ama biz bir sonraki yıl için yüzde 5 hedefine bağlı kalıyorduk. 2007 sonbaharında 2008 hedefleri belirlenirken ne olduysa oldu ve dünyada konjonktürel olarak kötü gidiş çok aşikarken biz büyüme hızı hedefimizi yüzde 5.5'e çekiverdik. Tüm dünyada bir sorun vardı, ayrıca bizim büyümemiz de geçen yıl her çeyrekte bir önceki çeyreği aratırcasına hız kesiyordu; ama biz hedef büyütmekten geri durmadık, duramadık.

IMF, dünyadaki büyüme hızının gerileyeceğini aylar önce görmüş ve bu konuda raporlar hazırlamıştı. Bizim gerçeği görmemiz “biraz” geç oldu. Nisan sonunda IMF'ye gönderilen mektupta, 2007 büyümesinin, kuraklığa bağlı olarak tarımsal üretimin düşmesi ve net ihracattaki yavaşlama yüzünden öngörülenin yarım puan altında (yüzde 5 öngördük, gerçekleşme yüzde 4.5 oldu) kaldığı belirtiliyor ve “Önümüzdeki dönemde büyüme performansının küresel ekonomik ve finansal dalgalanmalara karşı dayanıklılığını koruması beklenmektedir” görüşüne yer veriliyordu. Mektupta, “Aynı zamanda, kötüleşen küresel ortamın belirsizliği artırdığı ve küresel büyümeye ilişkin beklentileri bozduğu da dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda yıl sonu hedefi bir miktar revize edilerek yaklaşık yüzde 4.5 seviyesine çekilmiştir” deniliyordu.

Yıllık hedefi yüzde 5.5'ten yüzde 4.5'e revize etmiştik; ama, ilk çeyrekte yüzde 6.6'lık büyüme gerçekleşince, “Acaba hedefi aşağı çekmekte acele mi ettik, büyüme hızımız gayet iyi” diye düşünenler de olmadı değil. Böyle yaklaşanlar, geçen yıl ilk çeyrekteki büyümenin yüzde 7.6 olduğunu unutmuş görünüyordu.

İkinci çeyrek ve dolayısıyla yılın ilk yarısına ilişkin oranlar bugün açıklanıyor. Biz, önce ikinci çeyreği, oradan hareketle de ilk yarıyı tahmin etmeye çalışalım.

Büyümeye ilişkin tahminde en önemli veri, sanayi üretimi. GSYH içinde dörtte bir ağırlığa sahip sanayi üretimi, ekonomiye olan etkisiyle birlikte toplamda daha büyük yer tutuyor. Sanayi üretimi, yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.8 artmıştı; ikinci çeyrekteki artış yüzde 3.1 düzeyinde kaldı. Altı ayın toplamındaki artış ise yüzde 4.9 oldu.

İkinci çeyrekteki GSYH artışının, sanayi üretimindeki artışın bir miktar üzerinde gerçekleşmesi beklenmeli. Bunda rol oynayan faktörlerin başında, bitkisel üretimde geçen yıla göre sağlanan iyileşme geliyor. İkinci çeyrek büyümesinin, bu etkenlerle yüzde 3.5 dolayında oluşması beklenebilir. Yüzde 4'lük bir oran ise doğrusu sürpriz olur.

GSYH yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3.5 düzeyinde bir büyüme gösterirse, yılın ilk yarısındaki oran yüzde 5 olacak demektir. Yok eğer ikinci çeyrek büyümesi yüzde 4'le sürpriz yaparsa ilk yarı büyümesi yüzde 5.2'yi bulacaktır. 

Hemen hatırlatalım, geçen yılın ilk çeyreğindeki büyüme biraz önce de belirttiğimiz gibi yüzde 7.6 olmuş, ikinci çeyrekteki yüzde 4'lük büyümeyle birlikte yılın ilk yarısındaki gerçekleşme yüzde 5.7 düzeyinde oluşmuştu.

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.6 büyüyen Türkiye ekonomisi, öyle anlaşılıyor ki ikinci çeyrekte yüzde 3.5-4.0 aralığında büyüyecek, altı aylık oran da yüzde 5.0-5.2 arasında oluşacak. 2008 hedefi olan yüzde 4.5'i tutturmak için ikinci yarıda daha yavaş büyümek yeterli olacak. Altı aylık büyüme yüzde 5.0-5.2 aralığında gerçekleşirse, ikinci yarı büyümesi yüzde 4 bile olsa, yıllık yüzde 4.5 hedefi yakalanabilecek.

Ancak, asıl soru şu tabii ki, yıllık yüzde 4.5'lik büyüme, Türkiye için yeterli bir oran mı? Bu soruya evet yanıtı vermek mümkün mü?

Tüm yazılarını göster